DOLAR 35,2068 0.3%
EURO 36,7672 0.92%
ALTIN 2.968,331,32
BITCOIN 34546755.12609%
İzmir
16°

HAFİF YAĞMUR

SABAHA KALAN SÜRE

En Basit Haliyle Yapay Zeka Ne Değildir?
219 okunma

En Basit Haliyle Yapay Zeka Ne Değildir?

ABONE OL
28/09/2020 22:52
En Basit Haliyle Yapay Zeka Ne Değildir?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bilim kurgu eserlerinden günümüz teknolojisinin en önemli yapı taşına evrilen, sürekli gelişen fakat bir yandan da sınırlarının varacağı nokta konusunda çeşitli tartışmalara sebep olan yapay zekâ kavramı, aslında bugüne kadar oluşan bilgi kirliliğinden nasibini aldı. İnsanın hayal gücü ile birleşince komplo teorilerinin ve distopik senaryoların kahramanı oldu, gelecekte ‘makinelerin kölesi’ olmamıza sebep olacak bir şeytan gibi gösterildi.

Tabii bunun da olma ihtimali var, ancak yapay zekâlar daha yolun çok başında. Onların ne olacağını, onları nasıl anladığımız ve nasıl şekillendirdiğimiz belirleyecek. Yapay zekâ nedir sorusunu daha önce sizin için cevaplamış, hatta neler yapamadığını da anlatmıştık. Şimdi ne olmadıklarını anlatıyoruz.

Yapay zekâ ne değildir?

  • Yapay zekâ, bir robot değildir.
  • Yapay zekâ, tüm sorunları zahmetsizce çözebilecek büyük bir güç değildir.
  • Yapay zekâ ‘bilinçli’ değildir.
  • Yapay zekâ, hırsları olan bir varlık değildir.
  • Yapay zekâların insanlardan bağımsız hedefleri yoktur:
  • Yapay zekâ, android değildir.
  • Son olarak, yapay zekâ korkulacak bir şey değildir.

Yapay zekâ dendiğinde aklımıza işlerimizi elimizden çalacak, insanın insana duyduğu ihtiyacı ortadan kaldıracak, hatta günü geldiğinde gezegeni ele geçirip niyeyse bizi de köle olarak kullanacak robotlar geliyor. Fakat aşağıda detaylı bir şekilde değindiğimiz gibi, yapay zekâ bunların hiçbiri değil.

Yapay zekâ, tüm sorunları zahmetsizce çözebilecek büyük bir güç değil:

Yapay zekânın farklı kullanım alanlarında çok çeşitli konulara çözüm aradığını ve bulduğunu biliyoruz, ancak bu yapay zekanın karşılaşılan tüm sorunları saniyeler içinde çözebilen ya da sorulan tüm soruların cevaplarını zaten bilen büyük bir güç olduğu anlamına gelmiyor.

Aslında tam tersine, yapay zekâ bizim bilmediğimiz hiçbir şeyi bilmiyor çünkü biz ona ne öğretirsek onu öğreniyor. Tek avantajı ise tüm bu bilgileri çok daha kısa sürede işleyip sonuçları hızlıca sunabilmesi. Bu yüzden de yapay zekânın hayatın sırrını çoktan çözdüğünden ve yakın zamanda insanlığı yok edeceğinden korkmanıza gerek yok, tabii eğer siz bu sırrı çözüp bir yapay zekâya öğretmediyseniz ya da nasıl çözüleceğini göstermediyseniz.

Yapay zekâ ‘bilinçli’ değildir:

Yapay zekâlar, temelde insanın düşünme biçimini taklit eder ve bir nevi insan gibi düşünüp hareket eder. Ancak sadece bir konuda uzmanlaşır, satranç oynamak gibi bir konuda geliştirilir. Problemleri bu şekilde çözer, ondan istenen işleri bu şekilde yapar. Ancak bilinç sahibi, duyguları ve empati yeteneği yoktur. Bunun için özfarkındalık gerekir. Özfarkındalık ise bazı hayvan türlerine ve insana özgüdür.

Filmlerde, kitaplarda bizimle duygusal bir bağ kuran ve ‘canlılığını’ sorgulatan yapay zekâ ile donatılmış robotlar görsek de bu henüz gerçekliği olan bir durum değildir. Aynı zamanda her ne kadar yapay zekânın bilinçli hale gelmesine dair sorular sık sık sorulsa da verilen cevaplar, bunun çok da mümkün olmadığı yönündedir. Tabii ki yapay zekâ gibi hızla gelişen teknolojiler ile ilgili pek çok soruyu net bir şekilde yanıtlamak mümkün değil. Ancak günümüz koşullarına göre değerlendirerek bir cevap aradığımızda,  karşımıza çıkan sonuç oldukça net; hayır, yapay zekâ bilinçli hale gelmedi.

Yapay zekânın hırsları yoktur:

Bu madde de aslında bir önceki maddede bahsettiğimiz özfarkındalık ile ilgili. Düşünsenize yapay zekâ ile donatılmış robotların bir an geliyor, sabırları taşıyor ve insanlara karşı ayaklanmaya başlıyorlar… Böyle bir senaryonun olası hale gelmesi için yapay zekâların kendisine has çıkarları ve elde etmek için hırslarının olması gerekir. Fakat yapay zekâların hırs kavramına dair sahip oldukları tek şey, bir sözlük gibi olmalarıdır, yani ‘hırsın’ tanımıdır.

Bir duygu ve his olarak hırsı deneyimleyebilmek ve bu deneyim ile birlikte kararlar alarak onları uygulamak bir yapay zekâ için mümkün değildir. Bir yapay zeka için, hırsa en yakın davranış olarak insana benzer şekilde düşünebilmesi sebebiyle kendine görevler vererek, öğrenimini hızlandırması gösterilebilir. Ancak bu davranış da varoluş amacı insanlar tarafından belirlenmiş ve sınırlandırılmış yapay zekâlar için oldukça kısıtlıdır.

Yapay zekâların insanlardan bağımsız hedefleri yoktur:

Yukarıda da söylediğimiz gibi, yapay zekâların varoluş amaçları, insanlar tarafından belirlenir ve sınırlandırılır. Dolayısıyla bir yapay zekâdan kendi adına bağımsız hedefler belirlemesi ve bu hedefler doğrultusunda felaket senaryolarına konu olacak adımlar atması beklenemez.

Yapay zekânın kötücül hedefler için programlanması ve bir tür silah olarak kullanılması ihtimali her zaman vardır ancak bu yapay zekânın ya da bilimin evriminin suçu değil, yapay zekâları bu şekilde programlayanların suçu olur. Üstelik bu noktada bile, yapay zekâ insan için araç olmaktan öteye geçememiş olur.

Yapay zekâlar, birer android değildir:

Bazı kavramların zihnimizde canlandırdıkları ile aslında oldukları şeyler çok farklıdır. Yapay zekâ dendiğinde gözümüzün önüne insansı robotlar gelse de durum aslında böyle değil. Yapay zekâya dair pek çok kötücül senaryonun oluşmasına sebep veren şeylerin başında da esasen bu yapay zekâ = android anlayışı geliyor.

Fakat aslında yapay zek+a en basit tanımıyla, insanın düşünce biçimiyle çözülmesi gereken sorunları çözebilecek ve kendisinden istenen görevleri tamamlayabilecek yetiye sahip bir bilgisayar programından başka bir şey değildir. Bu yeteneğe sahip androidlerin yani insansı robotların olabileceği doğru ancak her insansı robot üstün zekâya sahip bir android değil. Hatta pek çoğu temel anlamda birer makineden ibaret diyebiliriz.

Son olarak, yapay zekâ korkulacak bir şey değildir:

Yapay zekâ gelecekte tüm iş kollarında öylesine yetkin olacak ki insana gerek kalmayacak… Bu konu, yapay zekâya dair son yıllarda en çok ortaya atılan tartışma başlıklarından biri. Evet, yapay zekâ film senaryoları yazıyor, hatta The Guardian için “Sizi yok etmeyeceğim” başlıklı bir makale bile yayınlıyor, resim çiziyor, tasarım yapıyor, çağrı merkezlerinde bizimle iletişim kuran insanlar kadar yetkin bir şekilde problemlerimizi çözebiliyor…

Fakat geçmişte, makineler insan hayatına dahil olup fabrikalardaki insan sayısı azalmaya başladığında yaşanan korku ne kadar yersizse, bu korku da o kadar yersiz. Çünkü insanı yapay zekâdan ayıran empati, duygu ve bunların düşünce şekline olan ve aktarılamayan etkisi her zaman her konuda insana ihtiyaç duymaya devam edeceğimizin göstergesi.

Üstelik yapay zekâ kimi meslek gruplarında insana olan ihtiyacı azaltsa da yeni meslek gruplarının doğmasına sebep oluyor. Örneğin yapay zekâları programlayan ve sisteme entegre eden, yeni projeler ile onun gelişimine katkı sağlayan insanların meslekleri gibi, yapay zekâ mühendisliği gibi. 

İnsanlar olarak geliştirdiğimiz her yeni teknoloji, kendi geleceğimizi şekillendirmek için attığımız büyük bir adım ve kontrolü de her zaman bizim elimizde. Kötüye kullandığımızda, suçlu olarak o teknolojiyi değil; kötü tanımını yapabilmemize rağmen o davranışı gerçekleştiren kendimizi seçmeliyiz. Aklımızla, bilgi ve birikimimizle, deneyimlerimizle ve insana özgü etik anlayışımızla şekillendirdiğimiz ve geliştirdiğimiz teknolojilerden korkmak ya da onlara dair felaket senaryoları oluşturmak yerine, bizi yukarıya taşıyacak basamaklar olduklarını hayal ederek bu vizyonu geliştirmeliyiz.

Sonuçta yapay zekâ kitap konusundan, bir bilim kurgu hikayesinden ve hayalden fazlası değildi ama gerçek oldu. Bilim kurgu ise geleceğin bir nevi önizlemesidir. Bu yüzden de ürkütücü sonlar hayal etmektense, güzel olanları tercih etmeliyiz. Onların ne olacağını, onları nasıl anladığımız ve nasıl şekillendirdiğimiz belirleyecek.

Kaynaklar: Digileaders, TechCrunch, GCN, Wandering Alpha

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP