Gazze… Yarıaçık HAPİSHANE… Bu yüzyılda ihtiyaçlarını tünellerden karşılayan bir şehir. Düşünebiliyor musunuz? Tünellerden. En insani ihtiyaçlarını bizler gibi AVM’lerden, OUTLET Center’den değil tünellerden karşılıyorlar. İnsanca yaşam sanki onların en doğal hakkı değil… O şehirde doğmaları mıdır suçları? Son olarak 17 Temmuz gecesi Gazze’ye kara harekâtı başlatan, denizden ve havadan bölgeyi bombalayan İsrail işgal güçleri, Filistin halkına haftalardır saldırı üstüne saldırı düzenliyor. Katliamda hayatını kaybedenlerin sayısı 1000 ‘e yaralıların sayısı ise bine yaklaşıyor… Katliam kelimesini bilerek kullanıyorum. Bilindiği gibi; Katliam, kendini savunma imkânı bulunmayan çok sayıda insanın acımasızca öldürülmesidir. Yine katliamlar, soykırımın bir parçası olarak, bir ırkı veya ulusu tamamen ortadan kaldırma amacıyla yapılır. Gazze’deki son saldırılara baktığımızda tamamıyla bu tariflere uymaktadır. Gazze açık hava cezaevine sıkıştırılmış olan ve hiçbir şekilde kaçma veya kendini savunma imkânı olmayan büyük bir çoğunluğu silahsız bir halka israil acımasızca, karadan, havadan ve denizden saldırmakta ve bu halkı tamamıyla yok etmeye çalışmaktadır. İsrail’in tek bir amacı var, o da kendi ‘kutsal sınırları!’ içinde bir Filistinli bırakmayacak şekilde bütün Filistinlileri öldürüp yok etmektir. İşte bu duruma en çok uyan tabir soykırım ve onun için yapılan katliamlardır. İsrail Gazze’ye saldırıyor, Gazze’de her şeyi bombalıyor, yakıp yıkıyor, tek bir Filistinli bırakmayacak şekilde Gazze halkını yok etmek istiyor.
FARKINDALIK SAĞLAMAK
Öğrencilerime bir mağduriyeti anlatırken şöyle yapardım. Örneğin görme engellinin karşılaştığı zorlukları FARKINDALIK sağlayarak aktarmaya çalışırdım ve derdim ki;”Hadi çocuklar bir ders saati ve teneffüste herkes gözünü kapatsın. Oyununu, kantin alışverişini bu şekilde yapsın.” Çocuklar ikinci ders gözlerini açtığında sahip oldukları nimetin ne kadar büyük olduğunu anlar ve en önemlisi başkasının yerine kendisini koymayı öğrenir. Bu şekilde eğitimin akla gelmeyen birçok faydası var. Sevgi, saygı, merhamet, farkındalık vs. Ramazan ayında oruç tutanlar televizyonlarında iftar açmayı beklerken televizyon kanallarında Gazze de çocuk, yaşlı, kadın demeden evlerine en vahşi bir şekilde bombalarla saldırmak… Bu saldırıları dans ederek kutlamak… Canlı olarak bilmem kaç ekran televizyonlarda heyecanla bombalama görüntülerini keyifle izlemek… Allah aşkına nasıl bir ruh halidir? Elinde çikolatasını sımsıkı tutan bombayla yaralanmış çocuğun can çekişirken görüntüleri… En gelişmiş füzelerle evlere düşen bombalar… Evde annenin çocuklarının üzerine kapaklanmış şekildeki görüntüleri… Aklıma 90’lı yıllardaki Sırpların Bosnalı kardeşlerimize acımasızca yaptığı soykırımı getirdi… Mükellef sofralarımızda bir taraftan yemeklerimizi yerken bir taraftan katliam görüntülerini izlemek… İnsan olmanın uzağında olmak… Unutmayalım ki ÇOCUKLAR uyurken SESSİZ OLMALI, ÖLÜRKEN DEĞİL!… Yapılacak muhakkak bir şeyler olmalı… Bu olaylar insanlığımızı göstermemize bir fırsat da olabilir. Duyarlı olmak, neler yapabilirizin arayışı içinde olmak. 1,8 milyon Filistinli’nin yaşadığı Gazze’de nüfusun yarısını çocuklar oluşturuyor. BM Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) verilerine göre 58 bin çocuk acil psiko-sosyal desteğe ihtiyaç duyuyor. Birçoğu uyuyamıyor ya da sürekli kâbus görüyor. Yemeden içmeden kesilen, konuşmayı bırakan, gece yatağını ıslatan ve endişe verici psikolojik rahatsızlık işaretleri gösteren çocukların sayısı binlerle ifade ediliyor. İsrail’in 8 Temmuz’da başlattığı saldırılarda şimdiye dek 84 okul hasar görürken, 50 bin kişi evlerini terk edip BM’ye bağlı okullara sığınmak zorunda kaldı. Yüzde 80’ine elektrik verilemeyen Gazze Şeridi’nde 1 milyona yakın Filistinli, evlerinde su imkânından mahrum. Tekrar hatırlatmakta fayda var… “Çocuklar UYURKEN SESSİZ olmalı…ÖLÜRKEN DEĞİL…”
HABERLER
1 gün önceHABERLER
1 gün önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce