DOLAR 32,7245 -0.12%
EURO 35,2867 0.52%
ALTIN 2.451,260,05
BITCOIN 20760514.3044%
İzmir
31°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

Bulgar siyasetçiler: Karadeniz barış denizi olmalı
186 okunma

Bulgar siyasetçiler: Karadeniz barış denizi olmalı

ABONE OL
30/06/2019 15:27
Bulgar siyasetçiler: Karadeniz barış denizi olmalı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da Karadeniz Araştırma Enstitüsü, Karadeniz, Akdeniz ve Baltık Denizi’ni ele alan önemli bir forum düzenledi. Çok sayıda konuşmacının katıldığı forumda özellikle Bulgaristan hükümetinin temsilcileri, milletvekilleri ve eski dışişileri bakanları hazır bulundu.

Aydınlık Sofya’da forumu izledi. Katılımcılar sorularımızı yanıtladı.

‘KUŞAK YOL BARIŞ İÇİN FIRSAT’

Sosyalist Parti üyesi Bulgar Milletvekili, eski Dışişleri Bakanı, eski Avrupa Parlamentosu üyesi Christian Vigenin “Karadeniz’de artan askeri faaliyetler ve NATO’nun sıklaşan askeri tatbikatlarını görüyoruz. Bazı ülkeler askeri varlıklarını artırıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorumuza şu yanıtı verdi: “Ben barışa yatırım yapılması taraftarıyım. Bugün bazı ülkeler güvenliklerini, askeri varlıklarını artırarak sağlamaya çalışıyorlar. Bu şekilde karşı tarafı da askeri varlığını artırmaya zorluyorlar. Bence buna karşılık güvenlik için eşgüdüm ve işbirliğine yatırımı artırmak gerekiyor. Karşılıklı olarak tehdit algısını azaltmak gerekiyor. Bunun zamanı geldi. Bunun için bölgesel işbirliği ve özellikle ticaret ilişkilerini geliştirmek gerekiyor. Karadeniz bir barış ve işbirliği denizi olmalı.”

Kuşak Yol İnisiyatifi’nin bunun için bir fırsat olabileceğini belirten Vigenin “Bu inisiyatif ülkeler arasında bağları güçlendirmeyi, ticareti artırmayı ve ortak altyapı projelerini geliştirmeyi öngörüyor. Halklar arasında sıkı bağlar kurmayı amaçlıyor. Bu projeyi doğru değerlendirirsek istikrar, zenginlik ve barışa katkı sağlarız” diye konuştu.

ABD’NİN ‘ÜÇ DENİZLE’ BÖLME PLANI

Bulgar Sosyalist Parti üyesi, eski Dışişleri Bakanı ve AP milletvekili Georgi Pirinski’ye yöneltilen sorular ve yanıtlar ise şöyle:

-Bir yandan Avrasya’nın enerji ve ticaret bağlantıları ile bütünleşmesini gözlemliyoruz, diğer yandan ABD’nin öncülüğünde Doğu Avrupa’da Üç Deniz İnisiyatifi gelişiyor. Aralarındaki ilişki nedir?

Üç Deniz İnisiyatifi kuruluş belgelerinde amacını açıkça ifade ediyor: yeni bir siyasi platform yaratmak ve bununla doğudan batıya gerçekleşen ticaret ve enerji akımlarını kuzeyden güneye yönlendirmek. Bu inisiyatifle Rusya ve Çin’in Orta ve Batı Avrupa ile bağlantısını kesmeyi amaçlıyorlar. Bu bağlamda Amerikan Enerji Bakanı Perry son derece faal. Hem kuzeyden, Polonya’dan, hem de Ege’den Amerikan sıvılaştırılmış gazını satmak için yoğun faaliyet yürütüyor.

-Ukrayna gibi ülkelerde yaşanan karmaşalar da bu engelleme çabasının parçası mı?

Uzman olmasanız bile Kuzey Akımı ve güneyden gelen, Türkiye’den geçen Türk Akımı’na karşı yoğun baskıyı görebilirsiniz. Bu baskı tabii ki daha büyük jeostratejik planlara bağlı. Burada Avrupa Birliği iyi düşünülmüş, Avrupa’nın çıkarlarına dayanan ve aktif bir tutum almalı. AB komşu ülkelerle ilişkilerini ve örneğin enerji akımlarını geliştirmeli. Bunu, önemli ortağı ABD ile çatışma amacıyla değil, tarafları bir “kazan-kazan” ortamlarında araya getirme amacıyla yapmalı.

-Doğu Akdeniz’de artan askeri varlık size göre Üç Deniz İnisiyatifi ve onun kışkırtmalarının bir ürünü mü?

Doğu Akdeniz’de durum oldukça karmaşık ve farklı faktörler devreye giriyor. Genel olarak şunu söyleyebilirim: Askeri varlığı artırma eğilimi tarihte hiçbir zaman sürdürülebilir bir çözüm olarak kendini kanıtlamadı.

-Bütün bu çatışmalar yeni, çok kutuplu bir dünyanın doğum sancıları mı?

Biz çoktan çok kutuplu bir dünyadayız. Sorun şurada; farklı kutuplar çıkarları arasında denge sağlama eğiliminde değil. Bugün, 2. Dünya Savaşı’nda Nazilere karşı gerçekleştirilen Normandie Çıkartması’nın 75. yıldönümü. Önceki yıllarda Rusya Devlet Başkanı da katılırdı. Oysa yine bugün St.Petersburg’da farklı bir forum düzenleniyor. Rusya, Çin ve başka ülkelerin devlet başkanları orada. Yani iki taraf ayrışıyor.

