Bulgaristan’da yayın yapan “Kırcaali Haber” yayın organına göre ülkede ve özelikle yurt dışında yaşayan Türkleri ve Müslüman Pomakları ilgilendiren bir yasa tasarısı HÖH tarafından Bulgaristan parlamentosuna sunuldu. Kırcaali Haberi yakından ilgilendirenlerin okumaları için eksiksiz yayınlamaktayız. Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) milletvekilleri, komünizm rejimi ve Bulgarlaştırma süreci döneminde siyasi sebeplerden dolayı işlenen suçlara ilişkin davalarda zaman aşımı uygulanmamasını öngören Bulgar Ceza Kanunu’nda değişiklikler yapılması teklifinden dolayı iki gündür Bulgar Sosyalist Partisi (BSP) ile aralarının bozulmasından sonra bu dönemde yapılan baskılardan zarar görenlere yasal kolaylıklar getirilmesi yönünde yeni bir kanun tasarısı sundular. Çetin Kazak ve Tuncer Kırcaliev tarafından sunulan kanun değişikliği teklifinde, 1989 yılından önce Türkiye’ye göç etmiş Bulgaristan vatandaşlarının çocuklarına doğumları sırasında anne-babalarının Bulgaristan vatandaşlığını kaybetmiş olmaları halinde vatandaşlık verilmesi öngörülüyor.
TOTALİTER İKTİDAR
Şimdiki yürürlükte olan 1989 yılından önce kabul edilen kanuna göre aslen Bulgar olmayan Bulgaristan vatandaşlarının ülkeden göç etmesi durumunda vatandaşlığını kaybettiği hatırlatılarak, bu özel rejimin o dönemdeki totaliter iktidarın Bulgaristan vatandaşlarının bir kısmına yönelik kasten ve hatta düşmanca tutumuna dair seçkin bir örnek olduğu ve bunun gelişerek sonuçta Bulgarlaştırma süreci şeklini aldığı belirtiliyor. Uluslararası ikili anlaşmalar veya gönüllü olarak pek çok vatandaşın vatandaşlık hakkını kaybetmelerine rağmen bu tür bir rejimin başka bir kesime uygulanmadığına dikkat çekilerek, HÖH tarafından Bulgaristan ile eski sosyalist ülkeler arasında 1957-1983 döneminde imzalanan ve 1990-1995 döneminde iptal edilen anlaşmalar kapsamında yabancı vatandaşlık tercih eden veya velilerinin onlar için yabancı vatandaşlık seçtikleri kişilere vatandaşlık hakkı tanınması teklif ediliyor.
Belediyeler tarafından yapılan hatalar nedeniyle bu anlaşmaların uygulandığı ve Bulgaristan’da yaşayan vatandaşların büyük bir kısmının nüfus sicilinde Bulgaristan vatandaşı olarak kayıtlı olarak, Bulgar kimlik belgelerine sahip olup, Bulgaristan ordusunda askeri görevde bulunmalarına rağmen adı belirtilen uluslararası anlaşmalara göre Bulgaristan vatandaşı olmadıkları kaydediliyor.
HÖH partisinden, göç ettikleri ülkelerin ikinci vatandaşlık hakkı tanımayan kanunlarına uyarak Bulgaristan vatandaşlığını kaybeden bu vatandaşların kolay bürokratik işlemlerden vatandaşlığını geri almaları, çocuklarına ise vatandaşlık hakkı verilmesi teklif ediliyor.
