DOLAR 34,3610 0.02%
EURO 37,4049 0%
ALTIN 3.019,25-0,11
BITCOIN 2347825-0.88327%
İzmir
14°

AÇIK

12:53

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

“Göğüs kafesindeki çukurluk solunumu ve kalbi zor durumda bırakabilir”
59 okunma

“Göğüs kafesindeki çukurluk solunumu ve kalbi zor durumda bırakabilir”

ABONE OL
12/07/2021 08:00
“Göğüs kafesindeki çukurluk solunumu ve kalbi zor durumda bırakabilir”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Göğüs kafesindeki çukurluk solunumu ve kalbi zor durumda bırakabilir”

BURSA – Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, göğüs kafesindeki çukurluğun solunumu ve kalbi zor durumda bırakabileceğini söyledi.

Göğüs kafesinin yanlarda kaburga adını verdiğimiz sağda ve solda 12’şer tane kemik, önde göğüs kemiği ve arka tarafta da omurga dediğimiz kemiklerin birleşmesinden oluştuğunu ifade eden VM Medical Park Bursa Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Serhat Yalçınkaya, “Bu kafesin içeriye doğru çukurlukları veya öne doğru kabarıklıkları, bizim için normalin dışında olan birtakım rahatsızlıkları oluşturmaktadır. Bunlardan özellikle en sık rastladığımız tipi içeriye doğru olan çukurluklardır. Halk arasında ‘kunduracı göğsü’ olarak bilenen bu rahatsızlığa, tıp literatüründe ‘pektus ekskavatum’ adı verilmektedir. Çocuklarımız büyüme çağındayken, doğduktan sonra görünüm farklılıkları oldukça ufaktır. Ancak ilerleyen yaşlarda belirginleşmektedir. Gelişim çağındayken, çocuklar belli bir yaştan itibaren banyolarını kendileri yaptığı için aileleri bu sorunu fark edemeyebilir. Gençlerin ailelerinden uzak kaldığı zamanlarda suya girerken, farklı sporları yaparken arkadaşları tarafından fark edilebilir. Ailenin de bazen tesadüfen görmesi neticesinde de ortaya çıkabilir” dedi.

Kendilerine başvurulduğunda hastalarını mutlaka en ince ayrıntısına kadar muayene ettiklerini belirten Doç. Dr. Yalçınkaya, “Omurgada eğrilik veya dönüklük varsa, göğüs kafesinin kalan kısmı da buna uyum gösterecek şekilde biçim ve şekil değişikliğine uğruyor. Hastadan mutlaka öne doğru eğilip kalkmasını isteyerek sırtındaki omurga kemiğinde bir eğrilik var mı, yok mu diye fiziki muayenesini yaparak kontrol ediyoruz. Ayrıca hastamızın bu çukurluğu esnek mi, yoksa katılaşmış bir çukurluk mu diye anlamamız için hastanın ıkınma manevrasını yapmasını sağlıyoruz. Eğer ıkındığında göğüs kafesi öne doğru geliyorsa, esnek bir çukurluk olduğunu anlayabiliyoruz” diye konuştu.

Hastanın ne zaman ameliyat edilmesi gerektiğine de değinen Doç. Dr. Yalçınkaya, “Bilgisayarlı tomografide enine alınan gövde kesitlerinde özel bir orantıya bakıyoruz. Son yıllarda bu çukurluklar için emme yapan birtakım cihazlar da söz konusudur. Bunlar özellikle esnek olan şekil değişikliklerinde başarılı sonuç vermekteyken göğüs kafesi sertleşmeye başladıysa, bunların fayda görme ihtimali düşük oluyor. Bunların haricinde kapalı yöntem ile de problemin hızlıca düzeltilebilme imkanı da var. Bir kamera vasıtasıyla göğüs kafesindeki çukurluğun en derin olduğu bölgeye girerek, özel aletlerle bir tünel açılarak özel şekil verilmiş bir metal destek yerleştirilerek gerekli düzeltme sağlanıyor. Bu yöntemle daha ameliyat masasında gözle görülür bir düzelme oluyor. Ancak 3 yıl boyunca itina ile takip ile devamlılığı sağlanıyor. Eğer tedavi edilmezse, bu çukurluk sol taraftaysa, arkada olan kalbin çok fazla hareket alanı olmadığı için burada baskı altında kalması, ayrıca göğüs kafesinin hacminin daralması da akciğerin normal işlevini kısıtlaması söz konusu olabilir. Bu durumlarda solunum ve kalp normal fonksiyonlarını gerçekleştiremeyebilir. Koşmak, bisiklete binmek sıkıntı yaratabilir, ayrıca hastanın gelişmesinin yavaşlamasına ve durmasına yol açabilir” dedi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Abdullah Çibir

Haberler.com

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP