Öncelikle başımız sağolsun. Dilerdim ki bu son olsun. Ama hepimiz gibi ben de biliyorum ki bu son olmayacak. Bazen biz kişisel gelişim alanında emek verenlerle dalga geçerler, hep pozitifi görmeye çalışıyoruz, pembe ışıklar saçıyoruz, kelebekler böcekler diyoruz diye. Ancak pozitivizm asla kendini kandırmak değildir, hele başkalarına olmayacak umutlar vermek ya da iki kuruş kazanmak için başkalarını kötülemek ya da kişiyi korkutmak hiç değildir. Kişisel gelişim bir farkındalık yolculuğudur. ki bu zaten Kur’an-ı Kerim’in ilk kelimesi olan “Oku” ile de anlam bulur. Okumak hayatı fark etmektir, Yüce Yaradan’ın varlığını her anda her varlıkta hissetmektir ve kendi hayatının sorumluluğunu almaktır.
Hayatın sorumluluğunu anlamak kendinle sohbet etmekten ve kendine dürüst olmaktan geçer. “Ben kimim?”, “Hayattan ne istiyorum?”, “Neleri daha farklı yapabilirim?”, “Hatalarım neler?”, “Bunları düzeltmekten beni alıkoyan hangi inancım ya da hangi korkum?”, “Kendime, hayatıma yeteri kadar değer veriyor muyum yoksa hayatı günleri geçirerek mi yaşıyorum?”… Tüm bu sorular nihayetinde bizi kendimizle barışmaya iter. Çünkü kişinin aslında en büyük kavgası, en büyük savaşı kendiyle olandır. Kendini sevmeyen, kendinden tatmin olmayan kişi etrafındakileri beğenmeyerek, onları hor görerek ya da onların hakkını hiçe sayarak bir savaş açar. Bu savaş bitse bile hatta galip olsa bile aslında tam istediğinin bu sonuç olmadığını düşünür. Çünkü kişi barışı, huzuru asla dışarıda bulamaz. Ancak sonucun onu mutlu
etmemesi de çoğu zaman dışarıya açtığı savaşları durdurmaya yetmez. Kimi zaman böyle kişiler ölünceye dek savaşmaya devam eder, kimi zamanda “okur” ve yaptıklarının doğru olmadığını idrak eder. Ne derler bilirsiniz, “savaşın galibi olmaz”.
Tarifsiz bir üzüntüyle beraber bizi derin düşüncelere iten bu üzücü durum dilerim hepimizin bir kez daha kendini, etrafını, dünyayı okumasına vesile olur. Dilerim tüm insanlık barış ile, fikir ile, sohbet ile çözümler üretmeyi seçer. Eğer Dünya’da bugün bile açlıktan, şiddetten, soykırımdan, savaştan masumlar ölüyorsa, hiçbir ülke medeniyetten söz edemez. Belki de Mehmet Akif Ersoy’un “Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar” mısrası bunu anlatıyordur.
Kendini seven, kendiyle barışık olan kişiler olup, etrafımızla savaşmak yerine barışın tohumlarını atalım. Gandhi “Dünya’da görmek istediğin değişim ol” der o halde biz de barış olalım
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce