Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Şefik Caferoviç, Avrupa Birliği (AB) ve NATO kapılarının Batı Balkan ülkeleri ve Bosna Hersek’e açılması ve üyelik süreçlerinin hızlandırılması gerektiğini belirterek, “AB ve NATO üyesi bir Bosna Hersek, daha güvende ve korunma altında olacaktır ve içinde bulunduğumuz kriz bunun için tam doğru vakittir. Bu sürecin hızlı olması, bölgedeki risk, tehlike ve Ukrayna krizine benzer durumların yaşanmasına engel olacaktır.” dedi.
Caferoviç, Antalya NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenen, Anadolu Ajansının (AA) “Global İletişim Ortağı” olduğu Antalya Diplomasi Forumu 2022 (ADF) kapsamında, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
ADF’ye ilişkin görüşlerini paylaşan Caferoviç, “Antalya Diplomasi Forumu, ikinci yılı olmasına rağmen siyasi, güvenlik, ekonomik, sosyal, ekolojik ve eğitim gibi tüm alanlarda konuların tartışıldığı çok önemli bir platform haline geldi.” dedi.
Bu tartışmaların amacının dünyanın gelecekte daha medeni bir ortamda yaşamasını sağlamak olduğunu düşündüğünü kaydeden Caferoviç, adalet, barış, eşitlik, özgürlük ve demokrasi gibi konuların ADF’nin en büyük karakteristik özellikleri arasında yer aldığına dikkati çekti.
Caferoviç, geçen yıl ADF’nin koronavirüs salgını, salgınla mücadele şekilleri, ülkelerin salgın sürecinde neler yapması gerektiği ve alınması gereken önlemler üzerine odaklandığını hatırlattı.
Geçen yıl ve bu yıl ADF’de küresel anlamda “krize sebep olabilecek temaların” ele alındığını belirterek, “Şahsen, ilk ADF’nin salgın sürecinde insanlığa yardımcı olabilecek yönlendirmeler yaptığına inanıyorum.” dedi.
Caferoviç, Bosna Hersek’in henüz salgın krizinden tam olarak çıkmadığını ancak durumun geçen yıl ADF’nin düzenlendiği haziran ayındaki döneme göre “çok daha iyi durumda” olduğunu belirtti.
Bu yıl yapılan ADF’nin “Rusya’nın Ukrayna’ya saldırdığı, şehirlerin yıkıldığı, insanların öldürüldüğü ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün ihlal edildiği tehlikeli bir kriz döneminde” gerçekleştirildiğine dikkati çeken Caferoviç, ADF’de Rusya ve Ukraynalı Dışişleri Bakanlarının bir araya geldiği önemli bir toplantı düzenlendiğini hatırlattı.
Caferoviç, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırı düzenlediğini, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini ihlal ettiğini ve etmeyi sürdürdüğünü belirterek, bu konuyla ilgili hiçbir ikilemlerinin olmadığını, herkesin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan saldırılarını kınadığını söyledi.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarını durdurmak adına tüm dünyada bu konuyla alakalı yaptırım kararlarının alındığını aktaran Caferoviç, “Düzenlenen bu forumda alınan mesaj tamamen açık ve nettir: Barış, barış ve barış! Bu durumda barış hareket edilecek tek yoldur. Şiddetle hiçbir sonuç almak mümkün değil. Sadece diyalog, müzakereler, yaptırımlar ve kınamalar ile Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları durdurulabilir. ADF’den Ukrayna krizi ile ilgili çıkarabildiğimiz en iyi mesaj budur.” diye konuştu.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının Batı Balkanlar’da ne gibi sonuçlar doğurabileceğine ilişkin soruya da Batı Balkanlar’da ve Bosna Hersek’te Rusya etkisi göz önüne alındığında bu tür korkuların doğru olduğu yanıtını veren Caferoviç, şöyle devam etti:
“Ancak Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, içinde bulunduğumuz insanlığın gelişmekte olduğu bir dönemde çok tehlikeli olduğu için, tüm dünya tarafından güçlü bir tepkiyle karşılandı. Bu tepki, Rusya’nın etkileri konusunda bir araya gelemeyen kişileri de aynı görüş etrafında toplamayı başardı. Batı Balkanlar açısından bu yaşananlar, Avrupa-Atlantik ortaklarımıza Rus etkisinin varlığı karşısında sessiz kalmaları durumunda nelerin yaşanabileceğinin mesajını taşıyor.”
