0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Türkiye-Sırbistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, Balkanlar için Türkiye’nin, Türkiye için de Balkanlar’ın çok önemli olduğunu belirterek, “Türkiye, Balkanların sigortasıdır” dedi.

Mustafa Esgin, Balkan Günlüğü Gazetesi’ne yaptığı özel açıklamada, Bursa’da bir Balkan gazetesinin temsilciliğinin bulunmasının sevindirici olduğunu söyledi. Balkan coğrafyası ile Türkiye’nin bağlarının olduğunu ve bu bölgeyi ‘gönül coğrafyasının bir parçası’ olarak gördüklerini ifade eden Esgin, “Balkanlar 500 yıl gibi çok uzunca bir süre insanlarımızın iskan olduğu vatan yaptığımız topraklar. Çok hatıramız var. Türkiye’nin bu gönül coğrafyasından vazgeçmesi mümkün değil” değerlendirmesinde bulundu.

Bursa’nın da, Balkanlar ile ayrı bir ilgisi bulunduğuna işaret eden Esgin, bir çok Balkan, Rumeli şehrine bakıldığında Bursa’dan izler görüldüğünü vurguladı. “Çünkü o şehirlerin yeniden imarında Bursa bir model olarak alınmıştır” diyen Esgin, “Mesela Makedonya’da, Üsküp’e baktığınızda Bursa’yı görürsünüz, Kosova’da, Prizren’e baktığınızda yine Bursa’dan izler bulursunuz. Arnavutluk’ta yine Berat aynı kültürün izlerini taşır. Bosna Hersek’te Saray Bosna, Bursa’ya çok benzerlikler andırır. Baş çarşısına girdiğinizde kendinizi Hanlar Bölgesi’nde hissedersiniz. Bu yönüyle ortak bir kültürel mirasa sahip olan bir bölge olarak biz de Balkanlara her gittiğimizde ecdat yadigârlarıyla karşılaştığımızda ayrı bir heyecan hissediyoruz” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanımızın bir üst siyaseti var”

Esgin, TBMM Türkiye-Sırbistan Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı olarak Balkan coğrafyasındaki tarihi dönemeçlere tanıklık ettiği dile getirerek, şunları söyledi: Sayın Cumhurbaşkanının 2019 ziyaretinde kendisine eşlik etmiştim. Son derece önemli ikili anlaşmalar gerçekleştirdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın bir üst siyaseti var. Bu üst siyaset Balkanların barışı, huzuru, istikrarı ve refahı adına çok önemli. Sadece oradaki Boşnak kardeşlerimiz için değil, sadece işte Arnavut kardeşlerimiz için değil, sadece oradaki Evlad-ı Fatihan için değil orada yaşayan tüm Balkan halkları için Sırplar için de, Bulgarlar için de, Yunanlılar için de, Makedonlar için de, yani hepsi için Türkiye gibi duruşunda, bakışında ekonomik, siyasal ilişkilerinde sahici ve oraya bir şey almak için değil vermek için bir başka ülke göremezsiniz.”

“Eğer hakem olacaksa Türkiye olsun, Erdoğan olsun”

Bosna Hersek’te sıkıntılı bir süreç yaşandığını, oradaki Sırplar’ın ayrı bir cumhuriyet kurmak istediğini anlatan Esgin, şöyle devam etti: Onların başkanı Dodik’in gerçekten tehlikeli söylemleri var. Ama bununla birlikte şunu da ifade ediyor Dodik, ‘Burada bazı sorunlarımız var. Bu sorunların çözümünde eğer birisi hakem olacaksa bu Avrupalıların olmasını istemeyiz, onlara güvenmeyiz, Amerikalılara hiç güvenmeyiz. Eğer birisi hakem olacaksa bizim sorunlarımızın çözümünde bu Türkiye olsun Recep Tayyip Erdoğan olsun.’ diyor. Nereden nereye geldik. Bakın Sırbistan’ın Cumhurbaşkanı Vuçiç, 2017’deki Cumhurbaşkanımızın Sancak ziyaretinde kürsüye çıktığında ‘Ben ne söylesem Sayın Erdoğan’ın aldığı alkışı alamayacağım’ diyerek alkışlanmıştı. Tabi bu ikili ilişkiler meyvelerini vermeye başladı. Ekonomik temelli ikili ilişkiler kalıcı ilişkilerin gelişmesinde çok önemli. Bunun yanı sıra Sancak Novi Pazar’da biz başkonsolosluk açtık. Bu da tarihi bir gelişmeydi. Ben de oradaydım açılışta.”

“Güçlü Türkiye Balkanlar için güvencedir”

Mustafa Esgin, Türkiye’nin Balkanlarda varlığını farklı bir şekilde koyduğunu, “kazan-kazan” söylemiyle iyi diyaloglar kurulması halinde hem Balkan coğrafyasının hem de Türkiye’nin hem ekonomik, hem kültürel, hem dostluk, hem de ikili ilişkiler anlamında bu süreci kazançlı bir şekilde geçirebileceğini anlatmaya çalıştığını söyledi. Belgrad-Saray Bosna yolunu Türkiye’nin yaptığını, Karadağ ve diğer Balkan ülkelerinde de önemli projeleri ülke olarak üstlendiklerini anımsatan Esgin, “Biz yakın tarihte yaşanan acıların tekrarlanmasını istemiyoruz. Buna müsaade etmeyiz, tekrar yaşanmaması için de elimizden geleni yaparız” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin barışçıl bir amaçla Balkan coğrafyasında varlığını sürdürdüğüne işaret eden Esgin, “Her türlü barışçıl çabanın olumlu yaklaşımın yanındayız. Onlar bir adım gelirlerse biz 2 adım gitmeye hazırız. Ama burada tarihi sorumluğumuzu gereği yapılacak herhangi bir çılgınlığa da asla müsaade etmeyeceğimizi herkesin bildiğin düşünüyorum. Türkiye balkanların sigortasıdır. Güçlü Türkiye, gönül coğrafyamız olan Balkanlar için güvencedir.”

“Bizi bir daha 100 yıl bekletmeyin”

Türkiye’nin büyüklüğünün dışarıdan daha fazla fark edildiğine işaret eden Esgin, şunları aktardı: “Bir süre önce temaslar için Karadağ’a gitmiştik. Orada Müslüman Arnavut, Boşnak ve Türklerin yaşadığı Tuzi diye bir kasabada akşam namazını kıldık. Namaz sonrası Riyasetin başındaki hocamız bize ‘hoş geldiniz’ dedi ve bir hikaye anlattı. Tarihler 1911’i gösteriyor, o bölgede bir şehitlik ve şehitliğin yanında bir cami var. Yıkılan caminin yeniden imarı için Osmanlı’ya mektup gönderiyorlar. Ama bir yıl sonra 1912 yılında Balkan savaşları çıkıyor ve bu topraklar Osmanlı’nın elinden çıkıyor. Cumhurbaşkanımız bu mektuptan tam 100 yıl sonra başbakan olduğu dönemde 2011 yılında bu mektuptan haberdar oluyor ve camiyi yaptırıyor. Hocamız bize, ‘Biz 1911 yılında mektup yazmıştık, siz bize 2011’de cevap verdiniz. Bir daha bizim mektuplarımıza 100 yıl sonra cevap vermeyin, bizi o kadar bekletmeyin’ dedi. O ziyarette CHP’li, MHP’li, İYİ Partili vekil arkadaşlarımız da vardı. Hepimiz duygulandık. Ben de milletvekili arkadaşlarıma ‘İşte ülkemizin böyle önemli sorumlulukları var. O nedenle bizim Balkanlarda, Suriye’de, Trablus’ta, Libya’da ne işimiz var diyemeyiz’ dedim. Bizim sorumluluklarımız sadece fiziki coğrafyamız ile sınırlı değil.”

Türkiye’nin sağlık turizminde dünyada adından söz ettiren önemli çalışmalara imza attığını da anımsatan Mustafa Esgin, bunu artık “devlet politikası” olarak gördüklerini sözlerine ekledi.