[responsivevoice_button voice=”Turkish Female” buttontext=”Yazıyı Sesli Dinle/Durdur”]
Yıl 2011, Yeni milletvekili olmuşuz. Heyecanlıyız ve hedeflerimiz var.
O tarihte Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül. Bulgaristan’a resmi ziyaret yapacaklar.
Balkanlarla ilgili çalışmalarımızdan dolayı AK Parti grup başkanlığı bizi de resmi heyete almış.
Heyette AK Parti, CHP, MHP ve HDP milletvekilleri de var.
HDP olarak heyette bulunan kişi bugünlerde ismi çok duyulan Ahmet Türk.
Uçakta onu görünce gerildim. Tepki gösterdim. Bunu gören bir üst görevli bana gelip: “Sayın vekilim, bu kadar tepki göstermeyin lütfen, bilmedikleriniz var, devlet hey şeyi bilir merak etmeyin” dedi.
Kendi kendime demek ki devlette bizim bilmediklerimiz var, her şey görüldüğü gibi değilmiş dedim.
Geçen gün Sayın Bülent Arınç beyefendi de Ahmet Türk için benzer şeyler söyleyince yıllar önceki Bulgaristan ziyaretimiz aklıma geldi. Kim bilir belki de bizim bilmediğimiz ama devletin bildiği şeyler ?…
Zaten ne yanlış varsa bilmediğimiz şeylerden olmuyor mu?
Kim bilir birilerinin bilip bizim bilmediğimiz şeyleri öğrendiğimizde nasıl tepki veririz?
……
Tarih 8-9 Ekim, 2015.
Ahmet Davutoğlu, Başbakan iken İzmir’e gelmişti. İzmir’e gelen Balkan ülkelerinin temsilcileri ile İzmir Büyükşehir Belediyesinin karşısındaki Başkanlık binasında bir toplantı yapılacaktı.
Sayın Binali Yıldırım, yardımcısı ile bana haber gönderip kendisi için Balkanlarla ilgili bir rapor hazırlamamı ve toplantıya benim de gelmemi istemiş.
Milletvekilliğim bittiği için bu toplantıya gitmekte tereddüttüm vardı. Zira bir sıkıntı çıkar diye endişeliydim. Ama Binali Bey çağırınca gitmek şart olmuştu.
Öyle de yaptım. Raporu hazırlayıp, Başkanlık binasına gittim. Raporu Binali beye ulaştırdım.
Bina kalabalıktı. Mevcut protokol fazlası var eksiksiz ordaydı. Balkanlardan gelen bakan ve milletvekillerinin tamamını yakından tanıyorum. Bir Balkanlı olarak İzmir’de Balkanlarla ilgili böyle bir üst düzey toplantıda bizim de olmamız gerekiyordu. Yukarı çıktım, yemek masası hazırlanmış. Ahmet Davutoğlu ve Binali Bey henüz gelmemişlerdi. Masaya baktım bizim ismimiz yok. Şok olmuştum. Balkanlardan gelen dostlar, bana nereye oturduğumu sordular? Cevap veremedim. Başbakanlık protokol müdürü bana yaklaşıp, beyefendi sizi dışarı alabilir miyiz deyince çok üzülmüştüm.
Etrafa da çok mahcup olmuştum. Masadakilerin şaşkın bakışları altında odadan çıktım. Çok duygulanmıştım. Yanlış anlamasın diye Binali beyi arayıp çıkış yaptığımı söyledim. Bana nereye gidiyorsun dedi? Efendim dedim bana yer ayrılmamış. Binali bey, sakın gitme, Başbakanla görüşüyorum, bekle dedi.
Ben yine de o duygular içinde dayanamadım gitmeye çalışıyorum. Biraz önce bana çıkmamı söyleyen Başbakanlık protokol müdürü telaş içinde koşarak Sayın vekilim, bir yanlışlık olmuş, buyurun, buyurun diye arkamdan bağırıyor. Ben yine de dönmek istemeyince, efendim Sayın Başbakanımız bekliyor, dedi, ısrar etti. Odaya geri dönünce baktım ki masada bana da bir yer ayrılmış ve ismim yazılmış. Hâlbuki iki dakika önce o yazı orada yoktu. Ne çabuk yazıp masaya koymuşlar. Allah razı olsun, Binali beyin bu jestini hiç unutmam.
Ahmet Davutoğlu ise beni görünce, Rifat bey nereye gittiniz bakın size yer ayrıldı? Diye sormaz mı? Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim.
……
15 Temmuz darbe girişimi olmuştu. Sanırım beşinci gündü. İzmir’in Konak meydanında millet olarak nöbetteydik. Bir baktım valilik önünde bir hareketlilik var. Onlarca insan birisini heyecanla karşılıyor. Etrafını sarmışlar, neredeyse göğe çıkartacaklar. Dikkatli bakınca İzmir milletvekili İbrahim Turan olduğunu gördüm. İzmir milletvekili olan bu zat beş gündür ortalarda yoktu. Dayanamadım bağırdım. Beş gündür neredesin? Yeni mi geliyorsun beyefendi diye haykırdım. Bunun üzerine İbrahim Turan’ın danışmanları benim üzerime saldırmaya kalktılar. Bize o gün saldıranlar, acaba AK Parti de devam edecekler mi merak ediyorum? Bu arada Beyefendi Amerika’ya gitmiş. Uçak bulamamış da gelememiş. Darbe günü ABD’de olmak ilginç tabi. Baktım geçen istifa etmiş. Yahu zaten AK Partili olamamış birinin istifası olur mu hiç?
……
Buradan istifa eden üç arkadaşımız için söyleyeceğim birkaç kelime var. Bunlar; Sayın Selçuk Özdağ, Sayın Feramuz Üstün ve Sayın Ayhan Sefer Üstün. Bu arkadaşların istifa etmesine üzüldüm. Allah katında bunlar sevdiğimiz arkadaşlarımız. Farklı siyasi düşüncemiz onları hain yapmaz. Bence kimsenin eğer emin değilse yarın pişman olacağı şeyleri söylememesi gerekir. Kul hakkı önemlidir. Bu arkadaşlar AK Partimize önemli hizmetler verdiler. İmanlı ve vatansever insanlar. Ben şahsen onların ağzından Reis için çirkin bir söz asla duymadım. Keşke AK Partide birlikte hareket etseydik. Olmadı. Hayırlısı.
…….
Son olarak şunu söylemek istiyorum. Siyasette değişiklikler olabilir. Daha da olacaktır. AK Parti içinde kabinede, teşkilatlarda, bürokraside değişiklikler olabilir. İstifa edenler, ayrılanlar olabilir. Yeni partiler kurulabilir. Ne olursa olsun biz önce Müslümanız, kardeşiz, bu cennet vatan ülkemize hizmet etmeye ve Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet demeye devam edeceğiz. Durmak yok hizmete devam inşallah. Selametle…
Rifat Sait
AK Parti 24.Dönem İzmir milletvekili
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce
VEKİLİM okadar haksızlık ve haınler varkı ılcede akpartı asıklarını resmen aforoz ettıler kusturduler sırf odönem bakan akrabasıyım dıye kıskançlık ve hırs yaptılar akrabası olmam benım akpartıye olan sevdamı degıstırrmı şimdilerde ıse sadece oylarımla sosyal medyada akpartımızın yanındayım işe yaramayan haketmeyenler basa gectı
Ne düşünebilirim ki? Birileri düşünüyor zaten, bana ne hacet?!