Bu mesajın, başta Bosna Hersek olmak üzere tüm bölgeden gönderilmek istendiği yere ulaştığına inandığını vurgulayan Caferoviç, “Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyi gerekli adımları doğru şekilde atarsa, bu krizin Batı Balkanlar’a ve Bosna Hersek’e bir etkisi olmayacağını düşünüyorum ve adımların doğru atılacağına da içten inanıyorum.” ifadesini kullandı.
Caferoviç, tehlikenin olduğunu ancak doğru kararlar ve yaptırımlar olması durumunda bu tehlikenin önüne geçileceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“İçinde bulunduğumuz durumda Batı Balkan ülkeleri ve Bosna Hersek’in AB ve NATO üyelik sürecinin hızlandırılması ve bu kapıların ülkemize açılması gerektiğini düşünüyorum. AB ve NATO üyesi bir Bosna Hersek, daha güvende ve korunma altında olacaktır ve içinde bulunduğumuz kriz bunun için tam doğru vakittir. Bu sürecin hızlı olması, bölgedeki risk, tehlike ve Ukrayna krizine benzer durumların yaşanmasına engel olacak.”
Caferoviç, NATO üyelik süreci için 2010-2011’de kendilerine şartlı olarak bir eylem planı verildiğini ancak 10 yıl geçmesine rağmen Bosna Hersek’teki askeri mülk meselesi çözülemediği için bir sonuç alamadıklarını söyledi.
2009’da ortak kararın Bosna Hersek’in NATO üyeliğinden yana olmasına rağmen NATO karşıtı etkinin artması ile bu sürecin Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Sırp üyesi Milorad Dodik tarafından engellendiğini belirterek, Bosna Hersek’in Dayton Barış Anlaşması’nın temelleri üzerinde yönetildiğini ve buna göre NATO’nun ülkesinin toprak bütünlüğü ve egemenliğini korumakla sorumlu olduğunu vurguladı.
Bosna Hersek’te halen devam eden siyasi bir kriz içerisinde olduklarını dile getiren Caferoviç, bu krizin “Bosna Hersek kurumlarının işlevselliğinin bloke ve boykot edilmesi, devlet kanunlarının Sırp Cumhuriyeti Entite Meclisi’nde değiştirilmeye çalışılması, güvenlik problemlerinin yaşanması ile bağlantılı” olduğunu ifade etti.
Caferoviç, ocak ayının ilk yarısında ülkesinin toprak bütünlüğü ve egemenliğine karşı oluşan tehditler karşısında çok tedirgin olduklarını belirterek, bu olaylar üzerine uluslararası topluluğu göreve çağırdıklarını ve ülkedeki Avrupa Birliği Barış Gücünün (EUFOR) sayısının artırılmasını talep etiklerini anlattı.
Öte yandan Rusya-Ukrayna savaşının başlaması ile uluslararası topluluğun gerekeni yaptığını ve Avrupa-Atlantik Ortaklık Konseyinin Bosna Hersek’teki silahlı kuvvetlerinin sayısını artırdığını aktaran Caferoviç, “Bu durumdan memnunum. Ülkedeki NATO ve Avrupa Birliği Barış Gücünün artırılması Dayton Barış Anlaşması’nın şartlarından biri. Yangına engel olmanın, yangını söndürmekten daha iyi olduğunu hatırlatmak isterim.” dedi.
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce