Ey en güzel nurlara suret ve şekil veren Cenabı Allah (c.c), Ey bütün nurları en güzel şekliyle şekillendirip nurlandıran Rabbim, Ey nuru ile bütün Müslümanlığı nurlandıran Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V), Ey tüm nurlardan sonra da her daim nuru ile Müslümanları nurlandıran Cenabı Allah ve Peygamber Hz. Muhammed Mustafa, Ey tüm nurların üzerinde olan Muhammed Mustafa’nın nuru, Ey Rabbim! Ey Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (S.A.V)! Bugün bütün bedenlerimizin avuçlarımızın vücudumuzun nurdan hazinenize nurundan dergâhına yönelmiş bulunmaktadır. Ey Rabbim! Senden gelecek olan bir ihsanı, bir nuru ümit etmektedir. Her zamankinden daha çok senin ve de Peygamberimiz olan Hz. Muhammed Mustafa’nın nuruna en çok ihtiyacımız var olmakla beraber her daim muhtacız. Bizler her daim biliyor ve de inanıyoruz ki; Gözlerimizin nuru, imanımızın nuru ile ışıklandığında ve de kavileştiğin de bütün kâinatın gül ve de reyhanlarıyla süslü bir cennet şeklinde görünür.
NURUNU YAĞDIR
Ey Yüce Rabbim! Fer’i sönük olan gözlerimizi o muazzam nurunla, gönüllerimize senin güzelliğin simgesi olan nurunu yağdır. Ey nurların en güzel nuru olan Yüce Rabbim ve Peygamberi Muhammed Mustafa (S.A.V)! Ey Yücelerin en Yücesi olan Rabbim! Bizler her daim biliyor ve inanıyoruz ki; eğer gözler, sizlerin nurundan nasiplerini almamışlarsa, gönüller sizlerin nurundan sağanak bir şekilde ıslanmamışsa zulüm ve küfür, karanlık olan perdeleriyle basiret ve de fıkhı alınmışsa artık bizler için “dünya, geniş olmasıyla beraber kocaman bir hapishane şekline girer. Kainatın bütün hakikatleri, O’nun nazarında her daim gizlenmiştir.” Ey bizleri yokluktan var eden Rabbimiz! Tüm acziyetimizle senin o güzel nurundan olan dergahına yönelir, senin kapında en pejmürde olan bir dilenciden daha da pejmürde, daha da miskin, daha da mükemmel ve de daha çok muhtaç bir şekilde yüz sürüyoruz. Ey nurlara, bizlere, bedenlerimize, kalplerimize suret ve de şekil veren Yüce Allah’ım! Her daim nurunla bizlere, bedenlerimize, kalplerimize ve de içinde bulunduğumuz her halimize güzel şekiller ver. O muazzam ve de mükemmel olan nurunla bizlerin yoluna suret ver ki daha da beter olmayalım. Her daim senin rızan olacak şekilde selamet sahiline çıkabilelim. Ey gücü her şeye yeten Rabbim! Dünyanın, yeryüzünün her noktasında, her tarafında, her ülke ve her şehrinde gözyaşı, kan, ölümler, talanlar ve virane ocaklar başını alıp gitmekte, hiçbir zaman görülmemiş vahşetler ve de dehşetler yaşanmaktadır. Ey Yüce olan Rabbim! Bunları yapanlar her zaman olduğu gibi yine ve yeniden azgınlıklarıyla beraber hadlerini aşmış olanlardır. Yarabbi, sen ki basir ve latifsin. Ey Yücelerin en yücesi olan Cenabı Allah! İşte, tam da budur yaşanılanlar ve yaşatılanlar. Yeryüzünün tüm coğrafyalarına, mülklerine göz koymuş bu zorba tağutlar tarafından bütün ülkeler birer birer düşmekte, düşürülen her ülkeyle, düşen şehirlerle beraber milyonlarca insan; kadın, çoluk, çocuk, ihtiyar; öyle ki halkların tamamı kıyılmakta, bütün kutsal coğrafyalarda yaşayan halklar kırım kırım kırılmakta, adeta birer birer topluca katledilip yok edilmektedirler. Yeryüzünde tağutlar azdıkları sürece takarlardaki o muazzam, o harika nur zayıflıyor ey Rabbim! Ey göklerin ve de yeryüzünün bütün canlılarını yaratan Cenabı Allah! Sen bu azmış olan tağutlara, onların işbirlikçilerini ve de yerli olan ortaklarına karşı bizleri o kalkan görevini yapan nurundan bir nusret, bir fetih gönder ey yücelerin en yücesi olan Allah’ım! Ey Yüce olan Rabbimiz! Bizlere bu günlerde vereceğin bir parça nur’a her zamankinden kat be kat daha çok ihtiyacımız var. Her zamankinden daha çok muhtacız. Ey yücelerin ey yücesi olan Allah’ım! Medyen beldesine sığınmakta olan kulun Hz. Musa (A.S) dan çok ama çok daha fakiriz. Hz. Harun (A.S) dan çok ama çok daha çaresiziz. Hz. Yusuf (A.S) dan kat be kat daha da köleyiz. Ya Rabbel Alemin! Sen ki nasir ve fatihsin. Ya Rabbel-Alemin! İşte! Bizlerin ifade etmekte her daim zorlandığımız ahvalimiz budur. Ya da ifade edebildiğimiz budur. Çünkü bundan çok daha vahim olan bir durumda da olduğumuzun idrakindeyiz. Sen ki her şeyin Alimi, büyüğü ve de tek olanısın. Ya Rabbi! O sebepledir ki; senin o muazzam olan nurundan bizlere de bir parça fetih, nurundan bizlere bir parçacık fırsat tanı ki; biz Müslümanlara karşı olanlara karşılık, düşmanların ve de düşmanımız olan şu sınırları asla tanımayan dinsizlerin, şu söz bilmeyen azgınların karşısına çıkıp onları kahrı perişan edelim, izninle. Yücelerin en yücesi, güçsüzlerin, fakirlerin, mazlumların Rabbi olan Ey Yüce Allah’ım! Bugün, şu saat itibariyle yeryüzünün herhangi bir coğrafyasında, her hangi bir şehrinde Salih olan kullarından biri yoktur ki her an ve her saniye de “ Ya Rabbim! Güçsüz, çaresiz ve de elim kolum bağlı kaldığında, halk arasında hor görüldüğümü ancak sana arz ve de şikayet ederim” diyerek çaresizlik içerisinde dergahının nuruna yönelik dua halinde bulunmasın, için için her daim gözyaşı dökmesin. Ey en merhametlilerin en merhametlisi olan Yüce Rabbim olan Allah’ım! Gazabına uğramaktan, rahmetine uzak kalmaktan, karanlıkları aydınlatan, dünya ve de ahreti salaha kavuşturan o mükemmel ilahi nuruna sığınırım Ya Rabbim! Ey Yücelerin yücesi olan Allah! Her daim rızanı dilerim. Sana her daim iltica ederim. Kuvvetlerin en kuvvetlisi olan Rabbim, bütün güzellikler, tüm kuvvetler ve de her kudret ancak ve ancak sendedir. Ey bütün güzellikleri ve nurları idare eden Rabbim! Senden gelecek olan nur’a, senden gelecek bir ihsana ne kadar da çok muhtacız. Senden yansıyacak olan bir nur’a ne kadar de muhtaç ve hasretiz ey güzellikleri bizlere veren Rabbim! Senin tarafından inecek bir yardıma, bir emin’e, bir mümine ne kadar da çok açız. Ey nurları her daim idare eden Cenabı Allah! Dualarımızda ki ihlas kaçmış diye bizleri öyle orta yerde kime bırakacaksın! Ya Rabbim! Kusurlarımız, günahlarımız bizleri kuşatmış diye bizleri öyle mi bırakacaksın! Allah’ım! Biz aciz ve de günahkar kullarına acımayacak mısın? Bizlere tekrardan fırsat ve de imkan tanımayacak mısın? O halde biz kulların ne kadar da biçare, ne kadar fakir, ne kadar açız. Bizim senden başka sığınacağımız hiçbir nokta, hiçbir yer, hiçbir gönül sahibimiz yok. Ey yücelerin yücesi sadece ve sadece sensin bizlerin mevlası. Sahibimiz ve de Rabbimiz ancak ve ancak sensin. Bizleri hepimizi rahmetinle kuşat ey nurlardan evvel Nur sahibi olan Rabbim! Ya Rabbim! Merhametlilerin en merhametlisi olan Allah! Hem dünya da, hem de ahrette bizlerin imtihanını kolaylaştır. İmtihanımız da önümüze o muazzam nur’unu koy. Ey yücelerin en yücesi olan Cenabı Allah! İmanımızda nehirlerdeki suya takılıp kalanlardan değil de, her daim geçip savaş meydanlarında zafer ve de nusret suyunu içenlerden eyle Ya Rabbim! Her birimizin de nur’unun aşığı, her daim her birimizi Medine yolundaki davetçi Mus’ab olarak kıl! Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Cenabı Allah! “Herkesin bizleri zayıf görüp de dalımıza bindikleri biçarelerin Rabbi olan Sensin! Sensin benim ve bütün insanlığın Rabbi! Beni kime bıraktın. Huysuz ve de yüzsüz olan yabancı ellere mi, yoksa bu işimde bana hakim olacak düşmana mı?” Ya Rabbim! Eğer ki bana karşı gazaplı değil isen; çektiğim mihnetlere, bela ve musibetleri hiç aldırmam. Lakin senin merhametin bunları göstermeyecek kadar çok ama çok geniştir. Cenabı Allah, bizleri kendisinin ve de Peygamber Efendimiz olan Hz. Muhammed Mustafa’nın (S.A.V) nurundan eksik bırakmasın inşallah! Yüce Rabbimin ve de Peygamber Efendimiz olan Hz. Muhammed Mustafa’nın (S.A.V) nuru üzerinde olması dileğiyle,
Amin, amin, amin…
ARAŞTIRMA-İNCELEME
22 saat önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce