Hayatımızdaki en acımasız şey, zamandır.
Gitti mi gidiyor,
döndürmeye ne gücün ne kudretin yetiyor…
Anaokulunda bana anlatılan bir hikâye vardı: ‘Bir kutu olgun armut alan yaşlı bir kadın hakkındaydı. Yaşlı kadın her gün bozulmaya başlayan olanı yermiş, yarın için en iyisini saklarmış. Her geçen gün hep aynısını yaparmış, tam armutlar bitene kadar. Armutlar bitene kadar günden güne tekrarlandı. Sonuç olarak, bu zavallı yaşlı kadın tek bir iyi armut bile tatmadı.”
Gerçek bir hikâyedir.
Çok üzücü.
Ve çok öğretici.
Dün bir bayan arkadaşımla karşılaşıp konuştuk. Sohbetimizin sonunda sadece bir soru sormak istedim:
Hüzünlü bir şekilde iç çekti, üzgün bir şekilde gülümsedi ve cevap verdi:
Tabii ki, onu sakinleştirmeye başladım, çok şeyi anlatmaya ve söylemeye. Sonrasında da eve gelince bu hikâyeyi yazmaya karar verdim.
Sessiz kaldı. Onu aceleye getirmedim.
Gerçekten arkadaşımı neşelendirmek istedim o anda.
Yorgun bir şekilde sırıttı.
Bütün gece ben uyuyamadım, onun sözlerini düşündüm. “Sıçan Yarışı kazandı…” Bu kadının “sonrası” kalmadı. Vücut kurudu, gözler söndü. Ne yazık ki, örnek izole edilmiş bir örnek değil. Milyonlarca onun gibi kadınlar vardır. Hep böyle konuşmalarını duyuyorum.
Çok eskiden güzel bir deyim okudum: “O zaman” denilen yol, “Asla” denilen bir ülkeye götürür”.
Bu nedenle, burada ve şimdi yaşayın! Bugün kararınızı verin! Yarına kadar ertelemeyin! Yapmak istediğiniz ne varsa, bugün yapın! Bu bedende ikinci bir yaşam olmayacak!
Güzel yemeklerden yiyin ve güzel içeceklerden için. Hayatta üç fetişim var – müzik, spor ve edebiyatım. Bu yüzden, hayatınıza bir şeyi katmak isterseniz, bunu okuduktan sonra hemen başlayın – değişin! Ne isterseniz ve hayatınız size ne veriyorsa onu yapın. Yaptığınız işi sevin.
Arkadaşlarıma ve akrabalarıma, sevdiklerime ve hayatımı birlikte yaşamak istediğim kişilere her zaman derim ki: “Taze balığın tadını çıkarın- dondurmayın. Bir kadeh Fransız şarabından için- gerekirse bunun için Fransa’ya gidin. Taze bir elmanın meyvesinin tadını çıkarın- tazeliğini kaybedene kadar beklemeyin. Şık bir elbise giyin, ayakkabılarınızı giyin ve hayran bakışlarla yerel süpermarkette alışverişe çıkın. En sevdiğiniz kahveyi için, tat alma tomurcuklarınızın zevkle boğulmasına izin verin. Kitap okuyun, en sevdiğiniz müzikleri dinleyin, spor yapın. Yaşayın ve hayatınızın tadını çıkarın. Kendini sevin.”
Komik olmak istiyorsanız, şarkı söylemek veya bağırmak – kendinizi tutmayın! Arabanızın direksiyonuna geçin, en sevdiğiniz müziği açın ve gidin! Anın tadını çıkarın, çünkü BU AN sizin HAYATINIZ!
Son olarak, zaman yetersizliği nedeniyle hazırlanması sürekli ertelenen pastayı pişirin.
Ve en önemlisi- şimdi yapılması gerekenleri daha sonrasına ertelemeyin. Hassasiyeti, özeni, nezaketi ve sevgiyi kurtarmayın.
Sevdiğiniz varsa, sonsuza bütün kalbinizle sevin, iltifat edin, bütün samimiyetinizle cömert olun.
Bütün bunlar sizi mutlu bir insan yapacak! Dünyaya tamamen farklı gözlerle bakabileceksiniz. Kendinizi ve etrafınızdakileri sevmeyi öğreneceksiniz.
Mutlu bir insan HER ŞEYİ yapabilir!
Unutmayalım ki,
Eğer yeterince sevebilirsek,
dünyanın en güçlü insanı oluruz!
HABERLER
17 saat önceHABERLER
17 saat önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce