Dünya globalleşirken farklı ülkeler farklı kıtalar bile yakınlaşıyor. Globalleşmenin öyle bir özelliği vardır. Zıt olanları bile etkisinden dolayı yakınlaştırıyor. Hatta düşman olan ülkeler globalleşme sayesinden dolayı dost da olabilirler. Aynı sorunlar aynı felaketler global hareketi beraberinde getiriyor. Beraberce hareket etmeyi beraberce mücadele etmeye ihtiyaç duyulabilir.
Biliyorum bazılarımız bu “globalleşme” kelimesinden çok korkuyor. Hatta şeytandan kaçar gibi de kaçıyorlar bu kelimeden. Aslında gerçekten globalleşme kötü bir şey mi? Globalleşme bir süreçtir. Eğer bir evrim teorisi veya gelişim teorisi varsa o da globalizasyondur. Sürekli bir değişim eseridir globalizasyon. Ve öyle içimize siniyor ki hayatımızın her adımında kendisiyle karşılaşıyoruz. Hatta ona karşı olanlar dahi onun içindeler farkında olmadan. Globalizasyona karşı olan biri de Coca Cola içmiştir veya kot pantolon giymiştir veya herhangi bir nehir kıyısında yürürken mırıldandığı İngiliz şarkısından birkaç mısra globalizasyonun ta kendisidir.
Sözde ona karşı olmak o süreçte yer almamak anlamına gelmiyor. Globalizasyona karşı olan o süreci durduracak güçte değilerdir. Aslında o süreç hep vardır insanlık var olduğundan ve sürekli devam edecektir. Farklı olan kültürler bile farklı dinde olanlar bile aynı şeylere sevinir aynı şeylere üzülüyorlar. Bu da bir nevi globalizasyon sayılır. Demek ki içimizden bir parçadır globalizasyon. Belki hayatımız onun dışında olduğu zaman anlamını da yitirebilir. O yüzden bazı kendini akıllı sanan kişiler bu konuda hata yapıyorlar. Globalizasyonu sömürü ile karrıştırıyorlar.
İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ
Mesela globalizasyona örnekler bulmaya çalışıyorsak en bariz örneklerden biri son zamanlarda dünyayı saran ve etkileyen iklim değişikliğidir. Buna karşı bütün dünyanın beraberce hareket etmesi gerektiğini malumdur. Hep beraber yapılan uygulamalar da bir nevi globalizasyonun gereğidir. Tabii ki Batı dünyası bu tür konularda daha derin ve içerikli çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu da globalizasyonu daha iyi kavradıklarını gösteriyor. Diğer yandan Balkan ülkeleri globalleşen dünyanın gereksinimlerini iyi kavramadıklarından dolayı bu konularda doğru düzgün bir çalışmaları bile bulunmuyor. Doğal bilimler veya fen bilimleri ile doğu ülkelerindeki bilim adamlarının sayısı daha fazla olmasına rağmen bu konuda batıdaki çalışmalarının sayısının yarısı kadar değildir. Demek ki globalleşmeyi kavramayan ülkeler global dünyanın da sorunlarına sağlıklı yaklaşamıyor. Bu konuda olduğu gibi diğer çevre konularında da farklılık görülüyor yaklaşım tarzında globalizasyonu anlıyan ve kavramayan ülkeler arasında.
Dünyanın sorunlarına cevap arayan ülkeler arasında müslüman ülkelerin de var olmasını istiyorsak bu ülkeler belirli bir noktadan sonra global düşünmeleri gerklidir. İçe kapalı günü birlik siyasetlerini sürdürmek yerine globalleşen dünyada yerlerini de bir an önce almaları gerekir. Bunu da geleneklerini korumak anlamına gelen içe kapanışları ile elde edemeyeceklerini de iyice anlamaları gerekir. Globalleşen dünyada kimlikler de globalleştiği gibi özgürlükler de globalleşerek farklı anlamlar içermeye başlayacaktır. Bir önceki kuşak için gazete nasıl bir bireysel bilgilendirme aracı ise. Zamanımızın en hızlı bilgilendirme aracı da internettir. İnternet globalizasyonu en iyi bir şekilde tanımlayan somut bir örnektir.
Siz hala globalizasyona karşı mısınız?
HABERLER
4 saat önceHABERLER
4 saat önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce