Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, son dönemde insan fıtratına aykırı olan ve aile kurumunu tehdit eden farklı söylemlerin dile getirildiğini belirterek, “Kadın ve erkekten oluşan aile kurumunu korumak, Sayın Cumhurbaşkanımızın 78. Birleşmiş Milletler konuşmasında vurguladığı gibi, insana ve tüm insanlığın istikbaline sahip çıkmak demektir.” dedi.
Oturumda, aile temelinin korunması ve güçlendirilmesi konusunda Türkiye’deki iyi uygulama örneklerine yönelik bilgi paylaşımında bulunan Göktaş, 21’inci yüzyılın toplumların hızlı değişimlerine sahne olduğunu belirtti.
Arap yarımadasında olduğu gibi Anadolu coğrafyasında da geçmişten gelen kültürel devamlılığının olduğunu bildiren Göktaş, “Tüm değişimlere rağmen aile, bireysel ve toplumsal düzeyde belirleyici rolünü korumaktadır. Biz de bu noktada bireysel mutluluğu ve toplumsal refahı artırmaya yönelik tüm çalışmalarımızın merkezine ailenin güçlendirilmesi hedefini koyuyoruz.” diye konuştu.
Ailenin güçlendirilmesi hedefine ulaşılması için öncelikle ailede adaletin korunmasının önemine dikkat çeken Göktaş, “Bu inançla kadın ve erkek arasında sağlam bir denge ve uyum sağlanması adına yasal düzenlemeler yaptık. Aynı zamanda aile içi huzurun en büyük tehdidi olan şiddetin önlenmesi için tedbirler aldık.” dedi.
Kadınların sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırdıklarını ifade eden Göktaş, şunları söyledi:
“Ekonomik faaliyetlere ve her alanda karar mekanizmalarına dahil olmalarını teşvik ediyoruz. Kadınların özellikle karar mekanizmalarında daha çok yer almalarının ekonomik, sosyal ve siyasi büyüme çizgimize belirgin bir ivme kazandıracağına inanıyoruz. Bu faaliyetlerimiz kapsamında kadınlarla birlikte milletimizin geleceği olan çocukların annelerini de güçlendirmiş oluyoruz. Hepimizin gözbebeği olan çocuklara yönelik tüm hizmetlerimizi öncelikle aile ortamına yönlendiriyoruz.
İhtiyaç durumunda çocukların iyi yetişmesi için ailelere maddi destek sağlıyoruz. Ailesiyle birlikte yaşama imkanı olmayan çocuklar için, koruyucu aile ve evlat edindirme programlarımızı gündeme alıyoruz. Aynı zamanda kurumlarımızın çatısı altında, ev tipi hizmet modellerimizle çocuklarımızı himaye ediyoruz. Ülkemizdeki bütün çocuklarımızın aile sıcaklığında yaşaması, sevgi ve şefkatle yetişmesi için bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz.”
“Evlilik yaşı ilerledi, çocuk sahibi olma eğilimi azaldı ve yaşlı nüfus oranı arttı”
Yaşlı ve engellilerin aile ortamında bakımlarının sağlanması için maddi ve psikososyal destek hizmeti sunduklarını aktaran Göktaş, aile içi sorunların çözümüne yönelik rehberlik ve danışmanlık hizmetleri ile halkın erişimine açık eğitimler düzenlediklerini belirtti.
Tüm illerde yer alan merkezlerle, tek bir noktadan sosyal hizmetlere erişim imkanı sağladıklarını ifade eden Göktaş, söz konusu merkezlere gelemeyenlerin evlerinde ziyaret edildiğini bildirdi.
Hizmetlerin etkinliğini değerlendirmek için ülke genelinde Türkiye Aile Yapısı, Türkiye Çocuk Araştırması, Türkiye Ergen Profili, Türkiye Üniversite Gençliği Profili ve Türkiye Boşanma Nedenleri gibi araştırmalar yaptıklarını bildiren Göktaş, ulaşılan verilerle güncel politika önerileri oluşturduklarını söyledi.
Yeni Evliliklerin Desteklenmesi ve Evlilik Kredisi Programı’nın çalışmalarına başladıklarını da dile getiren Göktaş, şöyle konuştu:
“Bu çalışmamızla gençleri evliliğe teşvik etmeyi ve yeni ailelerin sağlam temeller üzerine kurulmasına destek olmayı hedefliyoruz. 26-27 Ekim 2023 tarihinde 8. Aile Şuramızı gerçekleştirdik. Şuramızda, alanında uzman isimleri bir araya getirdik. Nüfus ve Demografi, Çevre ve İklim, Yaşam Döngüsü ve Aile Dayanıklılığı, Hukuk, Dijitalleşme ve Sosyal Kalkınma olmak üzere 6 ana başlıkta komisyonlar oluşturduk.
Bu komisyonlar aracılığıyla, dünya nüfusunun hızla yaşlanması, iklim değişikliği, dijital dönüşüm süreci gibi aileyi tehdit eden unsurları değerlendirmek adına hukuk, yaşam döngüsü ve aile dayanıklılığı açısından çözümler aramayı hedefledik. Şuramızın sonuçları ışığında Ailenin Güçlenmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı’nı hayata geçirmeyi planlıyoruz.”
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye nüfusuna ilişkin araştırmalarda evlilik yaşının ilerlediğine, çocuk sahibi olma eğiliminin azaldığına ve yaşlı nüfus oranının arttığına ilişkin verilerin ortaya çıktığını belirten Göktaş, “Birçok ülkede yaşanan benzer durumlar, toplumların gelişim hedeflerine ulaşmasında ciddi bir engel teşkil etmektedir. Bu noktada insanın tüm potansiyelini açığa çıkarması adına ideal şartları sunan aile birliğini korumanın önemi ortaya çıkmaktadır.” dedi.
Son dönemde insan fıtratına aykırı olan ve aile kurumunu tehdit eden farklı söylemlerin dile getirildiğine dikkat çeken Göktaş, şunları kaydetti:
“Kadın ve erkekten oluşan aile kurumunu korumak Sayın Cumhurbaşkanımızın 78. Birleşmiş Milletler konuşmasında vurguladığı gibi insana ve tüm insanlığın istikbaline sahip çıkmak demektir. Burada Cumhurbaşkanımızın çağrısını yineliyor, ‘küresel dayatmalar karşısında tüm dostlarımızı ailenin korunmasına hassasiyet göstermeye davet ediyoruz.’
Biz de toplumsal kalkınma sürecinde ailenin rolünün farkında bir millet olarak, aileyi güçlendirme hedefimizi faaliyetlerimizin merkezine yerleştirdik. Böylelikle aile içi huzur ve mutlulukla tatmin olan bireylerin toplumsal refah adına daha yüksek bir motivasyonla hareket ettiğini gözlemledik. Elbette insan doğasıyla ilişkili bu durumun farklı ülkelerde de yaşanabileceğini düşünüyoruz. Daha geniş bir perspektifle 21. yüzyılda dünyadaki barış ortamına katkı sunmak adına, ailenin hala etkin bir rolü olduğuna işaret ediyoruz. Ailenin etkinliğini korumak adına, her türlü iş birliğine açık olduğumuzu belirtir, bu çaba içinde olan tüm ülkelere başarılar dileriz.”
HABERLER
1 gün önceHABERLER
1 gün önceKÖŞE YAZARLARI
5 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce