Yunanistan’ın Başbakanı Antonis Samaras’ın “Annan Planı’nın tekrardan diriltilmesine kesin olarak karşıyım” sözlerinin Güney Kıbrıs’ta alenen eleştirilmesi ve birçok kişinin yüksek sesle “Samaras’tan sağduyulu olmasını beklemek yapılacak en son iştir” diyerek bu görüşe karşı çıkması, güneyde yıllardır tabu olan birçok kavramın değişmeye başladığını ortaya koymakta.
“Bizdeki demagogların kendisini alkışladığını görmek hiçte sürpriz olmadı” diyorlar ve “Genç Papadopulos” olarak tanımlanan DIKO Lefkoşa Milletvekili Nikos Papadopulos’un “Samaras, Kıbrıs’ın içinde veya dışında Annan Planı’nın geri gelmesini planlayan veya da dört gözle bekleyen ilgili herkese net mesajlar gönderdi” sözlerini de “Artık böylesi saçma deyimleri duymak istemiyoruz” şeklinde protesto ediyorlar.
KORKMAYAN KIBRISLI RUMLAR
Bunları söyleyenler Rum solcular ya da Rum komünistler değil, sıradan ve artık sesini çıkarmaktan korkmayan Kıbrıs Rumlar. Rum taksici, satıcı, gazeteci, market çalışanı, memuru, sendikacısı, garsonu, bankacısı ve sıradan kişilerin birbirlerini tanımamalarına rağmen farklı şikâyetlerinde çok ortak noktalar var. Bakın neler diyorlar; “Papadopulos ve birlikte olduğu kişilerin sınırı olmayan cüreti çok hayret verici. 2004 referandumundan 9 sene sonra ve bunların paranoyak davranışlarından dolayı Kıbrıs’ın kalıcı olarak bölünmesi nedeni ile seslerini kesmeleri gerek… Aklı başında olan herhangi bir Rum inanır mı ki, Papadopulos (DIKO Milletvekili), Garoyan (DIKO Başkanı), Omiriu (EDEK Başkanı), Perdikis (Ekologlar Başkanı), AKEL’in yönetim kadrosundakiler ve 2004 yılında Annan Planını reddeden diğer kişiler, verdikleri kararın bizleri nerelere sürüklediklerinin farkında değiller. Bize neler söylediler, hatırlayın.
“Hayır deyin ve korkmayın. Bir hafta içinde AB’nin üyesi olacağız. Türkiye artık Kıbrıs sorununu Avrupa ile müzakere edecek ve herkesin haklarının korunduğu, tüm göçmenlerin geri döneceği, taşınmaz malların iade edileceği Avrupalı bir çözümü kabul etmek zorunda kalacak. Her şey AB müktesebatına göre yapılacak” diyorlardı. Şimdi bu demagoglar, kandırdıkları tüm bizlere açıklama yapmak zorundadırlar. Papadopulos bize “Avrupalı Çözüm”e ne olduğunu söylemelidir. İnsan haklarına saygı nerede. Kuzeyde kalan taşınmaz mallardan ne haber. Bize kötü, meşum ve hayatımızı karartacak diye tanıttığınız Annan Planı, 2004 yılında Maraş’ı, 2007 yılında da Güzelyurt’u geri verecekti ve bunlarla birlikte de 50 tane köyümüzü geri alacaktık. Nerede bunlar…
HAYIRCILARIN KAHRAMANCA MÜCADELESİ
Hayırcılar verdikleri bu kahramanca mücadele ile kaç tane şehrimizi ve köyümüzü özgürlüğe kavuşturdular. Annan Planı, göçmenlerden arzu eden olursa 150 bin kişinin terk ettikleri köy ve şehirlere geri dönüşüne olanak sağlıyordu, bu dokuz senelik süre içinde bu büyük vatanseverler kaç tanesini kahramanca geri göndertmeyi başardılar? Kaç tane taşınmaz mal eski sahiplerine iade edildi? Türkiye tümünü satın almaya başladığı için kısa bir müddet sonra kuzeyde hiç bir taşınmaz malımızı kalmayacak. İşte bunlar bizim sözde kahraman takımımızın elde ettiği başarılardır. Bu kötü plan tüm Türk ordusunu Anadolu’ya geri gönderecekti. Geriye sadece hafif silahlarla 600 asker kalacaktı. 2004 yılından beri Papadopulos ve Garoyan kaç tanesini geri göndertmeyi başardı? Türk ordusuna ait tankların Mesarya Ovası’nda tatbikat yaparken çıkardığı tozlar ve sesler buradan bile duyulmakta. Bu tanklar ve askerler Türkiye’nin 2004’de geri çekmeye onay verdikleriydi ama bizim süper kahramanlarımız buna izin vermeyip, Türk askerlerine adada kalın dediler. Türk askerleri bu askeri eğitimi sürekli yapıyorlar, hazır olmak için. Eğer bir gün Erdoğan hadi derse, bir gecede Baf’a kadar gelecekler. Kim durabilecek ki karşılarında… Papadopulos, Garoyan, Omiriu, Lissaridis, Perdikis, Hristofyas gibi tüm süper vatanseverler ve geri kalan tüm Hayırcılar 2004 yılında yaptıklarından utanç duymalıdırlar. Selanik’ten bize mesaj gönderip cüretkar bir şekilde kötü ve lanet Annan Planı konusunda dikkatli olmamızı tavsiye eden Samaras da tabii…” İşte Güney Kıbrıs’ta çeşitli mesleklerden sıradan Rumların, ağız birliği etmişçesine söyledikleri bunlar. Anlaşılan Güney Kıbrıs’ta yaşanan ekonomik kriz, Rumların Kıbrıs konusuna ve Kıbrıs’ta yaşanan olaylara bakışını değiştirmeye yetmiş. Belli ki ekonomik kriz Rumların kör gözlerine iyi gelmiş ve aniden etraflarını net olarak görmeye ve olan biteni anlamaya başlamışlar.
HABERLER
Az önceHABERLER
Az önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce