Saliha Munira, Meyra Cogans, Saliha Osmanoviç, Nura Mustaviç, Refia Hacıboviç ve Şuhra Osmanoviç… Onlar 24 yıl önce modern dünyanın en büyük katliamı olan ‘Bosna soykırımı’nda eşlerini, çocuklarını ve evlerini kaybetmiş, yitirdiklerinin yasını tutan yüzlerce Srebrenitsalı anneden yalnızca 6’sı. Geçen 24 yıla rağmen hala sevdiklerinin döneceğini söyleyen, balkonundan katledilen çocuklarının son oyun anlarının hayaliyle teselli arayan ya da her gün ölen çocuklarının en sevdiği yemekleri yaparak yas tutan acılı anneler.
‘YARAMIZI TEKRAR KANATTI’
SABAH, Srebrenitsa’da yaşları 65 ile 80 arasındaki acılı anneler ile buluştu. Nobel Edebiyat Ödülü’nün Srebrenitsa soykırımını inkar eden ve Sırp savaş suçlularını savunan Avusturyalı yazar Peter Handke’ye verilmesi anneleri gözyaşlarına boğdu. Yaşadıkları yerde, üç günde 8 binden fazla insanın katledildiği Srebrenitsa’da ziyaret ettiğimiz o anneler, şunları söyledi:
TÖRENDEN SONRA MEZARLIĞA KOŞTUM: (Meyra Cogans-71) 24 yıl önce çocuklarımın ve eşimin şen kahkahalarını silah sesleri sardı, bahçedeki çiçeklerimin üzerine mermi yağdı. Bir tek ben kaldım. Kendi evimde kalamıyorum, korkuyorum. Komşumla yaşıyorum ama toprağıma dönmek zorundaydım çünkü çocuklarımın kokusu, sallandıkları salıncaklar burada. Çiçeklerle teselli buluyorum. Her bir çiçeğe bir evladımın adını verdim. Bizleri yok eden katili övene ödül verildiği gün keşke yaşamasaydım dedim. Canım çok acıdı ve kendimi mezarlığa attım.
ÇOCUKLARIMA NASIL HESAP VERECEKLER? (Feride Bakoviç) Bayramov Köyü’nde oturuyorum. Katliamda iki oğlum, babam, eşim, amcam kısaca uzak yakın tüm akrabalarımı kaybettim. O kitabı ödüllendirebilenler benim çiçek kokulu çocuklarıma nasıl hesap verecek!
65 YAŞINDA DÜNYAYA KATLİAMI ANLATIYOR: (Saliha Osmanoviç-65) Eşim ve iki oğlumu kaybettim. 8 Mayıs 1992’de evimden kaçarak kurtuldum. Serebrenitsa düşene kadar her yerde mücadele ettim, savaştım. Sırp katil komutan Mladic’i gördüm. 95’te iki oğlum ve eşimle köyden kaçtık ilk oğlumu o anda öldürdüler, ormana kaçtık ama buldular bizi. 10 yıl önce evime geri döndüm. Dünyanın birçok yerine gidip, bize yapılanları anlatıyorum.
AĞLAYARAK OKUDUM: (Saliha Osmanoviç) Eşimi ormanda bizi ararken öldürmüşler. Haberi gözyaşlarıyla izledim, zannettim eşim ve çocuklarım tekrar öldürüldü, o gün bir kez daha kaybettim onları. O ödül katillerin de ödüllendirilmesidir.
HAYALLERİ İLE YAŞIYORUM: (Nura Mustaviç- 73) Üç oğlum ve eşimi Serebrenitsa düştüğünde kaybettim. 17 yıl önce döndüğümde evim yakılmış yıkılmıştı. Hala onların sevdiği yemekleri pişiriyorum. Eşim kamyoncuydu her kamyon geçince o geldi sanıyorum. Bu ödül yaşlı kalbimi acıttı. Adalet istiyoruz.
ÇOCUKLARIMIN HER YIL BİR PARÇASINI BULUYORUM: (Refia Hacıboviç- 68) Üç oğlumu kaybettim, tek başıma yaşıyorum. Kimsem Yok. 23 yıl geçti ama ben hala çocuklarımın tüm uzuvlarını bulamadım. Halen onların cenazelerini tamamlamaya çalışırken birilerinin çıkıp vahşileri öven birine ödül vermesini kabul edemiyorum. Dünya bu rezalete susmamalı.