Antalya Film Festivali’ne jüri üyesi olması yönünde davet gönderilen Nemenja (Nemenya) Kusturica’ya yönelik tepkiler artıyor. Araştırmacı-yazar Yusuf Armağan, Emir olan adı Nemenja (Nemenya) olarak değiştirilen Kusturica’nın Antalya Film Festivali’ne jüri üyesi olarak davet edilmesini eleştirerek ‘Soykırım sadece toplu olarak insanların katledilmesi olarak adlandırılmıyor.

Soykırım, kültürel olarak da belli bir aidiyet bağına sahip insanların geleneklerini, adetlerini geleceğe taşıyamamak tanımı içerisinde bulunuyor. Nemenya Kusturica’nın sinemacı yönüyle Boşnakların 500 yıllık geleneklerini yok etme pahasına tahfif etmeye çalışmasının zaten başlı başına soykırım olduğunu düşünüyorum’ dedi. Kusturica’nın 47. Antalya Film Festivali’ne jüri üyesi olması ve festivalin uluslar arası bölümünün de jüri başkanı olmasını talihsizlik olarak yorumlayan Armağan, Kusturica’nın Sırplar tarafından tecavüze uğrayan kadınlar için ‘Meseleyi lüzumundan fazla abartıyorsunuz’ açıklamasını da unutamadığını belirtti. Olaya bir tepki de Türkiye Bosna Hersek Dostları Vakfı’ndan geldi. Dernek Başkanı Saffet Erdem, “Vatanlarının geçirdiği tüm zor şartlara rağmen, ellerinden geldiğince zulme direnen halkının yanında yer alan Dino Merlin,  Abdullah Sidran,   Necad İbrisimoviç,  Cemaludin Latiç gibi sanatçılar dururken, ülkesine ihanet etmekten çekinmeyen, halkının acılarına bigâne lümpen bir tipin sanatçı diye jüri üyeliğine davet edilmesi, Türkiye için yüz kızartıcı bir durumdur.  Aliya İzzetbegoviç’in yanında vatanlarını savunan kahramanlar ölüm kalım mücadelesi verirken, mezkür şahıs Sırp kilisesinde vaftiz edilerek adını değiştirmekten utanmamış, tüm dünyanın gözü önünde yapılan katliamları küçümsemiş, insanlık suçu sayılan sistematik tecavüzleri ise istihza ile karşılamış ve bu konuda basında açıklama yapmaktan çekinmemiştir.  Savaş karşıtı,(!) barış yanlısı (!) bu adam Bosnalı-Müslüman olmaktan utanan, Sırp Çetnikler’e hayranlık duyan türedi Nemanja savaşta Sırplar’ın yanında yer alarak pis karakterini ortaya koymuştur” dedi. Erdem sözlerini şöyle sürdürdü:” Kusturica, bir Sırp tankı kendi evinin bulunduğu apartmana doğru ilerlerken bile, telefonla bağlandığı, Fransız televizyona; “Boşnaklar abartıyor, yalan söylüyor, olaylar küçük çatışmalardan ibaret” deme yüzsüzlüğünde bulunabilmiştir. Gölgesine sığındığı Sırp Çentikler, Bosna’da yüz binlerce Müslüman’ı katlederken, Kusturisa, Belgrad’da devlet protokolüyle karşılanıyor ve Sırp gazetelerine Boşnaklar’ı arkadan hançerleyen demeçler veriyordu. Kusturisa, Milosevic’e yakınlığı sebebiyle, bir dönem “Milosevic’in dublörü” olarak da anılmıştı.”