Hadi ordan Mahçupyan…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Geçtiğimiz günlerde bir gazetede Etyen Mahçupyan imzalı “Rumeli’nin sürülmüş çocukları” başlıklı tuhaf bir yazı yayınlandı. “Ermeni soykırımı tartışması ne zaman gündeme gelse Türkiye kamuoyu bir anda Rumeli’den ve Kafkaslardan zorla göç ettirilmiş ve kıyıma uğratılmış olan Müslümanları hatırlar” cümlesiyle başlıyor bu yazı… Özetle diyor ki, “Türkiye’ye sürülerek gelen Müslümanlar geldikleri yerde işgalciydi, üstelik yerli halka zulüm yapıyorlardı. Dolayısıyla sürgün edilmeyi hak etmişlerdi. Oysa Ermeniler Anadolu’nun kadim halkıydı. Haklı taleplerini almak istedikleri için sürgüne ve katliama uğramışlardır!” Bay Mahçupyan’ın düpedüz ırkçılık ve cahillik kokan bu makalesini tenkit etmeden evvel, beyefendinin öz geçmişine bir göz atalım: Hazret, piyasada liberal – demokrat bir aydın olarak biliniyor. Birçoğu demokrasi üzerine yazılmış çok sayıda kitabı ve makalesi var. 95’li yıllarda Cem Boyner’in “Yeni Demokrasi Hareketi’nde” bayraktarlık yapmış. Hrant Dink cinayetinden sonra bir dönem Agos Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni olmuş. Radikal, Yeni Bin Yıl ve Zaman gazetelerinde köşe yazarlığı yapmış. Gerek yazılarında gerekse konuşmalarında “çağdaş demokrasi” ve “liberalizm” gibi değerlerin bayraktarlığını yapmış…

DEMOKRASİ AŞIĞI MUHTEREM
Peki böylesi demokrasi aşığı (!) bir muhtereme “… Ermenilerin katli için ‘ihanet’ türünden bir gerekçeye ihtiyaç varken, Rumeli’deki Müslümanların katli için aranan gerekçe zaten mevcuttu.” diye yazmak yakıştı mı? Bu nasıl bir ırkçılıktır? Nasıl bir faşizanlıktır? Nasıl bir edepsizliktir? Bu memleketin insan hakları, demokrasi ve liberallik bayrağını sallamak Mahçupyan gibilere kaldıysa… Neyse lafın tamamını söylemeyelim, yazıdaki birkaç maddi hatayı düzeltip geçelim:
BİR: Rumeli’deki Türk geçmişi 300 yıllık değil, 600 yıldan fazladır.
İKİ: Biz Anadolu’yu Ermeniler’den filan almadık, biz geldiğimizde Ermeniler Bizanslıların baskısı altında eziliyorlardı.
ÜÇ: Türkler kimseyi zorla Müslüman etmemişlerdir. Bin sene önce Türkler Anadolu’yu fethederken kimler Hıristiyan’sa bugün de onlar Hıristiyan’dır. Oysa Ermeniler, Bizanslılar tarafından Hıristiyanlaştırılmışlardır.
DÖRT: Rumeli’de “Müslümanlık=Türklük” denklemi geçerlidir. Hem 93 Harbi’nde, hem de Balkan Savaşı’nda katliama uğrayanlar Müslüman oldukları için acı çekmiştir ve kaderlerini Türklerle beraber gördükleri için Türkiye’ye gelmişlerdir. Kökeni Pomak olan da, Boşnak olan da, Arnavut olan da kendisini Türk kimliğinden ayırmayı aklına getirmez. Türk oldukları için değil, kaderlerini bir gördükleri için ay yıldızlı bayrağa hürmet ederler. Onun içindir ki Türk milli takımı gol atınca Saraybosna’dan, Üsküp’ten, Priştine’den, Kırcaali’den, Gümülcine’den “gol!” diye bağırırlar!
BEŞ: “Ermeniler buradan gidince kimlik bunalımına girdiler, oysa Rumeli göçmenleri kendi kimliklerini buldular” görüşü ise eksiktir. Rumeli kültürü tümüyle kendine özgüdür. Rumeli’den gelenler, inanç, ana dil, gelenek görenek gibi pek çok konuda Anadolu’da ötekileştirilmiştir. Zorla göç edenin acı çekmemesi mümkün değildir.
ALTI: Ermeniler kadim halk olarak kendi haklarını istedikleri için sürgün edildiler görüşünü eğer “Ermeniler ait oldukları ülkeden ayrı bir devlet kurmak ümidiyle isyan etmişlerdir, başlarına gelenler bu yüzdendir” biçiminde okuyacaksak bu fikre katılabiliriz. Ama “Türkler gelip bizim hakkımızı gasp ettiler” diyorsanız orada bir durun bakalım. Acaba 1919–22 arasında Kurtuluş Savaşı’nı kaybetseydik bizim başımıza ne gelirdi? Mahçupyan’ın iç dünyasındaki liberal ve demokrat (!) fikirlerde karşılığı yoktur belki, ama gerçek hayatta bağımsızlık yabancıların lütuflarıyla kazanılmaz.
İki tane de naçizane tespitimiz var: İlki, Ermeni diasporasının var olmasını bu Ermeni soykırımı masalına borçludur. İkincisi de Ermeniler kendi başlarına gelen felakete saygı duyulmasını istiyorlarsa, önce başkalarının yaşadıkları felaketlere saygı duymayı öğrenmelidir.
Mesela Bay Mahçupyan, işe “Rumeli kökenli Müslümanların yaşadıkları felaketler için ‘ama onlar hak etmişlerdi’ gibi çirkin ötesi bir fikri dillendirdiği için” özür dileyerek başlayabilir.