Bundan tam 88 sene evvel İsviçre’nin Lozan kentinde toplanan bir gurup monşer, tam iki milyon eski Osmanlı vatandaşı Müslüman ve Ortodoks’un kaderini kökünden değiştiren bir protokole imza attı. Yüzlerce senedir Kavala’da, Drama’da, Yanya’da, Selanik’te, Serez’de, Yenice-i Vardar’da, Bazı Ege Adalarında, Kayalar’da, Sarıgöl’de, Kozana’da, Kesriye’de oturan yüz binlerce Müslüman’a Anadolu yolları göründü. Buna karşılık, Samsun’da, Trabzon’da, Giresun’da, Yozgat’ta, Sivas’ta, Kapadokya’da, Marmara Bölgesinde, İzmir’de, Aydın’da, Denizli’de, Amasya’da ve Tokat’ta oturan yüz binlerce Ortodoks da Anadolu’ya veda ettiler. Göçe zorlanan toplam 2 milyon kişi için bunun anlamı, doğup büyüdükleri toprakları, evlerini, tarlalarını, mezarlıklarını, anılarını, yaşanmışlarını terketmekti. Anlaşmayı imzalayan monşerler için ise bunun manası, savaş sonrası ekonomiyi ve sosyal yaşamı ulus devlet kriterine göre yeniden düzenlemekti. Nihayette 2 milyon acının ardından bir Yunan, bir de Türk ulus devleti tesis edildi. Öte yandan eğer bu 2 ulus devlet tesis edilmeseydi, şüphesiz 2 ülke aralarındaki azınlık meselesini halledemediklerinden belki yeniden savaşlara tutuşacaklar ve çok daha farklı acılar yaşanacaktı. Eğrisi ve doğrusu ile mübadele anlaşması 88 yaşına bastı. Samsun Mübadele Derneği her sene olduğu gibi bu yılda yaptığı etkinliklerle bu acı olayı bize hatırlatacak.
DENİZE KARANFİL ATIYORUZ
Sahil Yolundaki Kurtuluş İskelesinde, mübadil kafilelerinin Samsun’a ilk çıktıkları noktada (yabancılar pazarı önü) denize karanfil bırakıldı. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı nokta olma özelliğini de sahip olan bu tören duygulu anlara tanık oldu.
AZERİ DEVLET SANATÇISI MÜBADİLLER İÇİN GELİYOR
Azerbaycan Devlet Sanatçısı, ünlü ressam Mehdiyev, Samsun Mübadele Derneği’nin konuğu olarak Samsun’a geliyor. Mübadelenin 88. yılı vesilesiyle, Samsunlu mübadil ressam Fatma Yüksel’in açacağı resim sergisinde bazı eserleri sergilenecek olan Mehdiyev, çok sayıda ülkede resimleri koleksiyoncular tarafından önemli paralar ödenerek satın alınan çok tanınmış bir sanatçı… Fatma Yüksel ve Mehdiyev’in resim sergisi Ziraat Bankası Cumhuriyet Meydanı sergi salonunda resimseverlerle buluştu ve 5 gün süreyle açık kalacak. Son bir not, sergiyi ziyaret edenler Mübadele Kitapları Sergisi’ni de gezebilecekler!
BU İSME DİKKAT
Son yıllarda derneklerimizin fidanlıklarında gencecik filizlerin yetiştiğini görmek bizleri çok mutlu ediyor. Samsun Mübadele Derneği’nden yetişip Başkanlığa kadar uzanan Salih Meriç, genç yönetici İlker Kırbaş, araştırmacı Fatih Çelik, heyecanlı bir mübadele meraklısı olan Suzan Kaya Oruç ilk aklıma gelenler…
Balkan Türkleri Derneği de Cihat Yılmaz’ın başkanlığı döneminde giderek kalitesini artırmaya ve hizmet üretmeye başlayınca genç isimler üretmeye başladı. Derneğin teknoloji hizmetlerinde ve sekretaryasında imzası bulunan Aslı Abacı kardeşimizi – pek tanımasam bile – başarılı işlerin mutfağında gördükçe anladım ki bizim camia yepyeni bir fidan daha üretmiş.
KOCAMAN BİR BRAVO
Son olarak dernek tarafından çıkartılan derginin editörleri arasında ismini gördüğüm bu genç kardeşimize köşemizden bir “bravo” gönderiyorum.
Bir de küçük hatırlatma: Balkan Türkleri dergisinin uzun soluklu olması için sayfa sayısının azaltılıp içeriğinin zenginleştirilmesini dostane bir tavsiye olarak lütfen değerlendirin. Başkanın Gagavuzya gezisi, Baki Sarısakal ve Ali Elmas’ın yazıları, Nejat Anıl ile röportaj, nostalji köşesi ve köylerimizi tanıtan yazılara yer verilmesine tam not verdim. Naftalin kokan haberler ve kimsenin okumayacağı köşelerden biraz daha kaçınılırsa çok daha iyi bir çizgi yakalanabilir. Derginin baskı kalitesi ve dizaynı da çok profesyonelce olmuş… Dergiyi basan Arman Ofset “ben bu işi biliyorum” demiş… Bir dahaki sayıda Rumeli’den, Türkiye’nin dört tarafından ve Samsun’daki mübadillerden kısa haberlerin olduğu bir bölüm de açılırsa çok daha güzel olacak…
Emeği geçenlere teşekkürler. İnşallah devamı gelir, biz de zevkle okuruz.
FEDERASYON… FEDARASYON…
Karadeniz Rumeli Dernekleri Federasyonu kurulması yönünde camiada bir fikir birliği oluşmuş gibi görünüyor. Şimdi sıra “nasıl bir federasyon” sorusuna sağlıklı bir yanıt bulmaya geldi. Kavaklı dostların kurdukları “biz bu kadar adamız, bir araya gelirsek 3 vekil, 5 başkan çıkartırız” diyen bir siyasi yapılanma mı kurulacak; yoksa federasyon fikrinden camiamızı temsil edecek, kültürü, sanatı, tarihi yaşatmayı hedefleyen, gerçek bir sivil toplum kuruluşu mu doğacak?
Ben, aklıselimin galip geleceğini ve camiamızdaki aklı başındaki çoğunluğun kaliteli ve güçlü bir yapılanma için ikinci yolu seçeceğine inanıyorum. Sağlıklı hizmet veren bir sivil toplum kuruluşu, hemşeri siyasetçilerin de önünü zamanla açacaktır!
HABERLER
1 gün önceHABERLER
1 gün önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce