Dünya Sergisi (EXPO- Expositional), bir dünya organizasyonudur. Ürünlerden çok, fikirler, kültürler ve dünyanın geleceği için projelerin vitrine çıktığı bir sergidir. Beş yılda bir düzenlenen ve en eski, en büyük uluslararası bir serginin 2020’de İzmir’de yapılabilmesi için sunumlar başladı. İkinci sunum Paris’te yapıldı. Geriye iki sunum daha kaldı. ‘Herkes için sağlık’ teması ile aday olan İzmir, maalesef 2015’i alamamıştı. Parti kapatma davası en büyük olumsuzluk olmuştu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de, resmen müdahil olmuştu ama alacağımız bir EXPO’yu yok yere nedenlerle kaybetmiştik. Şimdi İzmir’in rakipleri, Tayland’ın Ayutthaya, Brezilya’nın Sao Paulo, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai ve Ruyla’nın Ekaterinburg şehirleridir. Her ne kadar az ve ciddi rakiplerin olmadığı ileri sürülse de bazı hususların gözden kaçırıldığını sanıyorum. Öncelikler Yaşar Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finans Bölümü Doç. Dr. Mehmet Çakmakçı’nın İzmir genelinde öğrencilere yaptırdığı ve 300 kişinin katıldığı anket sonuçlarını dikkate almak gerekiyor. Ülkemiz ve şehrimiz için çok önemli olan EXPO 2020, İzmir halkının yarısından fazlasının ilgisini çekmiyor. Erkekler kadınlardan, orta yaşlılar gençlerden, aylık geliri orta seviyede olanlar yüksek olanlardan, esnaf ise öğretmen, mühendis, yönetici ve turizmciden daha fazla bilgiye sahip görünüyor. Bu ne demek? Daha biz kendimize bunu anlatamamışız. 160 ülkeye nasıl anlatacağız?
FİKİR AYRILIKLARI
Fikir ayrılıkları sebebiyle EXPO 2020 İzmir Yürütme Komitesi Başkanı Mahmut Özgener, Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar ve Komite Üyesi Işınsı Kestelli görevlerinden istifa etmişlerdi. Günlerce bunu tartıştık. Yürütme Komitesi sunum hazırlığı nedeniyle 12 Haziran sonrasına bırakıldı. Yönlendirme Kurulu Başkanı Cahit Kılıç, yeni isimlerle bu atamayla belirleyecek. Peki bu ne demek? Koordinasyon ve yönetim problemi var demek. Bazen de Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu veya İZTO, EBSO gibi kurumlar karışarak EXPO’yla ilgili sorun varmış gibi bir durum sergileyebiliyorlar. Aslına bakarsanız hepsi incir çekirdeğini doldurmayacak sorunlar. Ama şu kapris var ya. Sen, ben çekişmesi bir türlü aşılamıyor. En iyisi bu işe Ankara müdahil olmalı. Hatta bakanlık düzeyinde bu çalışma yürütmelidir. İzmir EXPO Alanı Kanun Tasarısı TBMM’de kabul edildi. Konuya yasal çerçevede bakmak yetersizdir. Uygulama sıkıntıları nasıl çözülecek bekliyoruz. Öyle imece usulüyle kazanılacak bir EXPO göremiyorum. Elbette sinerji oluşturmak iyi olur. Tek seslilik İzmir’in menfaatinedir ama bu işin dümenine İzmir’den kaptan aramayalım. Sonuç itibari ile delegasyonu etkilemenin yolları var. Tanıtım için İzmir uğraşsın ama delegasyona somut vaatleri Ankara yapabilir. Örneğin Afrika delegasyonu, ülkeleri için neler yapılacağına bakar. Bu rüşvet değil, bir gerçek. Kim verebilir bu sözü? İzmir mi? Mümkün değil. Nasıl Cumhurbaşkanı’na kadar bu olayın içinde yer aldıysak, aynı şekilde herkesi EXPO’ya katmalıyız. Önce İzmir halkının çok ama çok istekli olmasını sağlamalıyız. 2015 için elde edilen tecrübelerin avantajını fırsata dönüştürmek varken, 2020 için bunu maalesef yapamıyoruz. Kısır çekişmeleri büyütmeden herkes şapkasını önüne koymalı. Bir daha kaybedersek bu sadece İzmir için değil, Türkiye’nin diğer organizasyonlarda sıkıntıya düşeceğini unutmayalım.
HABERLER
Az önceHABERLER
Az önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce