DOLAR 32,7722 -0.02%
EURO 35,2645 0.36%
ALTIN 2.447,58-0,10
BITCOIN 20755234.15496%
İzmir
34°

AÇIK

13:13

ÖĞLEYE KALAN SÜRE

109 okunma

Irkçı Avrupa

ABONE OL
11/11/2010 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

AB Başkanı Herman Van Rompuy, “Avrupa şüpheciliği/Euroscepticism” diye nitelediği milliyetçiliği birliğin en büyük düşmanı ilan etti ve bazı ülkelerde tırmanan milliyetçiliklerin savaşlara yol açabileceğinden korktuğunu belirtti.   Berlin’de iki Almanya’nın birleşmesinin yıldönümünde konuşan Rompuy, “Avrupa’da bugün “düşmanlardan korkma” bütün ülkelerde görülüyor. Irkçı partiler, halkın korkularını istismar ediyor. Korku bencillik, bencillik milliyetçilik, milliyetçilik de savaş üretir” dedi. Die Presse Gazetesi’ne verdiği röportajda   “Avusturya’nın Türkleri gettolaşmaya zorladığını savunan” Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi  Kadri Ecvet Tezcan‘ın sözleri üzerine oturumlar düzenleyen Avusturya televizyonları , “Türkleri gerçekten dışlıyor muyuz?” sorusunu yoğun bir şekilde tartışmaya başladı. Sosyal demokratlar ve  Hıristiyan demokratlar çok sert tepkilerde bulunurken, Büyükelçi’nin Dışişleri Bakanlığı’na davet edilip uyarılmasını istediler. Aşırı sağcı parti de Büyükelçi’ye ateş püskürerek, “Kendini beğenmiş” diye niteledi. Tepkilere rağmen Die Presse’ın Genel Yayın Yönetmeni Michael Fleischhacker, Tezcan’ın açık ifadelerinden dolayı teşekkürü hak ettiğini belirtti. Büyükelçi Tezcan ise yaptığı kısa açıklamada “Türk insanını ve burada yaşayan Avusturyalıları her iki tarafın da lehine olabilecek bir sağlıklı tartışmayı başlatmak için böyle bir beyanatta bulundum” dedi.

PERSONA NON GRATA

Dışişleri Bakanı Michael Spindelegger katıldığı oturumda “Büyükelçiyi bilinçli olarak persona non grata(istenmeyen kişi) ilan etmeyeceğim. Bir kişinin şahsi fikri nedeniyle hemen tüm bir devlet yapısı sorgulanamaz” dedi. Eski başbakanlardan Franz Vranitzy, “Elçinin sözlerinin hepsine yanlış diyemem. Biz de uyum konusunda bütün ödevlerimiz yapmadık” dedi. Avusturya Meclisi’nde ilk ve tek Türk kökenli milletvekilli olarak görev yapan Alev Korun da konuyla ilgili olarak, “Yeşiller olarak resmen davet edeceğiz. Parlamentoda kamuya açık bir tartışma programı yapmak istiyoruz” dedi. Yukarda yazdıklarım günlük gazetelerde yer alan haberlerden bir derlemeydi. Biliyorsunuz Fransa, geçen aylar içinde ülkesinde yaşayan Romanları sınır dışı etmiş, Avrupa Komisyonu da, Fransa’yı Avrupa vatandaşlarının özgür dolaşım ve yerleşme hakkına saygı duymaya davet etmişti. Romanya Dışişleri Bakanı ise sınır dışı işleminin, Romanlara karşı “ırkçılığa” veya “düşmanlığa” dönüşmemesi gerektiğinin altını çizmişti. “Dinime küfreden bari Müslüman olsa”  deyişimiz geldi aklıma. Kendini farklı ve üstün ırk zanneden Almanlar, 1930-1945’lerde soykırımın alasını yapıp insanları fırınlarda yakmışlardı. Fransızlar Cezayir’de katliam yaparken maalesef biz de dahil kimsenin sesi soluğu çıkmadı. Bugün de Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkler, resmi istatistiklerin gösterdiğinden daha fazla ırkçı ayrımcılığa maruz kalıyor. Yapılan ankete katılanların yüzde 12`si, geçtiğimiz bir yıl içerisinde bizzat ırkçı suç eylemlerine hedef olduğunu belirtmiş. İlgililer AB ülkelerinin hemen hepsinde göçmenlerin ayrımcı uygulamalara ve kendilerine yönelik aşağılama ve saldırılara maruz kaldığını belirtiyor. Azınlık grupları arasında özellikle Romanların ırkçılığa ve ayrımcı muameleye maruz kaldığını gösteriyor. Afrikalıların da bu tür olumsuz deneyimleri olduğu, o yüzden bazı yerlere gitmemeyi tercih ettikleri belirtiliyor. Romanların özellikle Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Yunanistan`da kötü deneyimler yaşadıklarına işaret ediliyor. Türklere karşı Bulgaristan’da yürütülen isim değiştirme ve zorunlu göç kampanyası, Yunanistan’ın Batı Trakya Türklerine ve Arnavut azınlığa karşı ırkçı politikalar, Sırpların Bosnalılara, Kosovalılara karşı soykırım operasyonu hafızalarımızda tazeliğini muhafaza ediyor. Birleşmiş Milletler`e (BM) bağlı bağımsız bir birim tarafından yapılan araştırmada ise , Avrupa ve ABD`de yaşayan göçmenlerin giderek artan ırkçılık olaylarına maruz kaldıklarını ortaya çıkardı. Raporda göçmenlerin maruz kaldıkları ırkçılık olaylarının “Şimdiye kadar en kötüsü” şeklinde tanımlaması dikkat çekti.   Birleşmiş Milletler, Avrupa`da etnik grupların farklı kimlikleri nedeniyle saldırıya uğradıklarını, kişilerin polis tarafından durdurulup üzerlerinin arandığını rapor etti. Avrupa ülkeleri sürekli artan bir yabancılaştırma, hoşgörüsüzlük, ırkçılık ve ayrımcılık olaylarıyla yüz yüzeyken, hangi hakla bizi eleştirme yetkisini kendilerinde görüyorlar. Teşekkürler Sn. Büyükelçi hak ettikleri dersi vermişsiniz Nazi artıklarına. Uzun zamandır bakmayı unuttukları aynayı yüzlerine tutmuşsunuz.

 

 

    En az 10 karakter gerekli