Türkiye dünya üzerinde kendisine özgü davranış geliştiren ender ülkelerden biridir. Türkiye’nin içinden çıkageldiği medeniyet ve kültür ve de üzerinde hür olarak yaşamayı sürdürdüğü coğrafya, en umulmadık ve de anlaşılamadık zamanlarda bu kutlu halkının iradesinin harekete geçmesi ile her zaman dünyayı şaşırtmıştır. Toplum bilincimler, Türkiye’deki tüm zıtlıklara rağmen bir araya gelebilme, yumruğunu bir yere vurabilme kabiliyetinin nedenini mutlaka araştırmalıdır. Çünkü bence konu araştırılmaya değer en önemli konudur. Bu güzel ahlakın en güzel ve canlı örneğini 12 Haziran 2011 Milletvekilliği seçimleri öncesinde İzmir de yaşayan, kalpleri İzmir için çarpan farklı görüş ve eğilimleri olan Rumeli insanının bir araya gelme, diri olma ve dik durma başarısıdır. Hele ki siyaset gibi düşünce, yorum ve eylem farklılıklarının çok keskin ve geniş olduğu bir alanda, hemen her kesim ve düşünceden insanların, ortak bir amaç arkasında bir araya gelerek hareket etme kabiliyeti göstermeleri, yukarıda bahsettiğim Türkiye insanına ait kurtuluş, kuruluş, kalkınma ve liderlik vasıflarının temelini oluşturan önemli bir özelliktir. Bu güzel özellik sayesinde Türk insanı onlarca devletini kurtarmış, kurmuş, kalkındırmış ve bölgesinde ve dünya da lider yapmıştır.

PLATFORM OLUŞTURMAK

Bir amacın etrafında bir araya gelmekle, bir fikrin etrafında bir araya gelebilmenin, birbirlerinden çok ayrı şeyler olduğu muhakkaktır. Fikrin yani bir düşüncenin gerçekleşmesini kendilerine amaç edinenler, o fikre aykırı olan diğer fikir sahipleri ile bir araya gelemezler. Hatta aynı amacı gütseler de aralarındaki fikir ayrılıklarından dolayı, hedeflerinin gerçekleşmesi konusunda da bir takım engellerin icadına kendiliklerinden sebep olurlar. Ancak amaç birliği etrafında toplananlar, her bir fikrin elde edilmek istenen amaca hizmet etmesini, rahatça eleştirilmesini, maksadın gerçekleşmesine uygun bir hale gelmesini, aşırılıklarından arındırılmasını veya noksanlıklarının tamamlanmasını gerektiğini iyi bilirler. İşte tam bu noktadan bakıldığında İzmir’de Balkan ve Rumeli birliğini oluşturmak gayesi ile kurulmuş olan Rumeli ve Balkan Platformu, bünyesinde barındırdığı tüm farklılıklara rağmen bir amaç etrafında bir araya gelmeyi başarmıştır. Ülkemizin tüm güzel insanları gibi Rumeli insanı da, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik, kültür, spor, sağlık, siyaset, politika, ticaret ve bunun gibi tüm alanlarda sorunlarını çözmesini, dünyaya örnek olup liderlik etmesini istiyor. Bu isteğin gerçekleşmesinde Balkanları önemli bir saha, değerlendirilmesi gereken potansiyel zenginlik ve en önemlisi inanç düşünce ve eylem birlikteliği içinde olduğumuz kardeş ve kandaşlarımız olarak görüyor. Oralarda bir rahatsızlık oludu mu, evinde rahat oturamıyor, yatağında rahat uyuyamıyor, ekmeğini rahat yiyemiyor… Her 50 yılda bir Balkanlar’da Türkiye’nin yokluğundan faydalanılarak yapılan zulümlerin, haksız göçlerin, asimilasyon politikalarının, savaşların, katliamların, tecavüzlerin ve daha nice insanlık dışı uygulamaların kahrı ile Anadolu da, kendi ülkesinin kendi şehrinin sokaklarında başı önünde kalbi hüzünlü yürüyor… Rumeli insanı artık bunları yaşamak istemiyor. Yaşamayacağına dair daha bir umutlu olmak, bu konuda daha aktif davranmak, ülkemizin her alanda kalkınmasına hız vermek ve katkı sağlamak istiyor. Türkiye’nin kuruluşundan günümüze kadar olan hemen her kademesinde aktif görev almış ve her bir görevi liyakat ve başarı ile yerine getirmiş olan Rumeli insanı, kendi yaşam alanlarını yani güzel şehirlerimizi, yukarıda saydığım her alanda kalkındırmak, ülkemizin her konudaki siyasetinde söz sahibi olmak için bir araya geliyor. Aslına bakarsanız Rumeli insanı “Kendine geliyor”… Öyle ise “Elveda Rumeli’ye” inat, bize de “HOŞ GELDİN RUMELİ” demekten başka diyecek bir şey kalmıyor.