‘FORUM ÖNEMLİ BİR TARTIŞMA ZEMİNİ’

Avrupa Parlamentosu milletvekili, AP bütçe ve uluslararası ticaret komisyonları üyesi, Karadeniz Araştırma Enstitüsü kurucusu Bulgar siyasetçi Maruşa Lubçeva, verdiği demeçte forumun önemine dikkat çekti. “Bu tür forumları organize etmek çok gerekli ve önemli” diyen Lubçeva şu ifadeleri kullandı:

“Bulgarlar ve Karadeniz’in çevresinde yaşayan ülkeler ve Avrupa birliği için Karadeniz’deki çevresel sorunlar alınan siyasi kararlar ve uygulamalar hakkında konuşmak deneyim ve bilgileri paylaşmanın önemli olduğunu görüyoruz. Hatta tartışıp risk ve problemlere çözümler üretip bu çözümleri siyasetçilere iletmek gerekiyor.

Biz 10 yıldır sadece Karadeniz’in vizyon ve stratejilerini enerji politikalarını tartışıyorduk. Bu sefer forumumuzun kapsamını genişlettik ve Akdeniz ve Baltık Denizi’ni de içeren bir forum düzenledik. Çünkü ortak yönleri fazla ve ortak çözümler üretilmeli. Bu insanların refahı ve bölgenin güvenliği için de önemli.”

‘BULGARİSTAN İÇİN RUSYA TEHDİT DEĞİL’

Siyasi danışman, eski Bulgaristan BM ve Silahsızlanma Komisyonları tam yetkili temsilcisi Radoslav Deyanov, Karadeniz’deki duruma ilişkin sorularımıza şöyle yanıt verdi:

-Karadeniz’de militarizasyonun arkasında kim var?

(Gülerek) Hepimiz aynı gazeteleri okuyoruz, hepimiz CNN ve benzer televizyonları izliyoruz. Onlar bu militarizasyonun arkasında kimin olduğunu açıkça belirtiyor. Bunun arkasında askeri, siyasi ve ekonomik çıkarlar var. Bunlar, sanal, abartı ya da uydurma bile olsa bir düşmana ihtiyaç duyuyor. Bu düşmana karşı da seferberlik ilan ediyorlar.

-Siz söz konusu tehdit algısını paylaşmıyor musunuz?

Doğu Avrupa’nın bir kısmı ve Rusya arasında çatışmadan bahsederseniz ki Ukrayna, Kırım, Baltık ülkeleri, Polonya bağlamında bu yönde çok sayıda demeç ve konuşma görüyoruz, bu hikaye daha çok Doğu Avrupa’nın kuzeyindeki ülkelerin tehdit algısı ile ilgili.

Biz Bulgaristan olarak bu ülkelerin tehdit algısını paylaşmıyoruz. Çünkü Bulgaristan barış içinde bir ülke, demokratik kurumları gelişmiş, bölgesel işbirlikleri yaratmış, ki bunun içinde Türkiye ile işbirliğini de saymalıyız. O zaman sormamız gerekiyor: Neden bu askeri girişimler için bu kadar para harcayalım? Biz Rusya’dan Bulgaristan’a yönelik bir askeri tehdit görmüyoruz.

Böyle bir tehdit nereden kaynaksın ki? Bizim gazımız yok, petrolümüz yok. Ben böyle bir tehdidin ülkemiz için gerçek olduğunu düşünmüyorum. Tabii ki biz AB ve NATO’nun üyesiyiz. Tabii hükümetimiz değerlendirmesini yapacak, ben bir STK temsilcisiyim. Ama biz, ülkemizin kuzeydoğusundan, Rusya’dan bir tehdit görmüyoruz.

-Konuşmanızda Türk-Rus işbirliğinin istikrara katkısından bahsettiniz. Açıklayabilir misiniz?

Bu işbirliği çok önemli, işbirliği sayesinde olası askeri tehditleri yönetebilirsiniz. İki ülke arasında Türk Akımı gibi, Suriye’de işbirliği gibi eylemler var, ki Suriye Karadeniz ile Akdeniz arasında da bir bağlantıdır. Bunlar oldukça olumlu gelişmeler.

Ne kadar çok işbirliği yaratabilirsek barış ve istikrar için o kadar iyi olur. 2. Dünya Savaşı sonrası Orta Avrupa’nın nasıl işbirliğine yöneldiğini düşünüyorum. Böyle bir işbirliği, potansiyelleri birleştirme çabası Karadeniz çevresinde de mümkün. Ekonomiler birbiriyle ne kadar bütünleşirse askeri tehditler ve savaş ihtimali o kadar azalır.

‘TÜRK AKIMI’NIN İNŞASI MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ’

Bulgaristan Milletvekili, Bulgar Parlamentosu Güvenlik Komisyonu üyesi Nikolai Tzonkov, Türk Akımı’na ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türk Akımı projesi inşa edilmeli. Bulgaristan’ın bu boruya ihtiyacı var. Taşıdığımız gazın ulaştırılmadaki güveliği açısından bu alternatif çok önemli. Bulgaristan için Türk Akımı bir milli güvenlik meselidir.

“Bu borunun inşası aşamasında Türkiye ve Bulgaristan ilişkileri de gelişecektir. Ekonomi ve güvenlik açısından iki ülkenin iş birliği için geniş potansiyeli var. fayda sağlayacak ortak çıkarlarımız söz konusu. Türkiye ve Bulgaristan ilişkilerini geliştirerek bütün bölgede istikrar sağlayabilir. İki ülkenin de ortak amacı bu. Karadeniz’in güvenliliği iki ülke için de hayati önem taşıyor.”

 

kaynak: Aydınlık

    En az 10 karakter gerekli