Benim de yönetiminde bulunduğum KKTC Gazeteciler ve Yazarlar Birliği’nin 24 Mayıs 2012 akşamı Lefkoşa Golden Tulip Hotel’de düzenlediği “ Savunan Adam Denktaş” etkinliği yapıldı. Bu etkinlikte birçok konuşmalar yapıldı, sine vizyon aracılığı ile önderimizin doğumundan son nefesine kadar, Kıbrıs Türk Halkı için vermiş olduğu mücadele gösterildi. Sine vizyonu izlerken inanın gözyaşlarımı tutamadım. Neden mi? Kıbrıs Türk Halkı yalnız bir liderini, bir önderini kaybetmediğini, Allahın Kıbrıs Türküne bahşetmiş olduğu DEVİNİ kaybettiğini bir kez daha anladım. Geçtiğimiz 2011 yılının 24 Mayısında Merhum Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş ilk kez rahatsızlanarak hastaneye yatırıldı; 13 Ocak 2012 ‘de hakkın rahmetine kavuştu. Düzenlenen etkinliğe Rauf Denktaş’ın eşi Aydın Denktaş, oğlu Serdar Denktaş, kalabalık üst düzey yetkililer ve çok kalabalık bir medya ordusu hazır bulundu. Etkinliğin sonunda Kıbrıs Türk Mücadelesinde kalem ve fikirleri ile hizmet vermiş olan 24 gazeteci ve yazara KKTC Gazeteciler ve Yazarlar Birliği tarafından “ Savunan Adam Denktaş” anı plaketi verildi. Sonuç olarak, büyük önderimiz Rauf Denktaş’ın “ Türk Dünyası Devinin” bizlere emanet ettiği KKTC’ni sonsuza dek yaşatıp Kıbrıs’ı asla Girit yaptırmayacağız. Önemli bir süreçten geçmekteyiz. Önümüzde 1 Temmuz vardır. Artık bu ucu açık anlamsız görüşmelerden kurtulmak için, bu altın fırsatı iyice değerlendirip, görüşmelere noktayı koymalıyız. Eğer BM’nin, AB’nin ve ötekilerin oyunlarına geleceksek vay halimize.
PROAKTİF POLİTİKA
Pro aktif politikaya ihtiyacımız vardır, elimizi masaya vurma zamanıdır. Geçtiğimiz hafta içerisinde, “Dünya Kıbrıs Türkleri” Mütevelli Heyeti olarak Dışişleri Bakanımız Sayın Hüseyin Özgürgün’e bir ziyarette bulunduk. Görüşme sonunda biz mütevelli heyeti üyelerine, 16 Ağustos 1960 tarihinde Gazi Magosa Limanında çekilmiş birer fotoğraf takdim edildi. Bilindiği üzere 16 Ağustos 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş yılıdır. Londra ve Zürih Anlaşmaları gereği, Türk Askeri Kıbrıs’a 82 yıl sonra gelebilmiştir. Düşünün 1878’de Kıbrıs Osmanlı’dan bin bir hile ve hülle ile İngiliz tarafından koparıldı. Bu fotoğrafta yedi tane ihtiyar dedemiz görülmektedir. O günkü tarihte ( 16 Ağustos 1960’da) bu dedelerimizin yaşları doksan civarında idiler. Yani 1878’de Osmanlı adadan Bayrağını ve askerini çektiği tarihte yedi, sekiz yaşlarında çocuk idiler. O kötü günleri görmüşlerdi. Aradan geçen 82 yıl sonra tekrardan Türk Askerini görmek, karşılamak bağırlarına basmak için Magosa Limanında beklerlerken çekilmiş tarihi bir fotoğraf. İnşallah önümüzdeki hafta ( Balkan Günlüğü Gazetesine) bu tarihi fotoğrafı gönderip yayınlatacağız.
Bu tarihi fotoğraftaki dedelerimiz, Türk Askerinin gelmesi için 82 yıl beklemişlerdir. Bu dedelerimiz, babalarımız ve bizler Kıbrıs’ın Girit olmaması için mücadele ettik; kan döktük can verdik. Kıbrıs davası Türklüğün namus davasıdır. Rum ve Yunan bilmelidirler ki burası asla Girit olmayacaktır.
Her zaman dediğim gibi Türkün Dostu Türktür.
HABERLER
20 saat önceHABERLER
20 saat önceKÖŞE YAZARLARI
4 gün önceKÖŞE YAZARLARI
9 gün önceKÖŞE YAZARLARI
15 gün önce