Son günlerde üniversiteli gençlerle çiftçi dayanışması üzerine konuştuk. Onların tarım üzerine düşüncelerini paylaştım. Kooperatifçilik hakkında ki fikirlerini sordum. Pek çoğunun köyünde kooperatifler başta çiftçi dayanışması üzerine kurulmuş sonraları ise şirketleşme yoluna gitmiş. Yaşanan olumsuzluklar sonucunda pek çoğu kapanmış ve pek çoğun da köylü aynı olumsuzlukları yaşamamak için bir daha kooperatif kurmamaya karar vermiş. Bu hafta ki makalemi kooperatifçiliğin gerçekte neden doğduğunu ve kooperatifçiliğin aslında ne olduğunu anlatmak için kaleme alıyorum.
“Kooperatifçilik” çiftçi dayanışmasının diğer adıdır. Dünyada kooperatifleşme 1800 yıllarının ilk yarısında görülmüş ve sanayi devriminden sonra sendikalaşma hareketiyle beraber gelişmeye başlamış. Sanayi devriminden sonra yetersiz beslenme, düşük ücret ve kötü çalışma koşulları çiftçi kesiminin üst üste olumsuzluklar yaşamıştır.
Dünya da ilk kooperatifler İngiltere de, Fransa da ve Almanya da kurulup gelişmiştir. İlk tüketim kooperatifi 1844 yılında İngiltere de 28 dokuma işçisi bir araya gelip kurmuşlar. Kuruluş amacı ise ortaklarının gıda maddesi ihtiyacını karşılamakmış. İlk tarım kooperatifi ise 1800 yılların ikinci yarısında kuruldu. Bu kooperatifler Fransa’nın dağlık kesimlerinde üretilen sütleri toplayan ve kurdukları küçük peynir atölyelerinde sütleri gravyer peyniri olarak üretilen ve Fransa’nın kentsel kesiminde pazarlayan kooperatiflerdir. İlk kredi kooperatifi 1800 yılların ilk yarısında kurulup gelişmiştir. Bu kooperatifçilik hareketi önce Esnaf ve Zanaatkâr kesimin kredi ihtiyacı için kurulmuş ve daha sonra tarım üreticisinin finansman ihtiyacını karşılamaya da yönelmiştir.
Türkiye de ilk kooperatifçilik hareketi 1863 yılında görülmüştür. O dönemin devlet adamı olan Mithat Paşa “Memleket Sandığı” olarak bilinen ilk tarım kredi organizasyonu ile kooperatifçiliğin temelini oluşturmuştur. Devlet arazilerinin işletilmesi ve elde edilen ürünün satışından elde edilen gelirden yararlanılarak bu sandığa sermaye oluşturulmuş oldu. Daha sonraları bu sandığın adı “Menafi Sandığı” olarak isim değişikliğine gidildi. 1888 yılında ülke genelinde yaygınlaşmış olan bu borç sandıkları kurulan Ziraat Bankasına sermayeleri ile beraber devredildi. 1888 – 1911 yılları arasında ülkemizde ciddi boyutta kooperatifçilik hareketi görülmedi. 1911 yılında Aydın yöresi İncir üreticileri karşılarındaki incir tüccarlarına karşı “Aydın Himaye-i Zürra A.Ş.” yi kurdular ve 1913 yılında adında ilk kooperatif kelimesi geçen Aydın yöresi incir üreticilerinin kurdukları “Kooperatif Aydın İncir Müstahsilleri” kuruldu. Bu organizasyon ile bugün ki TARİŞ’in temelleri atılmış oldu. Daha sonralarında Alaşehir ve Manisa yöresinde Bağcılar kooperatifi, sonrasın da Pamuk ve Zeytin – Zeytinyağı konusunda Tarım satış kooperatifleri, fındık, fıstık, ipek kozası, yağlı tohumlar, tiftik ve yapağı konusunda çalışacak kooperatifler kurulmaya başlandı.
Kooperatifleri Şirketlerden Ayıran Bazı Noktalar
Gözlemlerim sonucunda Anadolu’nun pek çok köyünde kooperatifler bir zaman sonunda şirketleşmeye başlamış. Yaşanan tüm olumsuzluklarda kooperatifleri birer şirketmiş gibi yönetmeye başladıktan sonra ortaya çıkmış. Kooperatiflerin birer şirket olmadıklarını ve kooperatifleri şirket gibi yönetmeye çalışmanın yanlış olduğunu köylümüz yaşayarak öğrenmiş.
Kooperatifler tamamen şahısların bir araya gelmek için oluşturdukları birer şahıs birlikleridir. Şirketler ise sermayelerin bir araya gelip oluşturdukları sermaye birlikleridir.
Kooperatiflerin en temel amacı maliyetine hizmet iken Şirketlerin en temel amacı ise kârı arttırmaktır.
Kooperatiflerin kontrolleri demokratik yollarla sağlanır. Her birey bir oya sahiptir. Şirketlerde ise toplan hissenin yüzde ellisinden fazlasına sahip olan yönetimi ele geçirir.
Kooperatiflerde hisseler piyasada alınıp satılan türden bir şey değildir. Hâlbuki şirketlerde hisse senetleri serbestçe alınıp satılabilir. Şirketlerin hisseleri ise serbest piyasada belirlenir.
Ayşe ALTAY
BALKAN YEMEKLERİ
20 saat önceHABERLER
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024