Her vize yeni bir hayat üslubuna açılan bir kapı mı?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

AA

İSTANBUL (AA) – Son yıllarda dijital göçebeliğe olan ilgi, sadece iş ortamlarını değil işin nerede yapılabileceği anlayışını da kökten değiştirdi. Anadolu Ajansının (AA) “Dijital Çağın Göçebeleri” başlıklı evrak haberinin ikinci kısmında, dijital göçebe vizelerine kapılarını açan ülkeler, vize gereklilikleri ve bu ömür biçimine ilham veren uzmanlar mercek altına alındı.

Geçmişte yalnızca bir iş modeli olarak algılanan bu hayat biçimi, artık hudutları aşarak yeni ufuklar açan bir serüvene dönüştü. Sırf bir çalışma biçimi olmanın ötesinde, dünyayı yine keşfetme dileği olan dijital göçebelikte, her vize, yalnızca bir ülkeye değil tıpkı vakitte yeni bir hayat stiline açılan bir kapı.

Uzaktan çalışmanın global ölçekte kazandığı ivmeyle ülkeler, özgürlüğün ve esnekliğin peşinden giden, yerden ve vakitten bağımsız profesyonelleri cezbetmek için birbirinden cazip fırsatlar sunuyor. Bu göçebeler, sabit ofislerin dışında iş yaparken, lokal ekonomilere katkı sağlıyor ve kendi hayatlarını yeni tecrübelerle zenginleştiriyor.

Teknolojinin kanatlarında göçebe bir hayat

Dijital göçebelik, bireylerin teknolojiyi kullanarak dünya üzerindeki farklı noktalarda seyahat ederken hayatlarını sürdürebilmelerine imkan tanıyan bir ömür üslubu. Bu kavram, Kovid-19 salgını öncesinde ilgi çekmeye başlamış olsa da salgınla birlikte adeta bir patlama yaşadı. Uzaktan çalışmayı teşvik eden öncülerinden olan Happy Work Studio’nun kurucusu Mine Kocadağ, dijital göçebeliğin sadece seyahat etmekten ibaret olmadığını, aslında farklı yerlerde iş ile şahsî tatmin ortasında istikrar kurabilme sanatını temsil ettiğini belirtiyor.

Kocadağ’ın müşahedelerine nazaran, dijital göçebeler, daha uygun iklim yahut ömür şartlarına sahip yerlerin yanı sıra bu esnek hayat üslubunu benimseyen topluluklara yöneliyor. Bu yeni eğilim, dünya genelinde birçok ülkeyi göç siyasetlerini gözden geçirmeye ve vasıflı profesyonelleri çekebilmek ismine dijital göçebe vizelerini hayata geçirmeye teşvik etti. Lokal ekonomilere canlılık kazandırmayı amaçlayan bu vizeler, dijital göçebelerin dünya ile ilişkilerini daha da güçlendiriyor.

Hayal gücünün sonlarını aşmak: Dijital Göçebelere açılan 50’den fazla kapı

Ülkeler ortası rekabet de dijital göçebelerin destinasyon seçiminde adeta sahne gerisindeki görünmez bir aktör üzere rol oynuyor. Nitelikli iş gücünü çekmek için birbiriyle yarışan ülkeler, cazip dijital göçebe vizeleri ile bu alanda öne çıkma uğraşı içinde. Fakat bu rekabet, sırf vize şartlarının esnekliğiyle sonlu kalmıyor; hayat maliyetlerinin uygunluğu, kesintisiz yüksek süratli internet erişimi ve güçlü toplumsal altyapılar üzere ögeler, dijital göçebelerin kararlarını şekillendiren kritik faktörler ortasında yer alıyor. Nihayetinde bu özgür ruhlu profesyonellerin tercihleri, sunulan avantajlar doğrultusunda birer yol haritasına dönüşürken, her ülke kendi ekonomik kalkınma stratejisini gözden geçirmek zorunda kalıyor. Bu dinamik süreç, dijital göçebelerin yalnızca yeni yerler keşfetmekle kalmayıp, tıpkı vakitte küresel ekonomik istikrarları de tekrar şekillendirmekte olduğunu gözler önüne seriyor.

1 yıllık dijital göçebe vizesi

Bugün 50’den fazla ülke, dijital göçebelere vize imkanı tanıyor ve onları “Dijital Göçebe Vizesi” ile bir yıl boyunca konuk etmeye davet ediyor. Bunlar ortasında Avrupa’dan Portekiz, İspanya, İzlanda, Almanya, Hırvatistan, Çekya ve Estonya yer alırken, Japonya ve İtalya bu listeye en son katılanlar ortasında.

Modern seyyahların rotalarını belirlerken göz önünde bulundurduğu en değerli faktörlerden biri ömür maliyetinin uygunluğu olurken, bir başkası ise internetin kesintisiz bir süratte akması. Bir başka değerli faktör ise ülkelerin vize gereklilikleri. Elbette dijital göçebelerin, kısa bir mühlet kalmayı planladığı ülkelerde Dijital Göçebe vizesine başvurması gerekmiyor. Kendilerine vize mecburiliği olmayan ülkelere kolay kolay seyahat edebilen göçebeler, sırt çantalarını alarak serüvenlerine başlayabiliyor. Fakat daha uzun mühlet kalmak isteyenler, her geçen gün yeni bir ülkenin sunduğu “Dijital Göçebe” vizesine yöneliyor.

Demand Sage’in dataları, ABD, İspanya, Tayland ve Meksika’nın dijital göçebelerin en çok tercih ettiği ülkeler olduğunu gösteriyor.

Estonya, bu yeni ömür usulüne birinci kucak açan ülkelerden biri olarak, hür çalışanlara ve girişimcilere bir yıllık sakin bir ömür sunuyor. Barbados ise “Hoş Geldiniz Damgası” ismi altında, huzurlu bir ada atmosferinde teknolojinin imkanlarıyla doğayı buluşturan bir çalışma tecrübesi vadediyor.

Kafkasların kalbi Gürcistan, dijital göçebeler için bir yıla kadar misafirlik sunarken, tarih kokan sokakları ve büyüleyici doğasıyla onları tesiri altına alıyor. Biyoçeşitliliği ve çevreci siyasetleriyle tanınan Kosta Rika da sürdürülebilir bir hayat arayan doğasever profesyonelleri cezbediyor.

Portekiz’in “Göçebe Vizesi” ise iki yıla kadar süren bu macerayı, ülkenin canlı kentleri ve rahat ömür üslubuyla daha da cazibeli kılıyor. Birleşik Arap Emirlikleri ise “Sanal Çalışma Programı” ile dijital göçebelere çağdaş altyapı ve dinamik bir iş dünyasının kapılarını açıyor.

Türkiye de bu dijital ihtilalin bir kesimi. 21 ile 55 yaş ortasındaki dijital göçebeler, Türkiye’nin sunduğu imkanlardan yararlanarak, dijital vize müracaatıyla bir yıla kadar bu dört mevsimi farklı kusursuz ülkede ikamet etme talihine sahip oluyor.

Her ülke, dijital göçebeleri ağırlarken kapı aralıkları bırakıyor; bu geçitlerden geçebilmek içinse kimi gereklilikler sunuyor. Gelir evrakı, sıhhat sigortası ve vakit zaman konaklama delili, bu çağdaş seyyahların geçiş anahtarlarını oluşturuyor. Kelam konusu vizeler, lokal ekonomilere yük olmadan katkı sağlayacak bireyleri hedeflerken, onların özgür adımlarına yeni sonlar değil, destekleyici şartlar sunmayı amaçlıyor.

Dijital göçebelik vizesi sunan ülkelerin sayısı, her geçen gün artarak bu yeni ömür şeklini benimseyen profesyoneller için sınırsız imkanlar sunuyor. Sonların ötesinde yeni yollar arayan özgür ruhlar, artık daha fazla destinasyondan ilham alarak hayallerini gerçeğe dönüştürebiliyor. Bu artış, ülkelerin birbirleriyle yarıştığı, farklı kültürlerin ve tecrübelerin bir ortaya geldiği bir devrin habercisi.

Muhabir: Muhammet Tarhan