Ramazan Kurşunlu
Spor branşlarında yer alan tüm katılımcıların insan olmasından dolayı, tüm branşlarda psikolojik faktörlerin önemli etkenler olduğu ortaya çıkmaktadır. Yapılan maçlar, karşılaşmalar ve farklı statülerde oynanan müsabakalar, çoğu spor branşında seyirci faktörü ile birlikte hayat bulmaktadır. Gelmiş ve geçmiş en popüler spor dallarından biri, belki de en popüleri olan futbol maçlarında da, taraftar ve seyirci kavramlarının sahaya etkisini görmek oldukça mümkündür.
İlk olarak, seyirci ile taraftar arasındaki ufak farktan bahsetmek gerekir. Herhangi bir takıma gönül vermeden ya da en azından ufak bir sempati besleyerek izleyici konumunda maçları takip eden kişiler seyirci olarak nitelendirilmekle ile birlikte; neredeyse her maçta tribünde yerini alarak, takımını yer yer ya da tüm maç boyunca marşları ve hareketleri ile sürekli destekleyenlere de taraftar denmektedir. Maça gitmese dahi, takımını farklı yollarla destekleyen taraftarlar da bulunmaktadır.
Bu noktada, stadyum atmosferini oluşturan taraftarların, şüphesiz ki sahadaki takımlar üzerindeki etkisinden söz edilebilmektedir. Marşları ve tezahüratları ile kendi takımını coşturabilen, yüreklendirebilen taraftarlar; aynı zamanda protesto ve yuhalamaları ile de rakip takımları baskı altında tutabilmektedir.
Futbolcuların baskı altına girmeleri ya da olumlu yönde etkilenmelerinin altında yatan temel sebep ise, futbolcuların da birer insan olmasıdır. Sahadaki sporcuların da duyguları, değerleri ve hisleri vardır. Tribünden gelen alkış ya da sevgi gösterisi, oyuncular üzerinde itici güç oluşturmakta, onları yüreklendirmekte ve şevklendirmektedir. Çünkü, insanın varoluşundan gelen beğenilme dürtüsü, binlerce taraftarın sevgi gösterisinin karşısında tam anlamı ile sporcu bünyesini etkisi altına almaya yetecektir.
Aynı beğenilme hissiyatında olduğu gibi, bu duygunun tam tersi olduğunda da sporcular üzerinde kötü etkilerin görülebileceği oldukça açıktır. Binlerce taraftarın futbolcuları yuhalaması ya da ıslıklarla protesto etmesi, futbolcuları oldukça demoralize edeceği için, oyundan kopmalar ve konsantrasyon bozuklukları da görülebilecektir.
Taraftarlar, takımlarını desteklerken, görsel şovlardan da yararlanabilmektedirler. Tribünlerde oluşturulan koreografiler, pankartlar ve bayraklar, futbolculara direkt olarak etki edebilmektedir. Aynı şekilde, oldukça yüksek ses ile futbolculara ulaşan tezahüratlar da, yine futbolcular açısından bir başka itici güç unsurudur. Futbolcu, beğenildiğini ve desteklendiğini hissettiğinde, daha cesaretli ve daha özgüvenli top oynamaktadır. Tersi durumlarda da, protestoların hedefi olan futbolcular, basit hatalar ile başlayan hatalar zincirinde, oyunun sonucuna etki edecek kadar büyük yanlışlara da imza atabilmektedirler.
Taraftarın sahaya etkisi, neredeyse kilit futbolcuların oyuna etkisi oranındadır. Bu nedenledir ki ev sahibi takımlar dengi takımlara göre daha avantajlı konumda düşünülmektedirler. Yine bu nedenledir ki, özellikle taraftarı ateşli olan takımların kendi sahalarına giden deplasman takımları maçın favorisi olarak gösterilmezler. Tüm bu veriler ve değerlendirmeler birleştiğinde, tribünlerde yer alan taraftarların, sahada oynanan futbola birebir etki ettiğini söylemek doğru olacaktır.
BALKAN YEMEKLERİ
1 gün önceHABERLER
10 gün önceKÖŞE YAZARLARI
19 gün önceHABERLER
05 Kasım 2024