Aylardan beri beklediğimiz, AB’nin şımarık oğlanı Nikos Anasatasiadis’e AB Bakanımız Sayın Egemen Bağış tarafından şamar patlatılmıştır, ilahi yarabbi şükür. Sayın Egemen Bağış, diline, eline sağlık. Sayın Egemen Bağış, Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Anastasiadis’in Türkiye’nin katılım müzakerelerinde yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik, fasıllarının açılması karşılığında üstü kapalı Maraş’ı talep etmesini değerlendirirken “Hangi ülke müzakere sürecinde fasıl açmak için toprak vermiş? Aklını başına al, Türkiye değil fasıl açmak için, üyelik için bile toprak vermez” dedi. Maraş konusunda üzerimize adeta ölü toprağı atılmış gibi sanki dilimiz tutulup sus pus olmuşuz. Kıbrıs’ta özellikle iktidarın büyük ortağı (CTP) “Maraş bütünlüklü çözümün bir parçasıdır” diyor. Bu cümlenin manası Maraş’ı bir anlaşma olursa promosyon olarak vereceğiz midir? Beklediğimiz mercilerden Maraş üzerine istenilen açıklamalar yapılmıyor ve/veya yapılamıyor. Neden? Son anda, ansızın Sayın Egemen Bağış’ın açıklaması bize güç ve moral vermiştir. İşte PROAKTİF POLİTİKA budur. Bu mealdeki açıklamaları, Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’ndan da bekliyoruz.
Anastasiadis ne diyor?
1. Müzakerelere başlamam için Maraş iyi niyet gösterisi olarak Rumlara
geri verilmelidir.
2. Müzakerelerde muhatabım Ankara’dır.
3. Çözümün anahtarı Ankara’dadır, çünkü işgalci ve istilacı Türkiye’dir.
Biz de diyoruz ki:
1. Maraş hiçbir şekilde Rumlara verilemez çünkü Maraş’ın tapusu Türk
Vakıflar İdaresi’ne aittir.
2. Müzakerelerdeki muhatabın KKTC’dir.
3. Çözümün anahtarı Ankara’da değil Lefkoşa Silahtar’da KKTC
Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’ndadır. Ayrıca Türkiye Kıbrıs’ta ne işgalci ne de istilacıdır.
TÜRKİYE KIBRIS’IN TEK GARANTÖRÜDÜR
Türkiye Kıbrıs’ın tek garantörüdür. Diğer iki ülke Yunanistan ve İngiltere, yalnızca Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 1960 antlaşma metinlerindeki, şeklen ve göstermelik garantörü idiler. Bu iki ülke, ortak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılmasına ve Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp etmesine seyirci kalmalarından dolayı garantörlükleri bitmiş olması gerekmektedir. Aslında, 1878’de Ada’ya kiracı olarak gelen İngiliz’in, Kıbrıs sorununun kangren hale getirilmesinde rolü ve suçu hiç tartışma bile götürmez. Kıbrıs sorununda, Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı, gerek tarihi, gerek coğrafi gerekse hukuki açıdan yüzde yüz haklıdır. Hüner haklılığımızı dünyaya anlatabilmektedir. Geçtiğimiz günlerde New York’ta Türkiye ve Yunanistan Dışişleri bakanları arasında varılan görüş birliğinde KKTC ve GKRY liderlerinin özel temsilcilerinin karşılıklı olarak Ankara ve Atina’yı ziyaret edecekleri açıklanmıştı. 1968’den beri devam eden müzakerelerde Kıbrıs sorununun görüşülmedik hiçbir yanı kalmamışken gerek KKTC’nin gerekse GKRY’nin özel temsilcileri Atina ve Ankara’da kimle ve hangi mercilerle nasıl ve neyi görüşeceklerdir? KKTC’nin tasfiyesini mi? Egemenliğimizi mi? Self determinasyon hakkımızı mı? Yoksa sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’ne nasıl yama olacağımızı mı?
Artık dünyada federasyonlar devri kapanmıştır. İşte Yugoslavya ve Çekoslovakya örnekleri ortadayken ısrarla ve inatla federasyon veya Birleşik Kıbrıs malsalları ile Rum’a yama yapılmak isteniyoruz!!! Ne acıdır ki, bu Rum – Yunan istemlerine, içimizdeki bazı siyasi parti ve işbirlikçiler de çanak tutmaktadırlar.
Kıbrıs Rum Yönetimi’ni AB’ye Yunanistan ve İngiltere sokmuştur.
Bunların ikisi de sözde Kıbrıs’ın garantörü değiller miydi? Özellikle, İngiliz’in meşhur adaleti bunun neresinde idi? Hani, Kıbrıs Türklerine, Annan Planı’na evet derseniz izolasyonlar kalkacaktı?
AB’NİN MALİ YARDIMLARI
AB’nin mali yardımları nerede kaldı? AB ve Yunanistan Türkiye ile olan direkt veya endirekt sorun ve meselelerinde, Kıbrıs faktörünü öne çıkardığı sürece müzakerelerden sonuç beklemek bir hayaldir. Güney Kıbrıs’ın Enositen Yunanistan’ın da Megali – İdea’sından vazgeçmedikleri ortadadır, çünkü hala Bizans ve ayak oyunlarıyla zamana oynayarak, salam politikaları ile ne kopartırsam zihniyetlerini sürdürmektedirler. Sonuç olarak Kıbrıs politikasında yeniden yapılanmaya gidilmeli, karşı tarafın anlayacağı dilden konuşulmalıdır. İşte örnek, Egemen Bağış’ın açıklaması, diline, eline sağlık Sayın Egemen Bağış.
HABERLER
20 saat önceHABERLER
20 saat önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce