Değerli okurlarım; günümüz Makedonya Cumhuriyeti’nin önemli şehirlerinden biri olan Kalkandelen (Tetovo) şehrinde bulunan ecdadımızın yadigârı Alaca Cami ve Harabati Baba Tekkesi hakkında bazı bilgilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
ALACA (PAŞA – ŞARENA CAMİYA ) CAMİ
Balkanlarda bulunan Osmanlı-Türk eserlerinin başında gelen, dünya harikası
Paşa Camisi adıyla da bilinen bu Cami, Kalkandelen’in eski kısmında Pena Irmağı’nın yanında bulunmaktadır. 1495 yılında Hurdişe ve Mensure Hanım adlarında iki kız kardeş tarafından yaptırılan Cami, Mimar İshak Bey tarafından inşa edilmiştir. 1833 yılında zamanın meşhur muhafızlarından Recep Paşa’nın oğlu Abdurrahman Paşa tarafından yeniden inşa edilerek genişletilmiştir.
19.yy.’ın ilk yarısında Kalkandelen’de görev yapan bu Paşaların sanata olan düşkünlüğü, Caminin giriş kapısı üzerindeki kitabede ve Cami avlusunda bulunan Türbe’de ki mezar taşında dile getirilmiştir. Sekiz köşeli bu Türbe’de, Cami’yi ilk inşa ettiren iki kız kardeş yatmaktadır. Cami’nin bahçesinde ayrıca abdest almak için bir Şadırvan bulunmaktadır. Cami; dört tarafı çatı ile örtülü olup daha çok klasik ev mimarisinde, eski kiremitlerle örtülüdür. Cami’nin sağ tarafında 15.yy.da inşa edilen bu Cami’ye ait oyulmuş taştan klasik bir minare vardır. Cami’nin iç bölümünde ve duvarların dış kısmında Osmanlı – Türk Baroku’na ait müthiş bir resim dekorasyonu hâkimdir. Bu canlı ve yoğun dekorasyonda geometrik ve bitkisel motiflerin yanı sıra, bina tasvirleri ve natürmortlar da hâkimdir. Ben bu Cami’yi Makedonya’ya her gidişimde ziyaret ederim. 2011 yılının Ramazan Ayı’nda bir Cuma günü tekrar ziyaret etmek ve namaz kılmak nasip oldu. Resimlerle donanmış duvarlar Cami’ye göz kamaştırıcı bir güzellik kazandırmaktadır. Mermerden yapılan Mihrab ve Minber’i de barok üslubuyla yapılmıştır. Ben Cami’de yüzlerce fotoğraf çektim. Hayran oldum. Bir rivayete göre; Cami’nin resimleri 30 binden fazla yumurta ve hayvan kanı kullanılarak yapılmıştır. 1991 yılında Kalkandelen İslam Cemiyeti, Cami’nin etrafına Osmanlı tarzında çevre duvarı yaptırmıştır. Kalkandelen’de gezilip görülmesi gereken önemli bir diğer eser de;
HARABATİ BABA TEKKESİ
Harabat; kelime anlamı olarak (Dağınık, Tarumar ve Perişan) kılığında olan kişiler için söylenen bir sözdür. Tekke; Sersem Ali Baba’nın Türbesi etrafında 1538 yılında kurulmuş, 1799 yılında Recep Paşa’nın kuruculuğunda bir Vakıf, Tekke’nin içinde oluşturulmuştur. Tekke’nin kurucusu Sersem Ali Baba’nın, Kanuni Sultan Süleyman’ın Vezirlerinden olduğu belirtilir. Rivayete göre; Sersem Ali Baba devlet işlerini bırakıp dini hayata geçmek ister. Büyük bir yönetici olduğu için kendisinin bu kararına şaşıran Kanuni ” Eğer sersem isen git !.” diye cevap vermiş. Bunun üzerine Sersem Ali Baba Osmanlı İmparatorluğu coğrafyası içinde Rumeli’deki Kalkandelen şehrine gelir. Şehirde Sersem Ali Baba olarak tanınır. Tekke ise ölümünden sonra yerine geçen Halefi ”Harabati Baba” döneminde kurulmuştur. Ayrıca Recep Paşa tarafından da bazı ilaveler inşa ettirilmiştir. Tekke ” Bektaşi” Tekkesi’dir. 1948 yılında Eşkiyalar tarafından yakılmıştır. Ayrıca Yugoslavya döneminde turistik kompleks (Otel, Disko, Restoran ) olarak hizmet vermiştir. Tekke, güller, nergisler ve sümbüller ile donatılmıştır.
Sersem Ali Baba dedi ki ;
” Sersem Ali vardı Pir’e dayandı,
Çerağımız kırk budaktan uyandı.
Mürşit olan her boyaya boyandı,
Hünkar Hacı-Bektaş Pir’im hu deyu ..”
Harabati Baba 1620 yılında ölmüştür. Tekke ve Alaca Cami; T.C./ T.İK.A. Kuruluşu tarafından restore edilmiştir. Dostlar yolunuz Kalkandelen’e (Tetovo) düşerse bu iki müstesna eseri mutlaka ziyaret ediniz.!
