DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 34165080.52622%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

06:24

SABAHA KALAN SÜRE

176 okunma

Dış Ticaretin Dedikleri

ABONE OL
03/09/2020 00:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa merkez olsa da, Dünya,  ekonomik algılamaları da değiştiren ağır bir kriz yaşıyor. Bu ortamda, Türkiye’nin  ekonomik  performansı, krizin merkezindeki ülkeler gibi darbeler almaktan kendini uzak tutabildiğini gösteriyor. Bu durumu daha net algılayabilmek için, değişik kesimlerce yayınlanan makro verilere bakmak yeterli. Büyüme, enflasyon, gayrisafi yurtiçi hasıla, toplam talep gibi veriler,  dünyada genel kabul görmüş değerlendirmelerle bile sağlam duruşu ortaya koyuyor. Geçmiş yıllarda yaşadığımız ekonomik çöküntülerin tecrübeleri, istikrar ve kararlılıkla harmanlanarak  oluşturulan ekonomi politikaları, bu sağlam yapının temel taşları oldu. Ekonomide elde edilen  başarı, sadece  ekonomi kadrolarının eseri değil elbette. Başbakana bağlı tüm yürütme organları ve onlara bağlı kurumların koordineli çalışması bu sonucu getirdi.  En basitinden Türkiye’nin ihracatında son yıllarda yakalanan büyük artışta, Sanayi  Bakanlığı ile birlikte,  Dışişleri Bakanlığının yürüttüğü  politikaların da katkısı göz ardı edilemez.
Türk Dışişleri’nin son yıllardaki çalışmaları, Türkiye’nin, özellikle bulunduğu coğrafyada, gelişen bir demokrasi ve serbest ekonomiyi destekleyen yapısı ile, hem model, hem de lider ülke olma yolunda, küçümsenmeyecek adımlar atmasını sağlamıştır. Yürütülen bu politikanın izinden yürüyen Türk sanayicisi ve ihracatçısı, daha önce hiç girmediği pazarlara giirme fırsatı bulmuştur.  Gerçekten Türkiye, son yıllarda bölgesinde, büyük bir boşluğu doldurmaya başladı. Bölge ülkelerine gerçek bir ekonomik kalkınma, dinamik toplum yapısı ve demokrasi vadeden bir anlayışla  yaklaşmaktadır. En basit ifadeyle, sadece bu yaklaşımı bile, Türkiye’nin sınır komşularıyla yaptığı ticaret hacmini, on yıl öncesine göre kat be kat artırmıştır. Bu durum tamamen, izlenen dış siyasetin sonucudur. Açılan bu kapıdan giren sadece Türk malları olmamıştır. Bu ülkelere, Türk okulları girmiştir, bu ülke halklarını, her akşam ekranlara kilitleyen dizilerimiz  girmiştir, diziler ve okullar sayesinde,  karşılıklı gelişen turizm faaliyetleri girmiştir,. Ortaya çıkan bu sinerji de, zaten kökeni  ortak geçmişe dayanan kültürel entegrasyonu canlandırmıştır.   
Türkiye İhracatçılar Meclisinin  (TİM) her ay açıkladığı rakamlar, bugüne dek izlenen Türk dış siyasetini izah etmek için daha net çözümlemeler sunmaktadır. Özellikle Türkiye’de yıllar yılı yüzü batıya dönük uygulanan dış politikanın aksine Türkiye artık,  bulunduğu coğrafyanın hakkını verircesine, bir yandan Avrupa Birliği müzakerelerini üye ülkelerle kıran kırana yürütürken, diğer taraftan sırt çevirdiği bölge ülkeleri ile ilişkileri tekrar geliştirmeye önem vermiştir, Bu çaba da bugün Türkiye’yi bölgenin model ülkesi haine getirmiştir. Bunun öterinde liderlerimizin Afrika’dan Güney Amerika’ya, Balkanlardan uzak doğuya kadar,  dünyanın birçok ülkesine gerçekleştirdiği  ziyaretler, sanayicimizin de ufkunu genişletmiş, Türk mallarının girdiği ülke sayısı 250 yi aşmıştır. TİM’in verilerine göre, 2004 yılı dış satım 63 Milyar ABD Doları  iken. 2011 sonunda bu rakam 135 Milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. Bu rakamlara bakarken özellikle dikkatimi çeken detay, Türkiye’nin sınır komşuları ile yaptığı ticaret hacmindeki değişim oldu. Sayı olarak Dünyada en çok sınır komşusuna sahip olan Türkiye’nin 2004 yılına gelene dek, benzer durumdaki ülkelerle kıyaslandığında, komşuları ile yeterince ticaret hacmi oluşturamadığını öğrenme fırsatım oldu. TİM verilerine göre Türkiye 2004 senesinde komşu ülkelere yaptığı ihracatın büyüklüğü, yaklaşık 9 Milyar ABD Doları ve genel ihracat içindeki payı, %14. 2011 sonuna gelindiğinde ise, aynı ülkelere yapılan ihracatın büyüklüğü yaklaşık, 29 Milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Bu rakamın genel ihracat rakamındaki payı ise %21 olmuştur.
Özetle, rakamlar da gösteriyor ki; Türkiye, kurumsal yapısı içerisindeki ilgili tüm  organlarını eş güdümlü ve planlı çalıştırarak, bir başarı tablosu elde etmiştir. Dış İşlerinin açtığı yol,  ekonomi tarafında iyi değerlendirilmiş, dünyanın krizle boğuştuğu, pazarların daraldığı bir dönemde, kendi pazarını genişleterek ve çeşitlendirerek bölgesinde örnek bir yönetim sergilemiştir. Dış satımın, İthalat ağırlıklı ve katma değeri düşük ürünlerle yapıldığı yönünde bu başarıyı küçük göstermeye çalışan eleştiriler yapılsa da, artık inkar edilemeyecek bir gerçek var, o da; Kafkaslardan Balkanlara, Avrupa’dan Ortadoğuya bir Ttürk vizyonu oluşmak oluşmaya başlamıştır. Vizyonun oluşmasında “Dış Ticaret” dedikleri faaliyetler de  önümüze çıkacak engeleri aşmada en etkili silahımız  olacaktır.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP