0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

İSTANBUL (AA) – ABD’nin en büyük Müslüman sivil özgürlükler örgütü Amerikan-İslam Bağlantıları Kurulu Los Angeles Büyük Bölge Ofisi (CAIR-LA) Hukuk Yöneticisi Shabaik, Filistin’e dayanak verdikleri gerekçesiyle FBI’ın fişleme listesine dahil ettiği Müslümanlar için başlatılan türel çabayı AA muhabirine anlattı.

Hukuki gayret kapsamında, listede yer alan Filistin asıllı iki ABD’linin Uçuşa Yasaklılar Listesine alınması ve elektronik aygıtlarına el konulması nedeniyle federal hükümete karşı dava açıldığını söyleyen Shabaik, FBI takip listesinin son periyotta Filistin asıllı ABD’lilerin takip edilmesi için kullanıldığını, bilhassa Filistin’e takviye veren bireylerin bu liste yardımıyla fişlendiğini belirtti.

Shabaik, bilhassa İsrail’in Gazze’yi gaye alan ataklarının akabinde bu listenin ABD’de farklı bir boyutta işlendiğine vurgu yaparak, “CAIR, 7 Ekim’den bu yana, Filistin’i destekleyen ve ABD’nin İsrail’in Gazze’deki soykırımına cürüm iştiraki yapmasına karşı çıkan aktivizmleri nedeniyle federal kolluk kuvvetleri tarafından sorgulanan ve taciz edilen ülke çapındaki Amerikalılardan raporlar aldı.” dedi.

Halihazırda milyonlarca kişinin ekli bulunduğu listeye, 7 Ekim sonrasında kaç kişinin daha eklendiği ile ilgili bir bilgilerinin bulunmadığını söz eden Shabaik, bilhassa havalimanlarında bu şahıslara uygulanıp ve öteki şahıslara uygulanmayan önemli güvenlik prosedürleri şikayetlerinin kendilerine iletildiğini, yaşananlarla ilgili 2 ABD vatandaşı ismine tüzel süreç başlattıklarını lisana getirdi.

Shabaik, “CAIR’in Yasal Savunma Fonu ve Los Angeles Büyük Bölge Ofisi (CAIR-LA), İsrail’in Gazze’deki soykırımına karşı yasal olarak örgütlendiği için sorgulanan 2 Filistin asıllı Amerikalıyı Uçuşa Yasaklılar Listesine alması ve elektronik aygıtına el koyması nedeniyle federal hükümete karşı dava açtı.” dedi.

FBI, Filistin için konuşan ve Gazze’deki şiddeti eleştiren saf insanları gaye alıyor

Shabaik, federal hükümete açılan davadaki taraflardan birinin Uçuşa Yasaklılar Listesine eklenen Mustafa Zeidan olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Davacılardan biri Mustafa Zeidan. Hasta annesini ziyaret etmek ve ona bakmak için yılda birkaç defa Ürdün’e seyahat etmektedir. Bu yılın mayıs ayında annesini görmek için bilet aldıktan sonra havaalanına gitmiş fakat havaalanındaki yetkililer kendisine hükümetin zımnî listesinde yer aldığı için uçağa binmesinin yasak olduğunu söylemişlerdir. Hükümet, Zeidan’a yıllarca problemsiz bir formda yurt dışına seyahat ettikten sonra neden Uçuş Yasağı Listesi’ne alındığına dair hiçbir açıklama yapmadı. Zeidan için son birkaç ayda değişen tek bir şey var: İsrail’in Gazze’deki soykırım kampanyasına ve ABD’nin bu soykırımdaki cürüm iştirakine son verilmesi davetinde bulunmak için haftalık bir protesto düzenliyor.”

