Fatih'in Türkistan bağlantısı: Abdurrezzak Bahşi

2 2024 - 16:03

Fatih’in Türkistan bağlantısı: Abdurrezzak Bahşi

(Last Updated On: 29/05/2023)

Fırat Köse

Fatih Sultan Mehmed, Osmanlı tarihinin en büyük hükümdarlarının başında gelmektedir. Devrinde yapılan faaliyetler sonucunda Osmanlı İmparatorluğu dönemin dünya siyasi konjonktüründe önemli bir konuma yükselmiş ve bu durumunu uzun yıllar korumayı başarmıştır. Bir yandan Balkanlar üzerinden Avrupa kıtası içlerine doğru ilerleyen, diğer yandan Anadolu coğrafyasında hakimiyet alanını genişleten Fatih siyasi nüfuz bakımından da bu otoritesini çevre devletlere gösterme stratejisine yönelmiştir. Bu noktada Akkoyunlu devleti ve hükümdarı Uzun Hasan ile yaşadığı rekabet önemlidir. Türklerin kadim coğrafyası Türkistan’daki Türklerin unutulmadığını, öncelikli hedef Batı olsa da kültürümüzden kopmadan bir bütün halinde kültürlerin barış ve huzur içerisinde kucaklanacağının sinyalleri verilmeye çalışılmıştır.

Bu dönemin önemli kâtiplerinden, Arap harfleri yanında Uygur harflerini de yazan ve Farsça bilen Abdurrezzak Bahşi, XV. yüzyılda Fatih Sultan Mehmed ile oğlu II. Bayezid’in sarayında yaşayan önemli kâtiplerden biridir. Onu önemli kılan özelliklerin başında Türkistan (Orta Asya) coğrafyasında Fatih’in ve II. Bayezid’in bağlantılarını sağlayan kişi olmasıdır.

ABDURREZZAK BAHŞİ KİMDİR?

XV. yüzyılda yaşayan saray katiplerinden biridir. Hayatı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Doğum ve vefat tarihleri bilinmemektedir. İsmi birçok yerde farklı şekilde geçmektedir: Şeyhzade, Abdurrezzak Şeyhzade Bahşı, Abdurrezzak, Şeyhzade Abdurrezzak Bahşı, Bahşı, Bahşı Belgüsi; bunun yanında kendisi Bakşı Kul ve Türkistani Bahşı mahlasını (takma adını) da kullanmıştır. Doğu Türkistan Türklerine gönderilen mektup ve fermanları Uygur ve Arap harfleriyle ve Çağatayca yazan katiplerdendir. Çeşitli dillerde gazel ve kasideler de yazmıştır. Manzumelerinin bir kısmı ve çoğalttığı eserler kütüphanelerde mevcuttur. Çoğalttığı eserlerden bazıları: Atabet-ül-Hakayık, Mahzen-ül-Esrar, Fatih Sultan Mehmed Yarlığı. Tüm bunlara ek olarak Kutadgu Bilig’in Uygur harfleriyle istinsah (Bir metni kopya etme, sûretini çıkarma) edilen Herat nüshasını Tokat üzerinden İstanbul’a getirtmiştir. Arap harfleri yanında Uygur harflerini de yazan ve Farsça bilen Abdurrezzak Bahşı, çeşitli eserlerinde devrin sultanından ilgi beklemiş ve yardım istemiştir. Abdurrezzak Bahşı’nın çeşitli türlerde kırk iki parça metni günümüze ulaşmıştır. Bu metinler Viyana Millî Kütüphanesi, Süleymaniye Kütüphanesi ve Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde bulunmaktadır.

YARLIK NEDİR?

Türkçe’den Moğolca’ya geçen yarlık kelimesi Türk ve Moğol dillerinde “buyruk, emir, ferman” anlamına gelir. Geniş coğrafyalara hâkim olan Moğol hanları, kendilerini Çin imparatorları gibi “Gök’ün oğulları” diye gördükleri ve yeryüzünde kendilerine eşit insanların bulunmadığını düşündükleri için başkalarına söyledikleri veya yazdıkları her şeyi “büyüğün küçüğe söylediği söz, emir” kabul etmiş ve dîvân-ı inşâlarında (Selçuklularda, “Tuğrai” adı verilen kişi tarafından yönetilen ve her türlü iç ve dış yazışmalardan sorumlu olan makam) çıkan bu tür yazılara yarlık demişlerdir.

R. Rahmeti Arat, Osman F. Sert kaya tarafından hazırlanan çalışmalar meraklılar ve araştırmacılara konu ile ilgili detaylı bilgi için faydalı olacaktır.

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.