EN AZ 3 YIL
Onlar için ülkede daimi ikametgâha sahip olmaları veya vatandaşlık başvurusunda bulundukları tarihte en az 3 yıl olmak üzere uzun süre ülkede kalmaları koşulunun düşmesi teklif ediliyor. Bu vatandaşların kanun değişikliğinin kabul edilmesi sonucunda yürürlüğe girmesinden 5 yıl süre içinde Adalet Bakanlığı’na başvurarak yararlanabilmeleri öngörülüyor. Teklifte bulunanlar, “Günümüzde Bulgaristan’ın bir Avrupa ve demokrasi ülkesi olarak, Bulgaristan vatandaşlarını kabul edilemez biçimde ayıran bu tür ayrımcı mevzuatın doğurduğu tüm sonuçları ortadan kaldırması gerektiği kanaatindeyiz” diyorlar. Belirttiklerine göre bu kanun değişikliği teklifinin kabul edilip edilmemesi Bulgaristan’ın vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmayıp eşit muamele ederek, dünya standartlarına uyup uymadığı ve bir kısmına anne, bir kısmına ise üvey anne gibi davranmaya devam edip etmediğine dair bir nevi sınav olacak. HÖH’ten, siyasi baskı kurbanlarının rehabilitasyonu hakkında kanunda yapılacak değişiklerle komünizm döneminde baskıcı politikalara karşı düzenlenen barışçıl protestolarda milis güçleri tarafından zarar görenlere tazminat ödenmesi isteniyor. Teklifi sunan Tuncer Kırcaaliev ve Mustafa Karadayı, “Onların rehabilitasyonu şu anda mevcut kanunlara göre mümkün değil, çünkü onlar hakkında ne mahkeme kararı çıktı, ne de tutuklama veya sürgün uygulanmıştır” diye kaydediyorlar. Onlar 1947 yılında tarımda kolektifleştirme girişimlerine, 1972, 1974 ve 1985 yıllarında zorla isimlerin değiştirilmesi kampanyalarına karşı düzenlenen protestoları belirtiyorlar. Milletvekillerinin teklifine dair nedenleri arasında, “Bu örnekler demokrasiye aykırı olarak insan haklarının kaba bir şekilde çiğnendiğini gösteriyor. Bu tür birçok olaylarda barışçıl göstericilerin milis güçleri tarafından ateş açılarak dağıtıldıkları ve protestoculara ateş edildiği belgelenmiş durumdadır” diye yazıyor. 13 Mart 1972 tarihinde Smolyan’ın (Paşmaklı) Barutin köyünde böyle bir olayın yaşandığını kaydediyorlar. 25 yıldan bu yana DPS /HÖH Bulgaristan Parlamentosuna Türkler ve Müslüman Pomakların lehine görüşülmek için önerge veriyor. Parlamentoda GERB parti başkanı Boyko Borisov aynen şu ifadeleri kullandı .“Komünizm döneminde Türklere karşı uygulanan asimilasyon politikasının mimarları mahkeme önüne çıkarılarak hesap sorulması için mahkemeye çıkarılması ve zarar görenlerin tazminatları ödenmesi en önemlisi zaman aşımına uğramaması görüşülmek üzere verilen teklif DPS/HÖH ret oyu kullanarak engellemiş oldu”.
DPS/HÖH milletvekilleri Tuncer Kırcaliev ile Mustafa Karadayı tarafından verilen önerge niye mensup olan parti görüşülmek için önerilen teklife ret oyu kullandılar. GERB parti başkanı Boyko Borisov’un parlamentoda gazetecilere verdiği röportajda Türkler ve Müslüman Pomaklar için hayati önem taşıyan görüşülme önergesi neden ret oyu kullandı açıklamasından sonra DPS/HÖH tarafından her hangi bir açıklama gelmedi. 25 yıl önce HÖH/DPS asimilasyon politikasına karşı mücadele eden başta cezaevlerinde yatan Türkler ile Pomaklar tarafından kurulan ve aynı insanlar HÖH yönetimine güvenerek sonsuz yetki vererek her seçimlerde Bulgaristan parlamentosu ve AB parlamento seçimlerde temsil edilmeleri için destek vermişlerdir. Ayrıca Osmanlı Balkanlardan çekildiğinden buyana 1990 yılına kadar Bulgaristan’da Türkler yerel seçimlerde söz sahibi olamamışlar. 1990 yılından sonra Bulgaristan’da “demokrasi” rejimine geçildikten sonra çoğunluğu Türklerin ve Müslüman Pomakların olduğu bölgelerde yerel idare onların ellerine geçti. Dört dönem HÖH Bulgaristan hükümetlerinde yer almıştır. Kanun tasarısı yılsonuna kadar yasalaşmazsa soya dönüş projesi zaman aşımına uğrayarak suçlulardan asla hesap sorulamayacak mağdurların mağduriyetin giderilmeyecek. HÖH yönetimi Türkleri ve Müslüman Pomakları yakından ilgilendiren kanun tasarısını görüşülmesi için neden destek vermediklerini oy aldıkları Türk ve Müslüman halka bir açıklama borçlu olduklarını düşünüyoruz.
HABERLER
2 gün önceHABERLER
2 gün önceKÖŞE YAZARLARI
5 gün önceKÖŞE YAZARLARI
10 gün önceKÖŞE YAZARLARI
16 gün önce