Diğer davacının da Dr. Osama Abu Irshaid olduğunu lisana getiren Shabaik, şunları söyledi:

“Dr. Osama Abu Irshaid’in ise İsrail’in Gazze’de devam eden askeri hücumlarına ve Filistinlilere yönelik soykırımına karşı çıkan çalışmaları ve aktivizmi nedeniyle ABD hükümetinin kapalı izleme listesine yine alındığına inanıyoruz. Dr. Abu Irshaid daha evvel de izleme listesindeydi lakin listeden çıkarılmıştı. Tekrar yerleştirilmesinden bu yana, hududu her geçişinde federal casuslar tarafından gözaltına alınıyor. Federal casuslar Dr. Abu Irshaid’i gözaltına alırken, yasal dernekleri ve Filistinlilerin haklarını savunan kar gayesi gütmeyen bir kuruluşu yönetme çalışmaları hakkında aşağılayıcı sorular soruyorlar. Hükümetin zımnî listesindeki statüsü nedeniyle, federal casuslar artık hududu geçtiğinde Dr. Abu Irshaid’in telefonuna el koyuyor ve kilidini açması için onu zorluyorlar. Şikayetin yapıldığı tarih prestijiyle Dr. Abu Irshaid’in avukatları aracılığıyla telefonunu geri almak için yaptığı çeşitli teşebbüslere karşın, federal casuslar n cep telefonunu ellerinde tutmaya devam ediyorlar.”

“FBI’ın takip listesi hukuka ve anayasaya açıkça aykırıdır”

İki kişi ismine açılan davanın yanı sıra, FBI’ın takip listesinin tüzel açıdan insan hakları ve yasal teamüllerle çeliştiğine vurgu yapan Shabaik, bu sebeple kişi bazlı açılan davaların yanı sıra listeleme uygulamasına karşı yürütülen tüzel sürecin devam ettiğini söyledi.

Shabaik, “Bu dava, FBI’ın Filistin için konuşan ve İsrail’in Gazze’deki şiddetini eleştiren günahsız insanları amaç alan geniş aygıtına meydan okuyan birinci davalardan biridir. CAIR, bu Filistinli Amerikalı aktivistlere yönelik makûs muameleye anayasal münasebetlerle karşı çıkmaktadır.” değerlendirmesini yaptı.

FBI’ın uygulamalarının ABD hukukuna ve anayasalarına uymadığını belirten Shabaik kelamlarını şöyle tamamladı:

“Dava, hükümetin iki davacıyı Filistin lehine yaptıkları yasal konuşma ve faaliyetlerinden ötürü saklı izleme listelerine yerleştirerek Anayasayı ihlal ettiğini sav etmektedir. Dava tıpkı vakitte izleme listelerinin de hukuka ve anayasaya karşıt olduğunu zira FBI tarafından hiçbir yasal yetkiye sahip olmadan oluşturulduğunu ve hükümetin bireyleri rastgele bir yasal süreç olmaksızın bu listelere yerleştirdiğini sav etmektedir. Ayrıyeten hükümetin hudutta davacılardan birinin telefonunu ararken ve el koyarken hukuka karşıt davrandığını sav ediyoruz.”

FBI’ın bâtın izleme listesi

11 Eylül’den sonra ABD’deki Müslümanları takip altına aldığı ve izlediği argümanlarının akabinde 2019 yılında İsviçreli bilgisayar korsanı, kelam konusu listeleri ele geçirmiş, 2023 yılının ocak ayında da internet ortamında yayınlamıştı.

FBI’ın oluşturduğu öne sürülen belgede milyonlarca ABD’li Müslümana ilişkin kimlik bilgileri ve kapalı dataların olduğu belirtilirken, bu datalar aracılığıyla bireylerin, havalimanları başta olmak üzere toplumsal yaşantılarında yahut kamu kurumlarında polisler yahut özel güvenlik yetkilileri tarafından sorgulanması sağlanmıştı.

CAIR Ulusal Yönetici Yardımcısı Edward Ahmed Mitchell, 19 Şubat tarihinde AA’ya şu açıklamaları yapmıştı:

“İzleme listesi epey vahim şeylere yol açtı. Birtakım Amerikalı Müslümanların banka hesapları kapatıldı, seyahat ederken bir kenara ayrıldı ve birçok uygunsuz soru soruldu. Dinin ne? Günde kaç vakit namaz kılarsın? Hangi imamı seversin?” Bu bir ABD’linin otomobil kullanırken ismini bir listede gören mahallî polis tarafından tekraren kenara çekilmesiyle hatta silah çekilmesiyle sonuçlandı. Kimi Müslümanların yalnızca yanlış bir biçimde bu izleme listesinde yer aldığı için hayatı tehlikeye atıldı.”

Muhabir: Enes Taha Ersen