0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Fatih Terim’i tanıyanlar iyi bilir. Rüzgâr’ın yönüne göre davranan hocalardan değildir. Yani şahsına münhasır bir hoca olarak bildiğini okur. İnadı ise sağlamdır Adanalı’nın. Bir bakarsınız kemendi yiyen futbolcu kendini kulübede buluverir anlamazsınız bile. Örneğin kaptanlığın elbette yaşı-başı yılı yoktur ama, Hakan Balta varken hatta transferini hiç istemediği ve tavır koyduğu yeni transfer Ujfalusi’yi   Sivas maçında kaptan olarak sahaya çıkarıverir. Hakan Balta, acaba baltayı taşa mı vurdu dersiniz… Ben Terim’in Milli Takım dahil, hiçbir takımını bu kadar “temposuz” oynarken görmedim. Niye böyle anlamakta zorluk çekiyorum. Kabul edelim ki, Galatasaray henüz kadrosunun hakkını da veremiyor. Ya da Terim bu kez fazla başarılı değil.  Neden Terim’in takımı bu kadar çözümsüz. Oyundan, tempodan, futboldan zevk alan var mı bilmem. Ayrıca Şimdi Terim’e sormak lazım; Galatasaraylı futbolcular neden böyle aşırı sinirli ve neden bu kadar disiplinsiz? O kadar çok neden var ki. Hep şunu savunmuşumdur. Terim gibi bir teknik direktör hiçbir zaman futbolcusuna bir serbestlik vermez. Gençlerbirliği maçı,  yine başa dönülen bir karşılaşma bana göre. Futbol olarak tatmin etmeyen Galatasaray sadece kazanmanın keyfiyle İstanbul’a döndü. Ama bu futbolla derbi maçına asla yeterli olmayacağı ortada değil mi?

DÖRT BÜYÜK TAKIM FOBİSİ SONA ERDİ

Bununla birlikte hoşuma giden bir şey var… Anadolu takımları önceki yıllarda dört büyüklerden Allah gibi korkarlardı… Şimdiler de ise, adına, boyuna ve gücüne bakmadan çıkıp, çatır çatır oynuyorlar. Buna örnek olarak Sivasspor ve Manisaspor’u gösterebiliriz. Ha belki kazanıyor ya da kaybediyorlar ama öyle kolay teslim olmuyorlar. Bu da şu anlama geliyor. Artık büyük kentlerin takımları Anadolu takımlarını korkutmuyor Bir anlamda fobiye son verdiler. Bundan böyle şampiyonluklar da 4 büyük takımların tekelinde olmaktan çıkacaktır diye düşünüyorum.