İlk kez kendi yazdığımız bir maniyi makalemizin başlığı yaptık. Farklı bir başlık olsun istedik, nitekim öyle oldu. Bu vesileyi itibarla geçmiş Ramazan-ı Şerifinizi ve de Ramazan Bayramı’nızı tebrik ediyorum. Hayırlara vesile olsun, ağzınızın tadı ile sağlık ve mutlulukla bayram geçirmenizi diliyorum. Yıl 1985… Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İngilizce hazırlık sınıfında okuyoruz. Adana’da Orman Bölge Müdürlüğü’nün öğrenci yurdunda kalıyoruz. Yine böyle yaz aylarına denk gelen bir Ramazan ayındaydık. Adana’nın sıcakları bir başkadır. Bismillah deyip, öğrenci yurdunun salon kısmına astığım imsakiyeye bakıp, “ Bu sıcaklarda nasıl geçecek 30 gün deyivermiştim? “ Şimdi bakıyorum da aradan 27 sene geçmiş. Her Ramazan’da bu aklıma gelir de otuz günde neymiş derim. Keşke zamanı geri alsak, o tarihi nostaljik Ramazanları tekrar yaşayabilsek. Mümkün değil. Ramazan’da sabır gösterenler, aldıkları mükâfatla adeta bayramı bir başka hissedebiliyor. Türkiye’de Bayram öncesi adettir, uyarmak gerekir. Aman dikkatli olun, Allah trafik kazalarından korusun inşallah. Aceleye gerek yok. Yollar çok yoğun olacağından trafik dikkat istiyor. Ramazan Bayramı ile ilgili diğer bir husus, ismini doğru söylememiz. Büyüklerin eli öpülünce, genelde şeker verilir ya çocuklara. Bu yüzden herhalde Şeker Bayramı diyenler oluyor.

FITIR BAYRAMI

Oysa Ramazan Bayramı’dır gerçeği. Doğrusunu kullanmak gerek. Ramazan Bayramı'nın hadislerde geçen asıl adı, “İydü'I-fıtr” yani Fıtır Bayramı’dır. Fıtr, oruç açmak, iftar etmek, yemeğe dönmek demektir. Bizde “Fıtır Bayramı” yerine “Ramazan Bayramı” denilmesinin sebebi bu bayramın Ramazan ayının sonunda olmasındandır. Itır kelimesi “yaratılış” anlamına da gelmektedir. Bu anlamda, Ramazan ayı bitimindeki bu bayrama “Fıtır” bayramı” denmesinin sebebi baş ve bedenin zekâtı sayılan fıtır sadakasının (fitrenin) Ramazan ayı sürecinde verilmesidir. Bu bakış açısıyla Ramazan Bayramı aslında ne Ramazan Bayramı ne de şeker bayramıdır. Aslında Sadaka Bayramı'dır. Diğer taraftan bazı iddialara göre ideolojik düşünce farklılığı bayramın ismini de değiştirmiştir. Ramazan Bayramı diyenlere muhafazakâr/dinci, Şeker Bayramı diyenlere de çağdaş/laik ön yargısı ile bakılı veriyor. Bunlar üzücü ve tehlikeli. Diğer yandan Balkanlara bakacak olursak, Kosova ve Makedonya’nın bir bölümünde Fitir Bayramı denilir. Bayramların en güzel anları ise ilk gün yaşanır gibi gelir bana. İlk günün heyecanı ve büyüsü farklıdır. Bayramın en kötü yanı ise, bayramdan sonra bilgisayarımda gözüme takılan eski bayram mesajlarıdır. Zamanın geçtiğini, bayramın bittiğini hatırlatır. Bayramların kutlandığı, insanların kucaklaştığı, Bayram namazlarının kılındığı o anlar ayrı bir güzeldir. Bu güzellikler sizlerin ve bizlerin hayatında inşallah hiç bitmesin. Yazımı, Türkiye’de, Balkanlar’da ve bütün dünyada insanlar bayramları doyasıya yaşasın diye dua ederek bitiriyorum.