Yüksel, duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, Gazze’deki insani krize değinerek, bu dramın ve utancın faili olan İsrail’in savaş suçu ve soykırım iddialarına konu olan eylemlerini fütursuzca sürdürmeye devam ettiğini belirtti. “Biz Türkiye olarak gerek makamlarımız gerek sivil toplumumuz, bu zulme asla ortak olmayacaktır.” diyen Yüksel, Türkiye’nin, İsrail’in sivilleri hedef alan barbarca saldırılarının bir an önce sona ermesini talep ettiğini ve sorumluların hesap vermesi gerektiğini düşündüğünü aktardı. Yüksel, Uluslararası Adalet Divanındaki dava sonucunun, uluslararası toplumun vicdanının ferah bulması beklentisi taşıdıklarını dile getirerek, şunları söyledi: “Uluslararası Adalet Divanı’na Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından yapılan başvuruyu memnuniyetle karşıladık. Başlayan bu sürece olan desteğimizi Türk halkı adına bir kez daha beyan ediyoruz. Bu sürecin mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını ve adaletin tecelli etmesini istiyoruz.”
Divan’ın hükmedeceği ihtiyati tedbirlerin her konudan önce ateşkesi garanti altına almasını gerektiğini vurgulayan Yüksel, bunun, Gazze’de çok ihtiyaç duyulan şartsız, engelsiz ve düzenli insani yardımı mümkün kılmasını arzu ettiklerini kaydetti. Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistin meselesi adil bir siyasi çözüme kavuşturulmadan, bölgemizde kalıcı barış ve istikrarın tesisinin mümkün olamayacağı, bir kere daha görülmüştür. Dolayısıyla, uluslararası toplumun, barışı tesis etmeye yönelik acil ve somut adımlar atması temel beklentimizdir. Türkiye, varılacak bir çözüme giden yolda tüm çabalara aktif katkı sağlayacağı gibi, varılacak bir nihai anlaşmanın uygulanması aşamasında garantör olarak sorumluluk almaya da hazırdır.”
Özkan da duruşma sırasında beyanatların çok etkili olduğunu dile getirerek, Güney Afrika tarafının sunduğu deliller arasında Anadolu Ajansı’nın (AA) çektiği fotoğrafların da yer aldığını söyledi.
Türk basının gözbebeği olan Anadolu Ajansı’nın Gazze’deki soykırımın kanıtlanmasında ve bu dava sürecinde çok etkili ve önemli bir rol oynadığının altını çizen Özkan, bu delillerle birlikte Güney Afrika’nın iddialarını görsel açıdan çok zengin şekilde duruşmada yansıttığını kaydetti. Özkan, Gazze’deki soykırımın, Gazze halkının cep telefonlarıyla canlı aktardığı, bir şeyler yapabileceği umuduyla kendi yıkımlarını gerçek zamanlı olarak yayımladıkları tarihteki ilk soykırım olduğuna dikkati çekti.
Karayel de Türkiye’nin, uluslararası hukukun uygulanması ve uluslararası mahkemelerin uyuşmazlıkları çözmesi noktasında destekleyici olduğunun altını çizerek, Türkiye’nin tavrının, uyuşmazlıkların uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak çözülmesi gerektiği şeklinde olduğunu belirtti. İsrail’in işlediği suçların soruşturulmaması ve cezasız kalmasının kabul edilemez bir durum olduğunu kaydeden Karayel, Türkiye’nin bu tür davalarda her zaman adaletin sağlanması, suçluların cezalandırılması ve sorumlular hakkında gereğinin yapılması için sürecin takipçisi olacağını aktardı. Öte yandan, Gazze’de yaşanan dramın azalması için Divan’ın tedbir kararı vermesi gerektiğine işaret eden Karayel, bu tedbir kararlarının da nasıl uygulanacağını takip edeceklerini dile getirdi. Duruşmanın ilk günü, Güney Afrika’nın Amsterdam Büyükelçisi Vusimuzi Madonsela’nın ülkesinin Divan’dan, İsrail aleyhine talep ettiği 9 ihtiyati tedbiri okumasının ardından sona erdi.Yarınki duruşmada ise İsrail heyeti savunmasını yapacak.
HABERLER
3 gün önceHABERLER
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
7 gün önceKÖŞE YAZARLARI
12 gün önceKÖŞE YAZARLARI
18 gün önce