DOLAR 32,8826 -0.25%
EURO 35,1821 -0.54%
ALTIN 2.449,68-0,30
BITCOIN 1985251-2.34618%
İzmir
30°

AÇIK

13:13

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

85 okunma

Hüzünlü bir Bayram Hikayesi

ABONE OL
22/08/2012 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir bayram daha bitti. Buradan gönlünüzce bir bayram geçirdiğinizi umuyor ve inşallah gönlünüzce nice bayramlar geçirmenizi temenni ediyorum. Bayramların en güzel özelliklerinden biri de toplumsal farkındalık sağlaması. Bayram yaklaştığında ne güzel bir heyecandır küçüklerin “ Acaba bana ne aldılar?” “Bayramlık elbiselerime baak!” Bakın tam burada sizinle bir buruk bayram hikayesi paylaşayım; Yaşlı adam bir konfeksiyon mağazasının vitrine uzun uzun baktıktan sonra ilerideki yeşillikte oynayan çocukların en zayıfına dönerek “Küçüüük!” diye seslendi, “Bana biraz yardımcı olur musun?” Çocuk, hafta sonlarında yaptıkları misket oyununu ilk defa kazanmış olmasına rağmen arkadaşlarını bırakıp geldi. 7-8 yaşlarındaydı ve üzerindeki elbiseler tek kelimeyle dökülüyordu. Yaşlı adam çocuğu, saçlarını okşadıktan sonra “Vitrindeki elbiseyi giymeni istemiştim. Bakalım üzerine uyacak mı?” dedi. Çocuk bu teklifi ilk önce şaka sandı. Ama adam son derece ciddiydi. Onunla birlikte mağazaya girerken ilk önce rüya da olup olmadığını, daha sonra da şimdiye kadar yeni bir elbise giyip giymediğini düşündü. Genellikle ailedeki büyük çocuğa alınan veya komşular tarafından verilen giyecekler elbiselerin ona dar gelmesiyle birlikte ortanca kardeşe kalır, birkaç sene sonra da dizleri aşınmış veya delinmiş vaziyette kendisine yamanırdı. Ama her zaman hasta dedikleri babasının ne kadar zor para kazandığını bildiğinden, bu işe bir kere bile itiraz etmemişti. Şimdiyse ilk defa yeni bir elbisesi olacaktı.

BAYRAMA ÜÇ GÜN KALA

Üstelik bayrama üç gün kala… Çocuk yaşlı adamın gösterdiği elbiseleri giydiğinde büyümüş olduğunu ilk defa fark etti. Hepsinin üzerine giydiği kaban bir başkaydı ve artık üşümeyecekti. Çocuk misketleri onun cebine bıraktığında iyice keyiflendi, irili ufaklı misketler gayet derin olan ceplerin bir köşesinde kalmıştı. Demek ki her bir cep en az elli misket alabilirdi. Yaşlı adam çocuğu sağa sola döndürdükten sonra elbiselerin paketlenmesini istedi. Ve iş tamamlandığında tezgâhtara dönerek “Elbiseleri torunuma alıyorum” dedi, “Kendisine sürpriz yapacağım için onları bu çocuğun üzerinde denedim.” Çocuk bir anda beyninden vurulmuşa döndü ve ne diyeceğini bilemedi. Ama artık büyüdüğüne göre bir şey belli etmemeliydi. Aynaya son bir defa baktıktan sonra üzerindekileri yavaşça çıkartarak bir kenara bir kenara fırlattığı eskileri giydi. Adam elbiselerin torununa uyacağından emindi. Yaptığı hizmet için çocuğa bir ciklet parası vermek istediğinde onu yanında göremedi. Haylaz velet belli ki bu işten sıkılmıştı. Çocuk arkadaşlarının yanına döndüğün de bir kenara çekilerek onları seyretmeye koyuldu. Ve bütün ısrarlara rağmen oyuna katılmadı. Arkadaşları, “Niçin oynamıyorsun?” diye sordular, “En güzel misketleri sen kazanmıştın.” Çocuk inci gibi yaşlar süzülen gözlerini arkadaşlarından kaçırmaya çalışırken “Misketlerim bu elbiselere yakışmayacak kadar güzeldi” dedi, “Bu yüzden onları bayramlık kabanımın cebine sakladım!

 

    En az 10 karakter gerekli