27 Kasım 2010 tarihinde Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da bulunan Başmüftülük merkez yönetim binası mühürlenerek kapatıldı.
Dünya Bülteni’nin haberinde göre sabah saatlerinden başlayarak gün içerisinde yaşanan gelişmelerden sonra olay yerine gelen Sofya şehir savcısı Nikolay Kokinov, binada kırık kapı ve camların olduğunu bu nedenle binada araştırma yapmak üzere binayı mühürleyip kapattıklarını belirtti. Savcı Kokinov, bundan böyle binanın kontrolünün ve korunmasının İçişleri Bakanlığı’na geçtiğini söyledi.
Türkiye gazetesinin haberine göre ise binanın mühürlenmesinden önce aynı günün sabahında Yüksek Dini Şura Başkanı ilan edilen Nedim Gencev’in destekleyen bir grup ellerinden yolsuzlukla ilgili belgeler olduğu gerekçesi ile jandarma destekli otuz polis ile birlikte Başmüftü Mustafa Aliş Haci ve beraberindeki on kişiyi binadan dışarı attırarak binayı mühürletti. Bunun üzerine olaya tepki göstermek amacı ile iki yüzden fazla Müslüman Sofya’ya geldi. Gelenler arasında Hak ve Özgürlükler Hareketi(HÖH) Partisi’nden Ünal Lütfi, Metin Kazak ve Kasım Dal da vardı. Bu kişileri Mustafa Aliş Haci ile birlikte binaya girmek istediklerinde olay yeri polisinin tepkisi ile karşılaştılar ve binaya giremediler. Bulgaristan Ulusal Radyosu’na konuşan Nedim Gencev, Mustafa Aliş Haci’nin yönetiminde müftülükte biriken ödenmemiş borcun 2.5 milyon avroya ulaştığını iddia ederek duruma el koyduklarını söyledi. Buna karşılık Başmüftü Mustafa Aliş Haci, Gencev ve çevresinin yolsuzluk iddialarının tamamen bahane olduğunu ve Gencev’in biriken borçları ödemek mazereti ile Başmüftülüğe ait mal ve mülklerini satmak istediğini belirtti.
Mayıs 2010 tarihinde Bulgaristan Yüksek Temyiz Mahkemesi, Bulgaristan Müslümanları tarafından seçilen başmüftüyü ve diğer müftülerin meşruluğunu ortadan kaldırarak eski komünizm döneminin şaibeli ve sorunlu müftüsü Nedim Gencev’i başmüftü olarak kabul etmişti. Bulgaristan’da yaşayan Müslümanlar bunun üzerine miting düzenlediler, imza kampanyası düzenlemişlerdi. Bu tarihten itibaren başmüftülük konusunda giderek artış göstererek yaşanan gerilim başmüftülük binasının mühürlenmesi ile zirveye ulaştı. Konu ile ilgili olarak T.C. Başbakanlık Diyanet İşleri Başkanlığı 27 Kasım tarihinde bir açıklama yaparak İstinaf Mahkemesi’nin kararı beklenmeden yaşanan hadisenin Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk halkı tarafından endişe ile karşılandığını belirtti.
Konu ile ilgili olarak ABTTF Başkanı Halit Habipoğlu, “Bulgaristan’da yaşanan başmüftülük krizi başmüftülük binasının Nedim Gencev ve destekçilerinin polis gücü desteği ile birlikte zorla kapatılması sonucunda zirveye tırmandı. Din ve ibadet özgürlüğünün ihlali anlamına gelen bu durum karşısında Mustafa Aliş Hacı ve Bulgaristan’ın Türk Azınlığı haklı mücadelesine demokratik yollardan devam etmeli… Bulgaristan’da yaşayan Türk azınlığı, başmüftülük krizini uluslar arası zemine taşıyarak sesini duyurmalı…” açıklamasında bulundu.
