DOLAR 34,6252 0.16%
EURO 36,3970 0.22%
ALTIN 2.920,690,13
BITCOIN 3230873-4.24274%
İzmir

KAPALI

06:27

SABAHA KALAN SÜRE

164 okunma

Domatesin kızarmışı

ABONE OL
03/09/2020 00:55
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Düşünüyorum ki benden hizmet bekleyen bir vatan, bir Türklük vardır. Bunun vazifelerin en kutsalı olduğunu anlayarak işe koyuldum”.

Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 16 Ağustos 1960 gününde Kıbrıs Türkleri’nin eşitliği ve egemenliği kayıt altına alınarak kurulduğu biliniyor. Günümüzde bu unvanı kullananların adı geçen cumhuriyetle uzaktan yakından bir ilişkisi ve bağlantısı yoktur. Bu cumhuriyetin mirası üzerine oturanlar, geçtiğimiz 01 Ekim gününde adı geçen cumhuriyetin 50. yılını kutladılar. Büyük askeri törenlerle kutladıkları bu cumhuriyetin, yellenmiş bir cumhuriyet olduğunu izleyenler ne yazık ki anlayamadılar. Bir yandan adada çözüme ilişkin olarak yürütülen görüşmelerden de 2010 yılı sonunda çözüm için hiçbir beklentiye girilmemesi gerekiyor. BM adına görüşmeleri izlemekle yetindiği anlaşılan Bay Dovner, bu günlere gelinmesinde her iki tarafın sorumlu hatta suçu olduğunu söylüyordu.

EĞRİ GEMİ

Eğri gemide gidilerek konuşulduğunda bu yaklaşımı doğru olarak kabullenmek olanaklı olabilirdi. Doğru gemiye binilerek yola çıkılması sonrasında gerçeği ve doğruyu bulmak olasıdır. Rum siyasetçilerin yakınları ile akçeli iş bağlantıları olan Bay Dovner’in doğruları konuşmadığı kendiliğinden ortalık yere çıkmaktadır. Bay Dovner, “Kıbrıs Türklerinin suçunun” ne olduğunu kanıtları ile ortalık yere koyması kaçınılmazdır. Koyamadığı takdirde Kıbrıs Türklerine iftira eden kişi konuma düşecektir. O zaman doğru gemide yapılan seferde yeri de olmayacaktır. Eğri giden gemide yoluna devam ederek akçeli işlerine devam da edebilir. Yellenen bu yönetimin başındaki kişi, müzakerelerin istedikleri gibi ilerlemediğinden yakınıyordu. Bunun sorumlusunun Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yöneticileri olduğunu söylüyordu. Aynalara dargın olduğu anlaşılan bu kişi, yaz sıcağında kızarmış domates gibi saldırılarına devam ediyor. Bu çarpık yaklaşımla 2010 yılı sonunda sonuç almak doğal olarak olanaksız ötesi bir durumun göstergesidir. Bu çarpıklığın ortalık yerden kaldırılması için görüşmelerin askıya alınması da dahil olmak üzere gerekli görülen bütün önlemlerin alınması gerekiyor.

MENDİL BÜYÜKLÜĞÜNDE ÜLKE

Mendil büyüklüğündeki ülkenin en önde gideninin konuşmasındaki bir başka çarpıklık, 16 Ağustos 1960 gününde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üniter bir yapıda devlet modelini içermediği gerçeğidir. Anılan tarihte kurulan yapı bir anlamda, işlevsel bir federasyona benziyordu. Bu federasyonu bile yürütmek istemeyenler, kendi söylemleri ile bu günkü çarpık yapının oluşmasının da mimarlarıdırlar. Bu çarpıklığın üzerine oturarak dünyayı kandırmayı da ne yazık ki başardılar. Bu nedenden olacak var olan uyuşmazlığı sorun olarak görüyorlar.

Kıbrıs Türkleri bu nedenle çarpıklığa ortak veya yama olmak istememektedirler. Sınırları güvence altına alınmış =Siyasetçiler bu hususu ne yazık ki söyleyemiyorlar= iki devletli egemen bir yapının oluşmasını istemektedirler. Siyasetçilerin de son dönemde dile getirdikleri gibi bu masada sonsuza dek oturulmayacağının da bilinmesi gerekmektedir. Kıbrıs, Rumlarla Yunanlıların iddia ettiği gibi sorun olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde taraflar Kıbrıs Türkleri ile Rumlardır. Gerçekten çözüm istiyorlarsa kafalarındaki ‘sorun’ virüsünü atmaları gerektiğini de kaydetmek istiyoruz. 16 Ağustos 1960 gününde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, Makariyos’un da söylediği gibi “Bir ulus yaratmamıştır”. Bir ulusu yaratmayan adı geçen cumhuriyet, Rumlarla Yunanlıların kafalarındaki ‘sorun’ virüsünün oluşmasını sağlamış mıdır ne…

 

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP