Son yapılan genel seçimlerden sonra milletimiz, ülkeyi tek başına Ak Parti’nin yönetmesi yerine koalisyon hükümeti kurulması yönünde tercihini kullanmıştır. Bunun üzerine medyada da yoğun şekilde süren koalisyon senaryoları tartışagelmiştir. Bazı partiler koalisyon için kırmızı çizgileri olduğunu, bazı partiler ise daha en baştan Ak Parti hükümeti ile koalisyon yapmayacaklarını beyan etmişlerdir. Seçenekler arasında en kuvvetli ihtimaller AKP-MHP koalisyonu yada erken seçim seçeneği olarak görülüyor. CHP’nin içinde yer alabileceği tek koalisyon seçeneği (AKP ile koalisyona gireceği ihtimali çok düşük olduğunu düşünürsek) CHP-MHP-HDP. Bu seçenekte de en büyük sıkıntı MHP ve HDP nin sahip olduğu zıt ideolojilerdir. CHP bu koalisyonu sağlamak için Bahçeli’ ye Başbakanlık teklifi götürdü ve ideolojisini koltuğa satmasını istedi. Bahçeli yapması gerekeni yaptı ve teklifi reddetti. Eğer böyle bir teklifi kabul etseydi bunu tabanına nasıl izah edebilirdi ki? Bahçeli, fikir adamıdır, fikirlerin adamı değildir. Kılıçdaroğlu gibi belli bir zihniyetin uşağı değildir. Her partinin sahip olduğu bir ideoloji vardır ve bu ideoloji partinin var olma sebebidir. MHP’nin de Turancılıktır. Bu ideoloji doğrultusunda HDP ile koalisyona girmesi, MHP’nin tabiatına aykırıdır. CHP’nin var olma sebebini oluşturan ideoloji ise Atatürkçülüktür. Ama son zamanlarda bakıyoruz ki CHP içinde laik-ulusalcı-paralelci-Atatürkçü gibi bölünmeler mevcut. CHP iktidara gelebilmek için her yolu deniyor ve gerekirse sahip olduğu ideolojinin çizgisinden de çıkabiliyor. Bunu yaptığı yetmiyormuş gibi diğer partilerin de ideolojilerinden vazgeçmelerini talep ediyor. Böyle ülküsüz, ilkesiz, iradesiz bir duruş sergilemek siyaset adına ne kadar doğru orası tartışılır ama bu duruşu sergileyenlere devlet nasıl emanet edilir? diye insan sormadan da edemiyor. Ülkemizde bilindiği gibi siyasi ve ekonomik istikrar ilişkisel bir devinimdir. Siyasi istikrarın olmadığı anda ekonomide de istikrarsızlıklar boy göstermeye başlıyor. Bu istikrarsızlıkların boy göstermemesi için koalisyon hükümeti bir an önce kurulmalı ve süreç uzatılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki belirsiz bekleyişler yatırımlara olumsuz yansımaktadır. Yatırımların azalması, toplam talebin daralması ve hafif çaplı krizlerle birlikte işsizlik sayısı bu dönemlerde daha da artmaktadır. Ülkemizin koalisyon hükümetleri tarihine baktığımızda siyasi krizle başlamış olan bu süreç, ekonomik kriz ile de koalisyon hükümetlerinin sonunu getirmiştir. Yeni kurulacak olan koalisyon hükümetinin uyumlu çalışması bu kriz senaryolarını yok edecektir aksi halde ise kriz kaçınılmaz olacaktır. Erken seçime gitmeye gerek kalmadan AKP ve MHP koalisyonu kurulmalıdır. Sağ ideoloji tek şemsiye altına girmelidir vesselam…
BALKAN YEMEKLERİ
2 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
9 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
18 gün önceHABERLER
27 gün önce