Konuşmaya başlarken “deyim yerindeyse… Teşbihte benzetmede hata olmasın” diye söze başlarız. Hiç merak eder miyiz bu zengin kelime kültürü nerden geliyor, hikâyesi nedir? diye… Söz önemlidir. Ne demişler, Söz ola kese başı. Söz ola bitire savaşı. Konuşmak hayatımızda iletişimde önemli bir yere sahiptir. Dikkate etmekte fayda var. Bor’un pazarından geçer eşek Niğde’ye sürülür, atını alan Üsküdar’ı geçer, ayaklar yorgana göre uzatılır, üzüm yenilir ama bağı sorulmaz. Kim bilir ne hikâyeleri içinde saklar bu sözler… Mesela “Tası Tarağı Toplamak” deyimi… Eski zamanlarda berberler, makası, usturası, tası, tarağı yanında kaldırımlarda müşteri bekler. Gelenlerin saçını sakalını bir güzel tıraş eder. Ancak bir süre sonra bu uygulama sağlıksız bulunur ve yasaklanır. Hal böyle olunca subaşılar (zabıta) seyyar berberler adeta köşe kapmaca oynarlar. Yakaladığında cezalar yazarlar. Berberler de” tası tarağı toplayıp “ sokak sokak kaçarlar.
AYIKLA PİRİNCİN TAŞINI
Yine çok kullanılan bir deyim. Hani zorda kaldığımızda söyleriz.”Ayıkla pirincin taşını.”… Yavuz Sultan Selim, Yemen’i Osmanlı topraklarına kattıktan sonra burada isyan çıkar. Ancak Sinan Paşa duruma hâkim olur. Paşanın askerleri çölde konaklar. Yemek vakti gelince hasır torbalardaki pirinçler yere serilen beze dökülür ve taşları ayıklanır. Fakat üstüne üstlük çıkan kum fırtınasıyla pirinçler savrulur. Kumların altında kalan pirinçlere bakakalan yeniçeriler arasından bir asker şöyle der; “Allah’ın nimeti taşlı diye şikâyet ediyorduk. Al şimdi “Ayıkla pirincin taşını”… Rahatsız etmiyorsa nedir ki SÖZ?… Hatırlatmıyorsa gerçekleri, sarsmıyorsa derinden ne anlam ifade eder ki… Suçüstü yakalamıyorsa bizi… Utandırmıyorsa günahlı yüzlerimizi, SÖZ neden sarf edilir ki?! Aşka, öfkeye ve değerlerimize kapı aralamıyorsa nedir ki SÖZ?! Ulaştığı insanı cehaletten , esaretten, kin ve nefretten alıkoymuyorsa nedir ki SÖZ?! Dışarıya bakın ne görüyorsunuz? Oyun oynamayı unutmuş kavga eden çocuklar… Birbirine yabancı sözde komşular… Hınçla klakson, korna çalan adamlar… Siyasetin gölgesinde kurban edilen ülkeler… Ümidinizi kaybetmeyin yine de… Gözlerinizi kapatın ne görüyorsunuz?!… Savaşsız bir DÜNYA… Gülümseyen selamlaşan insanlar… Üstünlük kavgasından sıyrılmış MİLLETLER… Komşusu açken kendisi tok uyuyamayanlar… Çocukların TAŞLARLA oynamadığı bir dünya görüyorsunuz… Kulağınızı kabartın tüm seslere ne duyuyorsunuz?! Yalan yeminler!…Yüksek perdeden yapılan vaadler!…Alaycı kahkahalar!… Yalandan ağlamalar!…Yetim sessizliği… Yüreğine kor düşmüş bir annenin matemi!…
Ama yine de ümidinizi kaybetmeyin
HABERLER
5 saat önceHABERLER
6 saat önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce