DOLAR 34,5467 0.18%
EURO 36,0147 -0.62%
ALTIN 3.005,411,48
BITCOIN 3416018-0.34084%
İzmir
20°

HAFİF YAĞMUR

06:24

SABAHA KALAN SÜRE

206 okunma

Kaçılım…

ABONE OL
08/02/2011 22:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Açılım filan derken işin buraya geleceğini daha o zaman söylemiştik. Tencere’nin kapağı açıldı, herkes içindekini dökmeye başladı. Türkiye Cumhuriyeti’yle 90 yıllık hesabı görmeye kalkışıyor birileri. Güya bölücülük yapmadıklarını iddia ediyorlar ama ayrı dilden, ayrı bayrağa, öz savunma gücünden özerkliğe her şeyi istiyorlar. Bu “Öz Savunma Gücünün”  kimi kimden ve nasıl koruyacağını ben bir türlü anlayamadım.

DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Genel Başkanı Ahmet Türk Kürt halkının önemli bir nüfusa sahip olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt halkı, Türkiye’de önemli bir nüfusa sahiptir ve büyük bir coğrafyada çoğunluktadır. Demokratik Cumhuriyet ve Demokratik Özerklik talebinin, gerçekleşmesini istemektedir. Sosyal, kültürel, kimliksel ve ekonomik alanlarda yönetime katılmak, yerinden yönetim ve yerindelik ilkesinin uygulamasını istemektedir. Kendi coğrafyasında, sadece kendisi için değil, tüm Kürdistan’ı  inanç ve kimliklerin, anayasal-yasal güvence altına alınmasını vazgeçilmez bir hak olarak görmektedir. Bildiğiniz gibi, Demokratik Toplum Kongresi olarak, Türkiye’nin en önemli sorunu olan Kürt sorununun çözümü için Demokratik Özerklik modelini öneriyoruz. Bu modeli 2008 yılından beri savunuyoruz, tartışıyoruz. Gerek Demokratik Toplum Partisi (DTP) döneminde gerekse de Barış ve Demokrasi Partisi’nin (BDP) programında, bu önerimiz açıkça belirtilmekte ve savunulmaktadır.”

CUMHURBAŞKANI’NA SUNULAN DOSYA

Ardından Prof. Dr. Vamık Volkan’ın, Cumhurbaşkanı Gül’e sunduğu dosyada Kürt sorununun çözümü için Kürtçenin seçmeli ders olması, okullardaki andımızın kaldırılması ve özerkliğin tartışmaya açılması, “Ne mutlu Türküm Diyene”  yazılarının silinmesi öneriliyor. Toplam 70 farklı görüşün yer aldığı dosyada, çok tartışılacak öneriler yer alıyor.  “Ortak vatan vurgusunun” geliştirilmesi,

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise yaptığı yazılı açıklamada, birbiriyle uyumlu üç girişimin eş zamanlı olarak siyasi gündeme taşındığını ifade etti.

– Terör örgütü PKK’nın sivil uzantılarının Kürtçenin yaşamın her alanında kullanılması için başlattığı iki dilli yaşam kampanyası,

– Demokratik özerklik modeli taslağı ve

–  Bir sivil toplum kuruluşu tarafından Cumhurbaşkanına sunulan raporun ortak hedefinin terör örgütünün Türkiye’yi bölme projesinin sözde siyasi süreçlerle hayata geçirilmesi ve bunun için fiili durum yaratılması olduğunu savunan Bahçeli, Son dönemde PKK terör örgütü ve uzantılarının başlattığı Türkiye’yi bölme projelerinin fiilen hayata geçirilmesi girişimleri ve dayatmaları, Anayasa ve kanunlara meydan okuyan bir ayaklanma hazırlığıdır dedi.

Basına yansıyan haberlerden kısa bir derleme yaptım. Haber ve olay bu sütunlara sığmayacak kadar çok. Güneydoğu illerinde çocuklara okulda öğretmene Türkçe anlamıyoruz deyip Kürtçe konuşulması için ders yapmama  baskısından, Belediyelerin oldu bittiyle evrak ve tabelalara Kürtçe ifadeler yazması, yasalara aykırı olarak KCK sanıklarının mahkemelerde, bazı milletvekillerinin TBMM’de Kürtçe konuşma zorlaması var. Türk toplumu bilinçli bir şekilde ayrıştırılıyor. Anketlerde Kürt’e komşu olmak istemeyen, Kürt’le evlenmeye karşı olan sayısı gittikçe artıyor. Sorun yalnızca güneydoğuda değil büyük şehirlerde daha tehlikeli bir yola gidiyor. Kürtler de aklını başına toplamalı ve belli sınırları zorlayıp insanları çatıştırmamalı. Sağda solda eskiden tek tük olan Kürt antipatisi gittikçe artıyor. Eğer amaçları bu yolla çatışma yaratmaksa bir şey diyemeyeceğim. Ama  millete bu kötülüğü yapmaya kimsenin hakkı yok, yazıktır, günahtır.

 

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP