“Bu gününün yavrusu, yarın bu adanın mukadderatını elleri arasına alacaktır. Ona emanet edeceğimiz bu vatan ancak onun sağlam irade, sarsılmaz bir iman ve hiçbir tehlikeden yılmayacak azme sahip olması ile kabil olabilecektir”.
Dr. Fazıl KÜÇÜK
Türkiye, AB’nin kapısında yıllardır içeriye girebilmek uğruna her türlü özveriyi göstermektedir. Bu özveri sergilenirken akla hayale gelmeyecek gerekçeleri öne çıkarılıyor. Bu gerekçelerini şaşırtıcı ve inandırıcı bulmadığımızın bilinmesini istiyoruz. Sıklıkla, “Türkiye üye olursa Türkler Avrupa’ya akın eder” tezini yineliyorlar. Son günlerde yapılan bir araştırma, bu tezin doğru olmadığının kanıtıdır. Bu söylemler bundan böyle de havada kalacaktır. Kendilerine bağlı olan bir kuruluş tarafından yapılan araştırmada, “Başka bir Avrupa ülkesinde çalışmak ister misiniz?” tuzak sorusunu sordular. Eurobarometre diye bilinen kuruluşun bu sorusuna Türklerin yüzde 70’i ‘Hayır’ yanıtını verdiler. Türkiye’ye karşı çok kullandıkları ve sevdikleri bu tezleri böylece bir kez daha havada kalmıştır. Avrupa’da çalışmak isteyen Türklerin yüzde 16’sı bunun uzun süreli olmasını, yüzde 12’si de kısa süreli olması seçeneğini öne çıkarıyorlar. Alınan bu sonuçtan sonra aynaya bakarak yüzlerinin morardığını görebilirler.
YUNANİSTAN’DAKİ GREVLER
Yunanistan’da son günlerde yeniden başlayan grevler, ülkeyi iyice çökme noktasına doğru hızla çekmektedir. AB, Avrupa Merkez Bankası ile Uluslararası kuruluşların Yunanistan’ın çökmesine izin vermeyeceklerini kaydetmek durumundayız. Ülkenin çökmesine izin vermeleri halinde kendi varlık nedenleri sorgulanacaktır. Bu nedenle adı geçen kuruluşlar, 50 milyar Euro’luk özelleştirmeyi öne çıkarıyorlar. Elefterotipia Gazetesi, adı geçen kuruluşları ‘tabanca çıkarıyor’ diyerek eleştiriyor. Alınan bu önlemlerin uygulanması konusunda Yunanistan’a baskı uygulayacakları öngörüsünde bulunuyor. Alacaklıların tavırlarını sertleştirerek ülkenin iç politikasına da müdahale ettiklerini yazıyor. Çalışanların haklarını korumak için yola çıktıklarını söyleyen bazı sendikacılarla, sendikaların ülkeyi getirdikleri nokta ortalık yerdedir. Yunanistan’ın getirildiği noktadan ders veya derslerin çıkarılması kaçınılmaz olarak karşımızda durmaktadır. Siyasetçilerin gelinen bu noktayı aşabilmek için bazı önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Yunanistan, ekonomik sıkıntılarını aşabilmek için şimdilerde dış temsilciliklerin bazılarının kapatılması noktasına taşındı. Bu uygulama, egemenlik hakkından ödün vermek olarak algılanıyor. Bu nedenle konsoloslukların kapatılması yoğun tepki alıyor. Alınan kararla, Londra – Paris – Brüksel – Hannover – Köln – Napoli ve Leipzig konsoloslukları kapatılıyor. Siyasetçilerden öte bazı diplomatlar, “Mademki Türklerle anlaşıyoruz. Venezuella’da da Peru’da da işgüderlik bulundurmamıza gerek yoktur. Madem Neo Osmanlı İmparatorluğu’na giriyoruz, Türkiye bizi oralarda da temsil etsin” diyerek tepkilerini alaycı bir tavırla ortalık yere koyuyorlar. AB içindeki çatırdamanın Yunanistan’la sınırlı olmadığı biliniyor. Euro bölgesi dışında kalan İngiltere’de bile benzer sıkıntılar yaşanıyor. Diğer ülkelerde özellikle Euro bölgesinde öngörülen yüzde 2,2’lik enflasyon, şimdiden yüzde 2,6’ya yükseldiği açıklandı. Üretimin yeterli olmadığı ülkelerde, fiyatların dizginlenmesi de olanaksızdır. Seçim heyecanı ile konuşmalar yapmakta olan siyasetçilerin, geçmişte yaşananlarla hesaplaşmak yerine, ekonomik ve dış politik konuları konuşmaları gerekiyor mu ne…
Sevgi ile kalınız…
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce