DOLAR 32,8248 0.04%
EURO 35,2439 -0.18%
ALTIN 2.451,13-1,53
BITCOIN 21140210.28148%
İzmir
37°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

“Birlikte yaşamak mümkün mü?”

ABONE OL
12/07/2010 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cemil Kabza
Gündem Gazetesi

7 Temmuz tarihli Paratiritis gazetesinde yayınlanan bir haber dikkatimi çekti. “TESEV’den Poli’de iki günlük konferans” ana başlıklı haber “İstanbul Rum azınlığının sorunları tartışıldı” altbaşlığıyla desteklenmiş. Ara başlıklarında ise “Vakıflar sorunu” ve “Birlikte yaşamak mümkün mü?” sorularına cevap aranmış.
Konferans, 24-25 Haziran tarihleri arasında İstanbul’daki Nippon Otel’de yapılmış. Konferans Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) organize etmiş.
İki günlük konferans çerçevesinde ilginç bir çok konu daha ele alınmış. Bir çok değerli konuşmacı katılmış.
“Değişen Türkiye’de Siyaset, Kurumlar ve Vatandaşlık: Birlikte Yaşamak Mümkün Mü?” başlıklı oturumu Prof. Dr. Baskın Oran yönetti. Konuşmacılar da Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dilek Kurban ve Selanik Üniversitesi Öğretim Üyesi (KEMO adına) Kostas Çiçelikis’den oluştu. “Türkiye’de ve Yunanistan’da Azınlık Hakları” altbaşlığının da kullanıldığı bu oturumda Dilek Kurban, Türkiye’deki vakaflar hakkında konuşurken, Çiçelikis “Yunanistan’da 2008 yılında çıkartılan ve uygulanmayan vakıflar yasası ve bunun doğurduğu sorunlar” başlığı altında konuştu.
Bilimsel bir toplantıya akademisyenlerin konuşmacı olarak davet edilmesi kadar doğal bir şey olamaz. Unutmayalım ki, hangi konu olursa olsun, bilim camiasına da danışılıyor, onların çözüm önerileriyle nice sıkıntılara ‘çareler” bulunuyor.
“Birlikte yaşamak mümkün mü?” başlığı kullanılmasaydı es geçecektim. Ancak, sözkonusu konferans biz, Batı Trakya Türkleri ve İstanbul Rumları’nın sorunlara ‘çare’ aramak için düzenleniyorsa, haliyle “Birlikte yaşamak mükmün mü?” sorusuna hem çoğunluk hem de azınlık mensuplarının ortaklaşa cevap araması gerekmektedir. Konferans İstanbul’da düzenlediği için Rum azınlık mensubu meslektaşımız Vasiliadis konferansa katılıp (konuşmacı olmamasına rağmen) fikirlerini beyan etmiş. Batı Trakya Türkleri adına birilerinin bu toplantıya katılıp katılmadığını bilmiyorum. Ama katılan olsaydı, kanımca basına da yansırdı.
İstanbul’da yaşamaya ‘ant’ içmiş biri olarak Vasiliadis’in yaptığı konuşmada bazı şeylerin düzelebilmesi için iyi niyet çerçevesinde pozitif ayrımcılığın yapılması gerektiğini belirtiyor ve nüfus dengesinin biraz olsun sağlanabilmesi için şu teklifi sunuyor: “…örneğin Avrupa Birliği Vatandaşı 10 bin Ortodoks Yunanlıya çalışma ve ikamet izninin verilmesi gerekiyor. Bunlar buraya gelmeyi ve bu azınlığa dahil olmayı kabul edecek, haliyle azınlık mensupları olarak da tanınacak…” diyor. Vasiliadis kendi açısından haklı… Pozitif ayrımcılık istiyor. Tıpkı Batı Trakya Türkleri’nin bazı konularda istediği gibi..
Şimdi dönemin başbakanı Kostas Karamanlis’in Türkiye ziyareti sırasında çıkan bir çok haberden bir tanesi birden bire aklıma geldi.
26 Ocak 2008’de Vatan gazetesinde yayınlanan “Rumlar geri dönsün” başlıklı haberi hatırlayalım:
“Başbakan Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Karamanlis’e Türkiye’den göçen Rumlar’ın geri dönebileceği mesajı verdiğini açıkladı.
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis’in Türkiye ziyareti barış mesajları ve renkli fotoğraflarla sona erdi. Karamanlis ziyaretinin son gününde İstanbul’da Başbakan Erdoğan’la birlikte Türk ve Yunan işadamlarının toplantısına katıldı. Başbakan Tayyip Erdoğan burada yaptığı konuşmada Türkiye’den göç eden Rumlara ilişkin ilginç bir açıklamada da bulundu.
‘Hala vatandaşlar’
Erdoğan ‘150 bin civarında soydaşımız Yunanistan’da yaşıyor. Aynı şekilde şu anda ülkemizde sayısı az miktar da olsa yaşayan Rum vatandaşlarımız var. Ancak bizim vatandaşlıktan çıkarılmamış on binlerce Rum vatandaşımız şu anda dünyanın değişik ülkelerinde yaşıyor. Bu ziyarette Sayın Karamanlis’e söyledim. Türkiye’de onlar için vatandaşlıktan çıkarılmadıkları için burada yaşamalarının zemini hazır. Bu noktada herhangi bir sıkıntı söz konusu değil.’ diye konuştu.”
Vasiliadis’in talebine Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan (habere göre) 2 yıl önce cevap vermiş. Öyle anlaşılıyor ki, Türk vatandaşlığını hala koruyan binlerce İstanbul Rum’u dünyanın dört bir yanında yaşıyor. Herhalde Vasiliadis bunları kastediyor. Tayyip Erdoğan zaten onları çağırmış. Bunun üzerinde durmak lazım…
Keşke Karamanlis de o zaman 19. Madde yüzünden vatandaşlığını kaybeden 60 bin Batı Trakyalı Türk’e vatandaşlıkları iade edilecek açıklamasını yapsaydı!
Karamanlis yapmadı veya yapamadı. Bu, Karamanlis yapmadıysa, Papandreu da yapmaz anlamına gelmez!..
Birlikte yaşamak mümkün mü? sorusuna cevap aranacaksa, hem İstanbul’daki Rum azınlık mensupları hem de Batı Trakya Türkleri mutlaka dahil edilmelidir.
Aksi halde üretilen çözümler sadece teoride kalır. Uygulanması da biraz zor olur!

    En az 10 karakter gerekli