Bu Pazar KKTC’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden Derviş Eroğlu’nun galip çıkması son 6 yıldır Kıbrıs’taki mevcut politikaların çıkmaza girdiğinin çok açık bir kanıtı. Seçim sonuçlarının Türkiye’deki liberal çevrelerdeki yankılarına baktığımda şaşkınlığımı gizleyemedim açıkçası. Eroğlu’nun kazanması “çürümüşlüğe” bir geri dönüş olarak yorumlandı hemen.
2004’teki Annan Planı referandumunda ve 2006’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mehmet Ali Talat’ın kazanması için elinden geleni ardına koymayan çevreler, bugün Eroğlu’nun kazandığı seçim zaferine saldırarak bir anlamda demokrasi anlayışlarını ortaya koyuyorlar.
Yazık! Hiç kimsenin demokrasi algılayışını sorgulamıyoruz ancak Kıbrıs örneğinde liberal aydınların samimi bir demokrasi anlayışına sahip olmaktan çok sahte bir demokrasi fetişizmi içinde oldukları ortaya çıkıyor.
Bu sebeple, KKTC’de Derviş Eroğlu’nun zaferi, Kıbrıs üzerinden Türkiye’de demokrasi çığırtkanlığı yapan, Türk halkının gözünde ulusal bir kahraman olan Rauf Denktaş’ı alaşağı etmekten kıvanç duyup Avrupa Birliği söylemlerini pazarlamayı demokrasi zanneden, hiçbir milli manevi kaygısı olmayıp “Batı” değerlerine tapınmayı evrensel insanlık onuru belleyen bu “dünyalılara” tokat gibi bir cevap oldu.
Daha ne mi oldu? 30 yıllık Denktaş’ı devirmekle övünen, seçimlerde KKTC’nin bağımsızlığını savunup iktidara gelen Eroğlu’nu “çürümüşlük”le suçlayanların sadece 6 yıl gibi kısa bir zamanda iktidardan kayıp gitmeleri bu liberal grupların içinde bulunduğu zihinsel eksikliğin açık bir göstergesi oldu.
Bu meşhur “çürümüşlük” sıfatının artık modasının geçtiği, hiçbir anlam ifade etmediği kanıtlandı.
Özgür iradesiyle Eroğlu’nu iktidara taşıyan Kıbrıs Türk halkına da “çürümüş” sıfatını yakıştıranların demokrasiyi içselleştiremedikleri, demokrasi fetişizminden başka bir şey yapmadıkları ortaya çıktı.
Mehmet Ali Talat ve temsil ettiği, Türkiye’de daha güçlü yansımaları olan, zihniyetin Kıbrıs Türk halkının iradesini hiçbir zaman taşıyamadığı ve taşıyamayacağı anlaşıldı.
Fareli köyün kavalcısı Talat’ın zorla kapıdan içeri tıktığı Kıbrıs Türk halkının o kapıları güçlü yumruklarla kırdığı görüldü.
Ve en önemlisi, KKTC ile Türkiye’nin et ve tırnak gibi olduğu, Kıbrıs Türklerinin haklarını çiğneyenlere; onları Türkiye’den koparıp Rumların inisiyatifine terk edecek politikacılara her zaman yol vereceği bir kez daha kanıtlandı.
Özetle, AB/ABD/Türkiye’deki demokrasi fetişistleri + “yes be annem”ciler deryaya, Mehmet Ali Talat ve zihniyeti başka kapıya…30 yıllık Denktaş’ı devirmekle övünen ve KKTC’nin bağımsızlığını savunan zihniyeti “çürümüşlük”le itham edenlerin sadece 4 yıl içinde iktidardan kayıp gitmeleri, kendilerinin içinde bulunduğu zihinsel eksikliğin açık bir göstergesidir.
HABERLER
5 saat önceHABERLER
5 saat önceKÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önce