Borsalardaki Parasal Genişleme Balonlarına Dikkat !

5 2024 - 07:40

Borsalardaki Parasal Genişleme Balonlarına Dikkat !

(Last Updated On: 03/09/2020)

Parasal genişleme ve not artırım beklentisi. Haftalar aylar geçse de içeride ve dışarıda ekonomik tartışmaları özetlemek gerektiğinde gündemi etrafında şekillendiği bu iki başlıkla özetlemek mümkün. Merkez Bankalarının parasal genişlemeden sonra başvurduğu ikinci vazgeçilmez silahı faiz indirmek oluyor. Neredeyse tüm Merkez Bankası yetkilileri hep birlikte koro halinde “gerekirse faizi biraz daha indirebiliriz.” Ya da; “Parasal genişleme adına varlık alımlarında alım miktarını artırabiliriz” cümleleri ile konuşuyor. Bu söylemlerle geçen hafta birçok borsa kriz öncesi seviyelerine ulaşacak yükselişler kaydetti. Bizde de BİST100 endeksi tarihi seviyesini gördüğü ve kapanış rakamlarına ulaştığı bir hafta geçirdi. Aslında bu yükselişler bir anlamda kaçınılmazdı. Çünkü dünyanın en büyük merkez bankalarından gelen yukarıdaki mesajlar, alım yapmak için ellerini ovuşturan yatırımcıları harekete geçirmeye yetti. Daha birkaç ay öncesine kadar piyasalarda Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası FED içerisinden parasal genişlemenin sonuna gelindiğine dair açıklamalar tartılırken, politikaların devamının sadece FED değil, Avrupa Merkez Bankası ECB, Japonya Merkez Bankası BoJ ve İngiltere Merkez Bakası BoE başkanları tarafından da telaffuz edilmesi, kendileri için hazırlanan bu gollük pasları borsalarda değerlendirmek isteyen yatırımcıları harekete geçirmeye yetti.

 

REEL GETİRİ ALANLARI ARAYIŞI

 

Ancak şunu da belirtmek gerekir; ortaya çıkan bu bol likidite ve düşük faiz ortamı, tasarruflarına daha iyi getiriler arayan yatırımcıları yeni reel getiri alanları arayışına itiyor. Bu likiditenin yoğunlaştığı mecralar bir dönem, Altın ve petrol başta olmak üzere muhtelif Emtia piyasaları olurken,  bir dönem de bu günlerde olduğu gibi Hisse Senedi piyasaları olabiliyor. Bu sermaye hareketinin etkisinin Altında oluşturduğu balonun nasıl patladığına geçtiğimiz hafta şahit oldu. Aynı durumun bu kez hisse senedi piyasalarında olup olmayacağı tartışılıyor. Evet, Hisse senedi alım etkisine maruz kalan şirketlerin bilançolarında da bir iyileşme göze çarpmıyor değil. Ancak 2008 de en derin halini yaşayan ve Lehman Broders’ın batışı ile zirve noktasına ulaşan küresel krizin bu dönemi, birçok küresel düzeydeki şirketi daha fazla maliyet ayarlaması yapmaya itti. Giderlerini ayarlayacak manevraları yapan şirketler açıkladıkları bilançolarla bugün borsaların gözdesi oldu. Buraya kadar madalyonun görüne parıltılı tarafından bahsettik. Derim ki madalyonun diğer tarafına da bakmakta fayda var. Zira yukarıda genişleme politikaları ile düşen faiz ve artan likidite ile tasarruflarına yeni yatırım kapıları arayan tasarruf sahipleri ve yatırımcı kesiminden bahsetmiştik. İşte, görüldü ki bu kesimin elinde tuttuğu nakit ve bankalarca sunulan ucuz krediler büyümeye katkı sağlayacak alanlara gitmiyor. Yine görüldü ki karlılıklarını artıran şirketlerin ilk önce insan gücü maliyetlerini kısmışlar. Paralar büyüme ve istihdama fayda sağlayacak alanlara gitmemiş. İyileşmeler asıl olması gereken tüketim alışkanlıklarından ortay çıkmamış.

Uzağa gitmeye gerek yok. Avrupa Birliği’nde bu hafta açıklanan rakamlar gösteriyor ki, 19 milyon işsiz ve yüzde 12,1’lik işsizlik oranı ile Avrupa’nın krizi sadece mali disiplin ve tasarruf ile aşması zor. Aynı durum ABD için de geçerli. Ancak karar mekanizmaları Avrupa’da kine göre daha az karmaşık olan ABD’de, istihdam odaklı büyüme tedbirleri daha etkili görünüyor. Son açıklana tarım dışı İstihdam verileri ABD’de işsizliğin yüzde 7,6 ile 2008 den bu yana en düşük seviyelere indiğini gösteriyor. İstihdamla birlikte büyümede de istene ivmenin yakalanması zaman alacak. Ama Avrupa’nın işi çok daha zor görünüyor. Bu yüzden Borsa tarafındaki iyileşme göstergelerini dikkatle izlemek gerekiyor. Reel iyileşmenin yakalandığını teyit eden istihdam ve büyüme verilerini görmeden bu gidişin bir balon olabileceğini düşünmekte fayda var. İçeride BİST100 için durum biraz daha farklı, bunu bir sonraki yazıda daha detaylı ifade etmek isterim. Ama şu kadarını söyleyeyim, Türkiye ekonomisindeki dinamizmi ve küresel ekonominin yaşadığı sıkıntıya yeni yatırım imkânları vererek entegre oluşu, sadece çözüm süreci, üçüncü havaalanı ihalesinde çıkan rakamlar ve not artırım beklentileri üzerinden yapılacak analizler bile bizdeki büyümenin balon olmaktan çok uzak olduğunu göstermeye yeter.

 

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.