HER TERCİH BİR VAZGEÇİŞTİR

28 2024 - 14:40

HER TERCİH BİR VAZGEÇİŞTİR

(Last Updated On: 27/12/2023)

Hayatımız boyunca bir tercih yapmak zorundayız. İster özel hayatımız olsun ister iş, arkadaş, seyahat vs. her yerde her zaman bir tercihte bulunmalıyız. Arada bu tercih meselesi bizi kötü bir duruma sokabiliyor, kötü durum derken, yapmak istemediğimiz bir konuya sebep olabiliyor. Ama karar bizim, seçim bizim ve nasıl bir karar ve seçim yaparsak ona göre hayatımız şekillenecektir. Bazen, bu ‘tercih’ dediğimiz şey bizim elimizde olmayan bir şeydir. Olması gereken neyse onu yapmak zorunda kalırız. Biz sadece ‘peki’ deyip yolumuza devam etmekteyiz. O ‘peki’ kelimesi bizim bütün hayatımızı ya mahvediyor ya da bulutlara doğru çıkartıyor.

Franz Kafka’nın söylediği çok güzel bir cümle var: ‘Ben hem iyiyim hem de kötüyüm, sen hangisini tercih edersen öyleyim’. Benim çok hoşuma giden bir cümledir çünkü iyilik ve kötülük hepimizin içinde yaşayan bir duygudur. Ama iyi insan ya da kötü insan olmak bir tercihtir. Bu tercihler nelere göre değişir: bulunduğumuz çevreye, arkadaşlık ettiğimiz insanlara, yaptığımız işlere ve uğraştığımız başka neler varsa onlara göre değişkenlik gösterir.

Yaptığımız her seçim bize yeni bir yön verir o yüzden hayatımızdaki seçimler aslında sandığımızdan da önemlidir. Evet, bu dünyaya geldiğimizde bazı şeyleri biz seçemiyoruz. Örneğin, doğum günümüzü, nerede ve hangi ailede doğacağımızı, ismimizin ne olacağı gibi bazı şeyleri biz seçemiyoruz ama şunu da bilmek gerekir ki bizim yapamadığımız bu seçimler bile aslında başka insanların seçimlerinin birer sonucudur. O yüzden istediğimiz bir hayata sahip olmak için yaptığımız seçimler konusunda çok titiz davranmalıyız ve unutmamak gerekir ki doğru adımı atmak her zaman iyi hissettirmeyebilir ama önemli olan buna rağmen o kararı verebilmektir. Hayatta sadece mutlu olmayı dileseydik ve seçimlerimiz sadece mutlu olmak üzerine şekillenseydi muhtemelen çalışan hiç kimse olmazdı ve herkes sağlıksız bir şekilde beslenirdi:) Demem o ki seçimlerimizde aradığımız tek kriter mutluluk olmamalı…

İstediğimiz hayatı yaşamak aslında çoğu zaman bizim elimizde ama nedense genelde o çuvaldızı kendimize batırmak konusunda pek de iyi değiliz. Eğer iyi bir şey oluyorsa anında o şeyi sahipleniriz ama kötü bir şey oluyorsa konuyu kendimize çekmemek için elimizden geleni yaparız ya da en azından suç ortağı ararız. Ancak hayatta nasıl başarıları sahipleniyorsak kötü sonuçları da sahiplenmeliyiz çünkü asıl gelişim alanı kötü sonuçlardır. Bu kötü sonuçları sahiplenir de birer öğreti haline getirirsek bir sonraki seçimimizde doğru olana yaklaşmış olacağız. Herkes bir şekilde sağlıklı, zengin, başarılı ve rahat bir hayat yaşamak ister. Böyle bir hayatı belki de %99’umuz istiyordur ancak acaba neden %1’imiz sadece bu isteğine erişebiliyor, bu insanlar neyi farklı yapıyor olabilir ki gerçekten istedikleri gibi bir hayat yaşıyorlar? Cevap basit aslında; seçimleri. Bu %1’lik dilime giren insanların ortak noktaları; yaptıkları seçimlerde her zaman varmak istedikleri sonucu hayal ediyor ve ona göre adım atıyor olmaları. Yolculukları her zaman keyifli mi geçiyor derseniz aslında hayır ancak onlar için yolun ne kadar güzel ve keyifli olduğu değil yolun sonunun nereye vardığı önemlidir. Bu insanların yaşadığı hayata imrenmekten kendimizi alıkoyamayız ama acaba onların attığı adımları atabilecek kadar cesur muyuz? Geç uyanıp günün yarısını uyuyarak geçirmek kolaydır ama erken uyanıp sabahın o erken saatlerinde çalışmak zordur, televizyon karşısında saatlerce vakit geçirmek kolaydır ama bir kitabı alıp onu bitirme arzusu içinde olmak zordur, sadece eğlence odaklı bir arkadaş çevresine sahip olmak kolaydır ama dünyayı değiştirebilecek bir arkadaş çevresine sahip olmaya çalışmak zordur, sağlıksız beslenip bedene eziyet etmek kolaydır ama öğünleri kontrol edip düzenli spor yapmak zordur, sevilen bir işte çalışmak kolaydır ama çalışmak zorunda kalınan bir işi sevmek zordur, bir sınavda kopya çekip yüksek not almak kolaydır ama hakkıyla gece gündüz çalışıp yüksek notlar olmak zordur, bir insanı yarı yolda bırakıp kalbini kırmak kolaydır ama her türlü zorluğa rağmen yanında olup merhamet sahibi olmak zordur, ailenin olanaklarından faydalanmak kolaydır ama bir ailenin sorumluluğunu üstlenmek zordur, geçmişe takılıp kalmak kolaydır ama anı yaşayıp geleceği şekillendirmek zordur ve en önemlisi hayal etmek kolaydır ama hayalinin peşinden gidecek kadar mücadeleci olmak zordur… Yani demem o ki kolayı seçmek basittir ama bize bir şey kazandırmaz, mutlu oluruz belki ama her zaman başkalarına imrenmeye devam ederiz. Zor olan, imrenilecek bir hayat yaşamak ve yol ayrımlarında zoru seçebilecek kadar cesur olmaktır.

Benim çok sevdiğim bir sözüm var: ‘Hayatımız yaptığımız tercihlerin toplamıdır’.  Katılıyor musunuz? Peki, ya siz, bu zamana kadar yaptığınız iş, seçtiğiniz arkadaş ya da belki, yediğiniz bir yemek, sizin tercihinizdir? Yaşadığınız ülke, şehir ya da mevki, bulunduğunuz ortam ve giydiğiniz kıyafetler? Hepsini hiç düşündünüz mü? Eğer düşündüyseniz, kararlarınızı ve yapacağınız seçimleri neye göre şekillendiriyorsunuz: Bu seçimi aklımla mı yapıyorum kalbimle mi? Bu seçimin bana ne gibi bir katkısı var? Bu seçimi yapmazsam başka alternatiflerim var mı? Bugün son günüm olsa yine bunu seçer miydim? Bu seçimimin arkasında durup savunabilir miyim? Bu seçimimle birlikte doğrudan ve dolaylı olarak kimler etkileniyor? Ve son olarak bu seçimin sonunda vicdanen rahat hissedecek miyim?

Bunlar genelde önemli bir karar almadan önce üzerinde düşünmeye çalıştığım sorular. Eğer hepsine gönül rahatlığıyla cevap verebiliyorsam ilk adımı atıyorum ama bazı soruları cevaplamakta zorlanıyorsam işte o zaman danışacağım kişilerin kapısını çalmaya başlıyorum. Tabi ki her seçimde veya her karar anında bu kadar süreci uzatmıyorum ama hayatıma yön vereceğini düşündüğüm anlarda mümkün olduğunca bu sorular üzerinde vakit harcıyorum. Çünkü ne demiş Hz. Mevlana; Sen sen ol, mutluyken söz verme, üzgünken cevap verme, öfkeliyken de karar verme.

Bence, karar vermek ” bir iş veya tercihte verilen kesin yargıdır”. Seçim yapmak ise insanın her döneminde karşısına çıkan ve düşündüren olaylardır. Yani bu durumda karar vermek ya da seçim yapmak bir yanıyla sorumluluk içerir. Ve karar vermek insanın hayatında yeni prensiplerinin olmasını sağlar, hayata yeni bir kural koyar. Seçim yapmak ise sunulan seçenekler içinde hayatın zorluğa girmesi sağlar ya da tam tersi hayata özgürlük getirebilir.

 

Evet, daha önümüzde uzun bir yol var, bu yolu nasıl yürüdüğümüz kadar hangi yolu seçtiğimiz de önemlidir. Nereye varmak istiyorsak son durağı orası olan bir yol seçmek lazım. Hayatımız seçimlerimizin bir toplamı olduğuna göre o zaman biraz daha ince eleyip sık dokumaya çalışalım, bize verilen düşünme ve muhakeme gücünü hakkıyla kullanmaya özen gösterelim. Neyi seçtiğimize dikkat edelim çünkü o seçtiğimiz şey bir gün sonumuz da olabilir, yeniden doğuşumuz da.

 

 

Tercih ettiğiniz ve seçtiğiniz şeylerle mutlu kalın…

Seneye görüşmek dileğiyle 😊

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
Erhan Özer 27/12/2023 / 13:20 Cevapla

Öncelikle yürekten tebrik ediyorum çok güzel sade ve hedefine ulaşan bir yazı!
Özellikle son bölümdeki Mevlânâ alıntısını tam yerinde kullanmışsınız.
Ancak iyi ve kötülük konusunda biraz farklı düşünüyorum.
İyilik ve kötülüklerin doğuştan belirleyici oranda genetik haritamızda yer aldığını düşünüyorum . Çevre etkisi ile ya yüceltildiği ne büyüdüünü ya da ancak bastırıla bildiğini gözlemledim.
Örneğin kötü genlere sahip bir kişiyi bir süreliğine iyi bir insan olarak görebiliyoruz ancak iyiliğe yönelik ortam kaybolduğunda o kişinin tekrar kötülükleri yaşattığını ve yaşadığını pek çok kez deneyimledim.
Uzun yıllar büyük şirketlerde yöneticilik ve CEOluk yaptım ben bir teknokratm ancak son yıllarda psikoloji ve sosyoloji belirleyici olarak görüyorum.
Temiz toplum için öncelikle insan psikolojisi ve toplum psikolojisi üzerinde yoğunlaşıp çocuklara ve gençlere ciddi eğitimler vermenin gerekliliğine inanıyorum.
sağlıklı mutlu yıllar diliyorum sevgi ve uyum sizinle olsun!

    Oksana Kozak 13/02/2024 / 00:16 Cevapla

    Erhan Bey öncelikle yazılarımı okuduğunuz için ve yorumunuzu bıraktığınız için size teşekkür etmek istiyorum. İyilik ve kötülük hakkında yazdığınız gibi çok önemli bir konudur. Hepimizin ön sırada her zaman İYİ İNSAN OLMAMIZ GEREKİYOR.

    Yazılarımı takip ediniz ve bu konu hakkında en yakın zamanda yazmayı düşünüyorum.
    İyi günler dilerim:) Sağlıklı ve mutlu kalın!

    Oksana Kozak
    oksana.kozak.author@gmail.com