Balkan coğrafyasında baharın gelişini kutlama geleneklerinden biri olan “marteniçka” bilekliği, Bulgaristan göçmenlerinin yoğun yaşadığı kentlerden İzmir’de, baharın ilk ayı olan mart ayının başlamasıyla bileklere takıldı.
Kırmızı ve beyaz iplerle örülen ve “marteniçka” adı verilen bilekliklerin baharın gelişini müjdelemek üzere takılmaya başlanması, Bulgaristan göçmenlerinin aktarımıyla Türkiye’de de yaşatılan bahar gelenekleri arasında yer alıyor. Göçmenlerin yanı sıra bu geleneği öğrenenlerin artan talebiyle marteniçka yapımı da ilgi görüyor.
İzmir Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Abdurrahim Nursoy, AA muhabirine, zorlu kış mevsiminden sonra bolluk ve bereketin yaşanacağı baharın gelmesinin, farklı kültürlerde tarih boyunca kutlandığına dikkati çekti.
Bulgaristan‘da da 1300’lü yıllardan bu yana baharın gelişinin “marteniçka” bileklikleriyle kutlandığını ifade eden Nursoy, kendisinin de marteniçkayı Kırcaali’de ilkokula başladığında tanıdığını aktardı.
Her yıl 1 Mart’ta öğretmen ve arkadaşlarının, baharın gelişini bu bilekleri takarak kutladığını kaydeden Nursoy, “Marteniçka baharla birlikte yaşanan uyanışın, bereket ve bolluğun simgesidir.” dedi.
Nursoy, Türkiye’ye, 1989 yılında başlayan zorunlu göç sürecinde Bulgaristan göçmenlerince taşınan “gelenek göçü” olarak nitelendirdiği marteniçkanın, göçmenlerin yoğun olduğu İzmir, Bursa, İstanbul ve Trakya’daki illerde yaşatıldığını vurguladı.
Süs olarak yapılan hediyelik bilekliğin aile yakınlarına ve arkadaşlara hediye edilmesinin çeşitli inanış ve uygulamaları barındırdığını anlatan Nursoy, şu bilgileri verdi:
“Ay başında takılan bileklik mart boyunca bilekte kalır. Takılırken sağlık, şans, bolluk, bereket gibi iyi dileklerde bulunulur, dilek tutulmadan takılamaz. Marteniçka takan kişi, eğer leylek görürse bilekliği çıkarır ve çiçek açan herhangi bir bitki veya ağacın dalına asarak sağlık için dua eder. O kişi eğer ay sonuna kadar leylek görmemişse 31 Mart’ta çıkarır ve bir dahaki seneye kadar isterse bilekliği saklayabilir. Bir ritüele göre, dilek tutulan yerde marteniçka toprağa gömülür veya taşın altına konulur. Leylek gördükten sonra marteniçkayı ağaca bağlamanın dileğin kabul olunmasını sağladığına inanılır. Bir başka uygulamada da marteniçka çıkarıldıktan sonra genç bir meyve fidanına bağlanır ya da etrafta hiç ağaç yoksa bir taşın altına konulur. Taşın altında çok karınca varsa o yılın bereketli geçeceğine inanılır.”
Marteniçka yapımında kullanılan beyaz ve kırmızı renklerin Türk kültüründe de simgesel anlamlar taşıdığını belirten Nursoy, “Beyaz temizlik, duruluk, saflık, büyüklük ve yaşlılıkta olgunluğu temsil eder. Ateşin rengi olan kırmızının da temizleyici ve kutsayıcı yanı vardır.” dedi.
Marteniçka yapan takı tasarımcısı Demet Coşan da geleneğe uygun olarak kırmızı ve beyaz iplerle yapılan bilekliğe talebe göre kalp, yonca, fil gibi figürler de takılabildiğini, genellikle nazar boncuğuyla beraber tercih edildiğini dile getirdi.
Coşan, bilekliği teslim ederken ritüele göre dilek tutmadan takılmaması gerektiğini hatırlattıklarını kaydederek, “İzmir’de de çok tercih ediliyor. Şubat sonu mart başına doğru siparişlerimizi almaya başlıyoruz. Her sene bu bilekliklerden yoğun talep alıyoruz.” dedi.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
4 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
5 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
5 gün önceHABERLER
8 gün önceHABERLER
13 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.