DOLAR 35,3370 -0.03%
EURO 36,5190 0.01%
ALTIN 3.032,350,22
BITCOIN 3244930-2.34491%
İzmir
15°

PARÇALI BULUTLU

06:51

SABAHA KALAN SÜRE

 Bulgaristan Göçmenleri Arasındaki Sağaltma Temelli Pratiklerden Bazıları 
194 okunma

 Bulgaristan Göçmenleri Arasındaki Sağaltma Temelli Pratiklerden Bazıları 

ABONE OL
09/01/2025 13:45
 Bulgaristan Göçmenleri Arasındaki Sağaltma Temelli Pratiklerden Bazıları 
2

BEĞENDİM

ABONE OL

Halk bilgisinin alt başlıklarından biri olan “halk tıbbı” ya da “sağaltma” biçimleri, en eski zamanlardan itibaren insanların gerek belirli ruhsal sorunlardan gerekse dış çevrelerden gelen hasarlara karşı geliştirmiş olduğu bir sistemdir. Günümüzde “alternatif tıp” olarak da bilinen bu sağaltma biçimleri, modern tıbbın gelişmediği zamanlarda ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise halk arasında hâlâ modern tıbbın yetersiz görüldüğü durumlarda kullanılmaya devam etmektedir. Türk kültüründe, kimi zaman sağaltma işlemleri ocak geleneğine dayansa da kimi zaman da kişilerin kendilerince uyguladıkları sağaltma yöntemlerinin kolektif bir biçimde kullanıldığı görülmektedir. Halk sağlığı konusu, üç başlık altında incelenebilir: 1. Tıbbî sağaltma, 2. Halk hekimliği/ geleneksel sağaltma, 3. Dinsel-büyüsel nitelikte olanlar. Bu yazıda 2 ve 3.maddelerden bahsetmek niyetindeyim.

Bulgaristan, ormanlarla çevrili bir coğrafyaya sahip olduğundan kullanılan pek çok şifa yöntemi bitkilerden destek alınarak oluşturulmuştur. Kullanılan bitkilerin başında halk dilinde “tetra/ tetere/tetre” biçiminde telaffuz edilen çay ağacı bitkisi bulunmaktadır. Günümüzde özellikle akne ve egzama için üretilen kozmetik ürünlerde kullanıldığı görülmektedir. Bulgaristan göçmenlerinin çay ağacını kullanımı ise birkaç farklı yönteme dayanmaktadır. Çay ağacının güçlü bir antiseptik olması ve mikropları öldürmesi, zamanla halk arasındaki kullanımının artmasında etkili olmuştur. Çay ağacı bitkisi sıcak suda bekletildikten sonra, yaralanan bölgeye bir pamuk yardımıyla sürülür, az bir sürede demlenip içilerek tüketildiğinde çeşitli vücut enfeksiyonlarını tedavi ettiğine inanılır, kuru yaprağını bir balla beraber macun kıvamına getirip yara olan bölgeye sürülür. Günümüzde de yüzde çıkan leke veya sivilceler için çay ağacı yağının kullanımı önerilmektedir. Halk tıbbında kullanılan diğer bitkiler arasında soğuk algınlığında kullanılan ıhlamur vardır. Halk dilinde “ıhlanbır” olarak telaffuz edilmektedir. Öksürük ve ateş durumlarında iyileştirici bir etkisi bulunan ıhlamur, eskiden köy evlerinde sobanın üzerinde kırmızı olana dek kaynatıldıktan sonra içilmekteymiş.

Vücudun bir bölgesinin darbe sonucunda morarması içinse, bir soğanın kabuğunun ya da direkt olarak içinin tuzla hafifçe ezildikten sonra moraran bölgeye bir bez yardımıyla sarıldığı görülmektedir. Domuz ve domuza bağlı ürünler, Türk yaşamında bir tabu olarak görülse de Balkan topluluklarında domuzun bazı konularda işlevsel olduğunu söylemek mümkündür. Bulgaristan Türkleri arasında yaralanma, yanık ve bunlara bağlı oluşan vücuttaki izlerin tedavisi için domuz yağı kullanılmaktadır. Domuz yağının sürüldüğü bölgede iyileşmenin hızlı bir hâl aldığı görülmektedir. Kabızlığa karşı, fitil bulunmadığı zamanlarda bir sabunun fitil biçimine getirilerek kullanılması yaygındır. Pek çok durumda sıklıkla kullanılan bu yöntemler, günümüzde işlerliğini devam ettirmektedir. Dinsel-büyüsel sağaltmalar arasında ise, “nazar okuma”, muska yaptırma ve kurşun döktürmenin yaygın olduğundan bahsedilebilir. Nazarın, kötü enerjili bir kimseden ya da nazar olan kişiyi çok seven bir kişiden değdiği inancı hakimdir. Nazar okuma, İhlas sûresinin üç kere, Fatiha sûresinin de bir kere okunması şeklinde gerçekleştirilir. Sonunda ise, nazar okunan kişinin elini ve yüzünü yıkaması ardından dışarıya bakması istenir. “Nazar varsa çıksın gitsin dağlara taşlara” diyerek bitirilir. Bir diğer sağaltma, muska yazdırmadır. Genellikle yeni doğum yapmış kadınlara, bebeklere veya çocuklara hazırlanır. Ancak toplumun genelinde kullanımı yaygındır. Kurşun döktürme, Türk kültüründe çok eski zamanlara dayanan bir ritüeldir. Demir kökenli olan kurşun, kötü enerjiyi çekme gücüyle önemini ortaya koymaktadır. Kurşun döken kişi, ocak sisteminden gelmektedir. El alma ve el verme söz konusu olduğundan usta-çırak ilişkisine dayanır.

Korku, hastalık, nazar gibi durumlarda kurşun döktürülür. Kurşunun dökülme biçimlerinde farklılık olsa da dua ve pek çok malzemenin (ekmek, tereyağı, ateş ve demirin) bulunduğu bir ritüel alanı oluşmaktadır. Hastalıklar ve nazar dışında, küçük çocukların yürüme veya konuşma yaşına gelmesine rağmen bu becerileri kazanamaması, uyurken altına kaçırması gibi durumlarda da kurşun döktürülür. Kurşunun döküldükten sonra ortaya çıkan biçimlerine göre farklı yorumlar yapılır. Kurşun “kül” görünümüne sahipse kişinin bedensel sorunlarının olduğu yorumuna varılır. Ancak farklı şekiller bulunuyorsa bunun altında korku ya da içsel sıkıntı kaynaklı problemlerin olduğu düşünülmektedir. Dinsel-büyüsel sağaltmalarda, halk hekimliğinden farklı olarak inanma ön plandadır. Bu pratiğin uygulandığı kişilerin, söz konusu pratiklere inancının olması hastalığın daha çabuk yok olmasında yardımcı olur.

İnanç sistemleri, insanın en ilkel duygusunun ortaya çıkardığı bir şeydir. İnsan, dünyada var olmak için ruhsal varlığını koruma altına alma amacıyla belirli pratikler geliştirmiştir. Bu durumda ise bedensel bütünlüğü de korumak insan için temel ilkedir. Söz konusu halk hekimliği, tüm bu açıklamaların bir ürünü olarak varlığını devam ettirmektedir.

Elif Vatansever
vatanseverelif72@gmail.com

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP