DOLAR 33,0421 0.14%
EURO 36,0839 0.18%
ALTIN 2.619,741,96
BITCOIN 21395102.18672%
İzmir
38°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

140 okunma

Gölgeler – Suretler ve KKTC

ABONE OL
09/08/2011 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gölgelerin giderek büyümesini durdurmak isteyen, gölgelerden suretlere geçmeliyiz diyen bir film. gölgeler konuşulmadıkça, onlardan korktukça büyür diyor, masal anlatır gibi karagöz ve hacivat oynuyor beyaz perdede. perde içinde perde kavramının, korkuların, insan dünyasının çift taraflılığını, iyiliğin içindeki kötüyü, masumluğun ve en önemlisi iki milletin küçük bir köyde nasıl ayrı düşürüldüğünü, küçük anlaşmazlıkların nelere yol açabileceğini izleyiciyi sıkmadan ve hep bir merak duygusu içinde bırakarak, kimi zaman karanlıkta kalarak anlatıyor, soruyor, düşündürüyor. fotoğraflardan yaşama dönüş, teknik içinde öyle güzel bir hal alıyor ki…Evet Derviş Zaim’in Gölgeler ve Suretler filminden bahsediyorum…

 

HACİVAT-KARAGÖZ KUKLACISI

 

1963’te Kıbrıs’ta başlayan olaylar sırasında bir Karagöz kuklacısı olan babasından ayrı düşen genç kızın geçirdiği dönüşüm ve olgunlaşma sürecini anlatıyor film. Türk-Rum, Müslüman-Hıristiyan ilişkileri bağlamında sancılı bir dönemde Hacivat-Karagöz gösterileriyle nafakasını temin eden Salih, köyünü Rumların basması üzerine kızı Ruhsar’la birlikte yakınlardaki bir köyde yaşayan kardeşi Veli’nin yanına gider. Eski bir hesaptan dolayı, Veli’nin ağabeyiyle arası çok iyi değildir. Tuhaf bir insandır Veli. Platonik olarak âşık olduğu Rum kadının oğlunu kahve kumarında sürekli ‘tokatlar’. Öte yandan köyün delisinin de tek hamisidir(Settar Tanrıöğen). Ancak ağabeyinin bu ansız gelişi, kurulu düzenini sarsmaya başlar. Zira Rumlar, yaşadıkları köyün yakınına kadar gelmiş, yolları tutmuştur. Bahsini ettiğimiz Rumlar, Rum halkı değildir, bunun altını çizmek lazım. Durumu anlayan Karagözcü Salih, kızıyla beraber köyüne dönmek için yola çıkar lakin yoldaki çevirme sonrası kaybolur. Ruhsar, amcası Veli’den bir an önce babasını bulmasını ister. Öte yandan Rumlar çemberi daraltmakta, köydeki bir grup Türk de çareyi silahlanmada görmektedir. Nitekim gerilen halat kopar ve düne kadar yan yana yaşayan iki halk arasında çatışma patlar. O güzelim mekânlar yıkılıp yakılarak birer viraneye dönüşmeye başlar. Ve bunun sonucunda zorunlu göçler başlar. Ki, göç demek ihanet ve beklenmedik dostlukların yaşandığı ibretlik sahneler demektir. Bizim bugün ‘Kıbrıs Sorunu’ dediğimiz meselenin sonuçlanmasının fitili işte bu dönem ateşlenmiştir….

 

MEGALO İDEA

 

Rumlar, ünlü’Megalo İdea’hedefleri çerçevesinde Kıbrıs’ta ENOSİS adını verdikleri politikayla Türkleri etnik temizliğe tâbi tutarak Ada’nın tamamına hâkim olmayı ve Yunanistan ile birleşmek için her türlü melaneti yapmaktan geri durmamışlardır. Ve Türkler üzerinde gerçekleştirdikleri katliam bilinmektedir. Hatta “Sezercik Küçük Mücahit” filminde de izlemişsinizdir bunun bir filme aktarımı…mizansel olsa da…
Kıbrısta katliamlar devam edip önüne gecilemeyince Bülent Ecevit döneminde ‘Kıbrıs Barış Harekâtı” yapılmış ve akan kan durdurulmuştur ama sorun tam olarak çözülebilmiş değildir.Ve günümüzde hala sıcaklığını korumaktadır…

Malum önce Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun,2012 de Rum kesiminin AB dönem başkanlığı için dünya kamuoyundaki çıkışı sonra Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın KKTC ziyareti ve oradaki çıkışı…bana bu filmi…olayların kaynağını…1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nı hatırlattı…. Erdoğan; KKTC’ye giiti ve oradan dünyaya meydan okudu…gerekirse AB ile görüşmeleri dolduracağımızı, Rumların AB dönem başkanı sıfatı ile Kıbrıs Cumhuriyeti temsilcisi olarak Türkiye’yi muhatap olarak masada göremeyeceklerini, dolayısıyla da çözüm bulmak için acele etmelerini söyledi. Erdoğan’ın bu çıkışı içimizde birşeylerin yeşermesine sebeb oldu. Sanki çözüme biraz daha yaklaşıyoruz. Sadece  yaklaşmakla da kalmıyoruz. Çözüm Türkiye ve KKTC’nin lehine bir çözüm olacak  bir çözüm gibi gözüküyor. Başbakan Erdoğan’ın bu çıkışına ne Avrupa kamuoyundan ne de AB’den tersi bir tepki-uyarı-çıkış gelmedi. Bu da uluslararası kamuoyunda şımarık çocugun yalnız bırakıldığının hem de Türkiye’nin uluslarası arenada bir güç olduğunun göstergesidir… Ama Türkiye’nin iyi yerlerde olduğunu söylemek için çok erken…

 

    En az 10 karakter gerekli