‘Göç Anıtı’ göçmen bir heykeltıraştan

4 Mayıs 2024 - 22:42

‘Göç Anıtı’ göçmen bir heykeltıraştan

Kırklareli’ye bağlı Lüleburgaz Belediyesi, Siteler Mahallesi’nde 5 bin metrekarelik parka “Göç Anıtı” yapılması için proje yarışması açmıştı …

‘Göç Anıtı’ göçmen bir heykeltıraştan
Son Güncelleme :

11 Nisan 2021 - 14:30

402 okuma
(Last Updated On: 11/04/2021)

Kırklareli’ye bağlı Lüleburgaz Belediyesi, Siteler Mahallesi’nde 5 bin metrekarelik parka “Göç Anıtı” yapılması için proje yarışması açmıştı. Sekiz sanatçının 14 projeyle katıldığı yarışmanın jürisi, Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Ferit Yazıcı’nın “Göç Anıtı” tasarımını oy birliğiyle kabul etti. Lüleburgaz Belediye Başkanı Dr. Murat Gerenli’nin başkanlığındaki jürinin seçtiği projede, özgürlük sembollerinden leyleklerin kullanılacağı öğrenildi. Göç Anıtı’nın detaylarını Milliyet’e anlatan Dr. Ferit Yazıcı, “Göçmen kuş olan leylek, iyilik belirtisi ve uğur kabul edilir. Mısır mitolojisinde Tanrı Tot’un dönüştüğü bilgelik, Japon kültüründe ise ölümsüzlük sembolüdür. Leyleklerin yöneldiği iki prizmanın arasındaki boşluk Bulgaristan ve Türkiye arasında bulunan sınır çizgisinin izdüşümü ve bir kapı. Prizmanın şekli Türkiye Cumhuriyeti bayrağı ay ve yıldızın ilk kısmı” dedi.

33 günde tamamlanacak

Dört metre yüksekliğindeki mermer anıtın 33 günde tamamlanacağını söyleyen Dr. Yazıcı, kendisinin de bir göçmen olduğunu belirterek, şunları anlattı: “Bulgaristan’ın Razgrad kentinde yani Deliorman’da doğdum. Lise öğrencisiyken 1989 yılında Türkiye’ye göçmen geldim. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Heykel Anasanat Dalı’ndan mezun oldum. Göçmen veya mülteci ya da ne denirse densin düşmanıma bile dilemem. Göçmen olduğum için sorunlarını çok iyi biliyorum. Yunan sınırında yaşanan mülteci olaylarına şahit olduğumda yaşadıklarım aklıma geldi. İsimlerimizi ve dilimizi kaybetmenin yanında can korkusu yaşadık. Birçok insan öldürüldü Bulgaristan’da. Anıtı oluştururken sınırı geçmeyi düşündüm ve çocukluğumda sıklıkla izlediğim leylekler belirdi hafızamda. Leylekler, Bulgaristan’da yavrularını yetiştirip kışı geçirmek için başka yere giderdi. Tıpkı biz göçmenler gibi. Ne tam oralı ne de tam buralı hissedebiliyorum. Garip bir yalnızlık diyebilirim. Çünkü ben Türkiye’ye tek başıma gelmek zorunda kaldım. 1989 yılı Temmuz ayında trenden inip elimdeki tek bavula sığdırılmış her şeyimi yere koydum ve ‘Ne pahasına olursa olsun ayakta kalmak zorundasın, çünkü bundan sonra yalnızsın’ dediğimi hatırlıyorum. Herkes dünyanın hepimize ait olduğunu anlasa çok daha farklı ve daha güzel bir dünya olacak. Sınırların olmadığı bir dünya hayal ama neden olmasın.”

Milliyet Sanat’ın en iyi 10 ‘u arasında

Dr. Yazıcı’nın bir heykeli, Milliyet Sanat dergisi tarafından Ekim 2019’da Kemer Country Club ev sahipliğinde düzenlenen “Heykelde Yeni Keşifler” yarışmasında en iyi 10 eser arasına girmişti. Teknoloji, iletişim, medya, toplumsal cinsiyet ve kapitalizm gibi güncel konulardaki heykeller arasındaki Dr. Yazıcı’nın “İmkansız İletişim” adlı eseri, Milliyet Sanat Dergisi’nin 2019 Temmuz sayısına da kapak olmuştu.

 

 

Milliyet

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.