Değerli okurlarım; günümüz Makedonya Cumhuriyeti’nin önemli şehirlerinden biri olan Kalkandelen (Tetovo) şehrinde bulunan ecdadımızın yadigârı Alaca Cami ve Harabati Baba Tekkesi hakkında bazı bilgilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
ALACA (PAŞA – ŞARENA CAMİYA ) CAMİ
Balkanlarda bulunan Osmanlı-Türk eserlerinin başında gelen, dünya harikası
Paşa Camisi adıyla da bilinen bu Cami, Kalkandelen’in eski kısmında Pena Irmağı’nın yanında bulunmaktadır. 1495 yılında Hurdişe ve Mensure Hanım adlarında iki kız kardeş tarafından yaptırılan Cami, Mimar İshak Bey tarafından inşa edilmiştir. 1833 yılında zamanın meşhur muhafızlarından Recep Paşa’nın oğlu Abdurrahman Paşa tarafından yeniden inşa edilerek genişletilmiştir.
19.yy.’ın ilk yarısında Kalkandelen’de görev yapan bu Paşaların sanata olan düşkünlüğü, Caminin giriş kapısı üzerindeki kitabede ve Cami avlusunda bulunan Türbe’de ki mezar taşında dile getirilmiştir. Sekiz köşeli bu Türbe’de, Cami’yi ilk inşa ettiren iki kız kardeş yatmaktadır. Cami’nin bahçesinde ayrıca abdest almak için bir Şadırvan bulunmaktadır. Cami; dört tarafı çatı ile örtülü olup daha çok klasik ev mimarisinde, eski kiremitlerle örtülüdür. Cami’nin sağ tarafında 15.yy.da inşa edilen bu Cami’ye ait oyulmuş taştan klasik bir minare vardır. Cami’nin iç bölümünde ve duvarların dış kısmında Osmanlı – Türk Baroku’na ait müthiş bir resim dekorasyonu hâkimdir. Bu canlı ve yoğun dekorasyonda geometrik ve bitkisel motiflerin yanı sıra, bina tasvirleri ve natürmortlar da hâkimdir. Ben bu Cami’yi Makedonya’ya her gidişimde ziyaret ederim. 2011 yılının Ramazan Ayı’nda bir Cuma günü tekrar ziyaret etmek ve namaz kılmak nasip oldu. Resimlerle donanmış duvarlar Cami’ye göz kamaştırıcı bir güzellik kazandırmaktadır. Mermerden yapılan Mihrab ve Minber’i de barok üslubuyla yapılmıştır. Ben Cami’de yüzlerce fotoğraf çektim. Hayran oldum. Bir rivayete göre; Cami’nin resimleri 30 binden fazla yumurta ve hayvan kanı kullanılarak yapılmıştır. 1991 yılında Kalkandelen İslam Cemiyeti, Cami’nin etrafına Osmanlı tarzında çevre duvarı yaptırmıştır. Kalkandelen’de gezilip görülmesi gereken önemli bir diğer eser de;
HARABATİ BABA TEKKESİ
Harabat; kelime anlamı olarak (Dağınık, Tarumar ve Perişan) kılığında olan kişiler için söylenen bir sözdür. Tekke; Sersem Ali Baba’nın Türbesi etrafında 1538 yılında kurulmuş, 1799 yılında Recep Paşa’nın kuruculuğunda bir Vakıf, Tekke’nin içinde oluşturulmuştur. Tekke’nin kurucusu Sersem Ali Baba’nın, Kanuni Sultan Süleyman’ın Vezirlerinden olduğu belirtilir. Rivayete göre; Sersem Ali Baba devlet işlerini bırakıp dini hayata geçmek ister. Büyük bir yönetici olduğu için kendisinin bu kararına şaşıran Kanuni ” Eğer sersem isen git !.” diye cevap vermiş. Bunun üzerine Sersem Ali Baba Osmanlı İmparatorluğu coğrafyası içinde Rumeli’deki Kalkandelen şehrine gelir. Şehirde Sersem Ali Baba olarak tanınır. Tekke ise ölümünden sonra yerine geçen Halefi ”Harabati Baba” döneminde kurulmuştur. Ayrıca Recep Paşa tarafından da bazı ilaveler inşa ettirilmiştir. Tekke ” Bektaşi” Tekkesi’dir. 1948 yılında Eşkiyalar tarafından yakılmıştır. Ayrıca Yugoslavya döneminde turistik kompleks (Otel, Disko, Restoran ) olarak hizmet vermiştir. Tekke, güller, nergisler ve sümbüller ile donatılmıştır.
Sersem Ali Baba dedi ki ;
” Sersem Ali vardı Pir’e dayandı,
Çerağımız kırk budaktan uyandı.
Mürşit olan her boyaya boyandı,
Hünkar Hacı-Bektaş Pir’im hu deyu ..”
Harabati Baba 1620 yılında ölmüştür. Tekke ve Alaca Cami; T.C./ T.İK.A. Kuruluşu tarafından restore edilmiştir. Dostlar yolunuz Kalkandelen’e (Tetovo) düşerse bu iki müstesna eseri mutlaka ziyaret ediniz.!