Temmuz’un 1’i geldi, geçti bile. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), AB başkanlık koltuğuna 6 ay süre için oturdu ve/veya oturtuldu… Bu duruma nasıl gelindiği ortadadır. Ancak, Cüce’nin (GKRY) o koltuğu doldurması mümkün olmamakla birlikte, sayın bakanımız Egemen Bağış’ın da dediği gibi Cüce’nin (GKRY) eline aslan avı için bir de sineklik verilmiştir. Brüksel’deki AB ileri gelenleri her sıkıştıklarında, istedikleri kadar “Güney Kıbrıs’ın AB’ye alınması bir HATA idi” demeleri, neticede hiçbir şeyi değiştirmiyor. Güney Kıbrıs’ın AB’ye girişi AB’nin, İngiliz’in, Yunanistan’ın, Fransız’ın el birliğiyle tezgâhladığı bir oyundur. Bu oyunun gerisindeki niyet “Türkiye’nin AB’ye girmemesi” için, önüne durmaksızın temcit pilavı gibi Kıbrıs Sorunu’nu sürüp, aklılarınca Türkiye’yi oyunun dışına atmaktır. Hâlbuki Türkiye’nin oyunun
başyönetmeni olduğu gerçeğini hazım edememektedirler. Türkiye bir figüran değildir. Mesela, bir an Türkiye ve KKTC dese ki “Ey AB, İngiltere, Yunanistan, Fransa, Bizler Kıbrıs’taki tüm haklarımızdan vazgeçtik, Kıbrıs’ı sizlere bırakıyoruz”; zannederimsiniz ki Türkiye’yi AB’ye alacaklar. Asla ve asla Türkiye’yi AB’ye almazlar. AB’nin Türkiye’den talep listesindeki istekleri hayli kabarıktır. Bunları zaman zaman ağızlarından salyaları akarak dile getirmektedirler. Uzun lafın kısası KKTC’nin bir taşını bile bunlara vermeyeceğiz. KKTC’nin bekası
Türkiye’nin Kıbrıs’ta ve Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarları için hayati önem taşımaktadır. Türkiye dış politikasını yeniden gözden geçirip revize etmelidir. Batı, her istediğinde Türkiye’nin önüne Kürt kartını, olmadı Ermeni soykırım masalını veya Kıbrıs sorununu koyaraktan önümüzü tıkamak istemektedirler.
MARAŞ’IN İADESİ KARARI
Cüce’yi (GKRY), AB’nin başına oturtmakla bundan sonra neler olur veya olacak? Cüce (GKRY), hemen koltuğa oturur oturmaz, Türkiye ve KKTC’ye karşı iflah olmaz talep ve hakaretlerde bulunmaya başladı. Bundan böyle iki taraf arasındaki görüşmeler 2013’ün hangi ayında, hangi ortam ve statüde yapılıp yapılamayacağını zaman gösterecektir!!! Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, KKTC ve Türkiye’ye karşı düşmanca tavırlarını her fırsatta gösteriyorlar. Geçtiğimiz günlerde Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP), Avrupa Halk Partisi başkan yardımcısı, Kıbrıslı Rum milletvekili Yoannis Kasulidis, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serzh Sargisyan ile bir araya gelerek Türkiye, Azerbaycan, Kıbrıs ilişkilerini görüşerek (şer) ittifak oluşturduklarını açıkladırlar.
Yine geçtiğimiz günlerde Prag’da gerçekleştirilen, Parlamentolararası Ortodoksluk Asamblesi 19. Genel Kurulu’nda, Kıbrıs Sorunu’yla ilgili bir kararın onaylandığı bildirildi. Bu toplantıda “Maraş’ın iadesi kararı ve Türk işgali kınanıyor”. Bütün kararlarında Türklüğü, Türkiye’yi
suçlayıcı ve aşlayıcı unsurları görüyoruz. Son olarak da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi meclisinde, ” İsrail ile yaptıkları askeri ve savunma işbirliği antlaşması” oylanarak onaylanmıştır. Bu arada Rum meclisi’nde onaylanan bu antlaşmanın “hiçbir yorumunun ulusal veya uluslararası mahkemelere götürülemeyeceği ve hiçbir ulusal veya uluslararası mevzuata tabii olamayacağı” da bildirildi. Yani KKTC ve Türkiye’ye gözdağı verilmek isteniliyor. Sonuç olarak Cüce (GKRY), Batı ve öteki taraflarca şımartılmaya devam ediliyor. Hal böyle olunca Cüce (GKRY), hiçbir zaman bizlerle uzlaşmaya yanaşmayacaktır. Aslında Batı eline, sirklerdeki gibi bir cüceyi, dev Türkiye’nin üzerine sürmekle hata yapıyor. Bu Cüce (GKRY), daha önce de kontrol dışına çıkmıştı. Bunun neticesinde 20 Temmuz oldu. Batı ve ötekileri tekrar uyarıyoruz, cüce ansızın kontrolden çıkıp Dev’in ayakkabılarının altında her an kalabilir ve bunun vebali size (Batı’ya) ait olacaktır. Türk hariciyesinden daha proaktiv daha kararlı hareket bekliyoruz. Her zaman dediğim gibi Türk’ün dostu Türk’tür.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce