Al Jazeera’da “Kosova İsrail’i neden kör bir şekilde destekliyor?” başlığıyla gazeteci Denijal Jegic imzalı bir makale yayınlandı.
İşte makaleden ayrıntılar:
Kosova Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi, 2008 yılında Sırbistan’dan bağımsızlık kazanmadan önce “İsrail’i seviyorum. Büyük bir ülke. Kosova, İsrail’in dostudur” demişti. On yıl sonra Taci, halen ülkesini tanımayan İsrail’e Kosova’yı resmen tanıması durumunda Kudüs’te elçilik açmak için söz verdi.
Kosova’nın seçkinleri, siyasi destek almak umuduyla on yıldan uzun bir süredir İsrail’e kur yapıyor.
Bu yılın nisan ayında, Kosova Başbakanı Ramuş Haradinay, İsrail bayraklarıyla süslenmiş Priştine’deki ofisinde altı ABD’li yatırımcıyı ağırladı. Konuklarına “ABD ve Yahudilerle olan işbirliğimizden gurur duyuyoruz ve bir millet olarak İsrail, izlemesi gereken iyi bir model” dedi.
Temmuz ayında, Amerikan Yahudi Komitesi tarafından düzenlenen bir organizasyonda konuşan Kosova’nın ABD büyükelçisi Vlora Citaku, “Siyonist devlete önem verdiklerini, bir devletin nasıl kurulabileceğinin örneği olarak İsrail’e baktıklarını” söyledi. İsrail devletinin Filistin halkının etnik temizliği üzerine inşa edilmesi ve benzer bir etnik temizlik kampanyasıyla kendisinin mülteci durumuna düşmesi onu rahatsız etmedi.
Sıradan Kosovalıların İsrail’i sevip sevmediği gerçekten tartışmalı, ancak oldukça açık olan şey, hükümetlerinin, jeopolitik gerçekleri ve tarihi görmezden gelerek inatçı bir şekilde İsrail yanlısı bir tutum takınmaları. Ayrıca İsrail’in pratik düşüncelerini benimsemeleri.
SIRBİSTAN, OSMANLI GEÇMİŞİNİ REDDETTİ ve KOSOVA SAVAŞI’NA KARŞI ULUS BİLİNCİ OLUŞTURDU
Kosova uluslararası alanda tanınmak için mücadele ediyor. Ülke nüfusunun yüzde 90’ından fazlası Arnavut olmasına rağmen, Sırbistan hala burada tarihsel olarak hak iddia ediyor. Belgrad yönetiminin bu iddiasının merkezinde, Osmanlıların Sırp topraklarını fethettiği 1389 tarihli Kosova Savaşı yer alıyor. Bu tarihi olay, 19. yüzyılda Sırp devletinin bağımsızlıklarını ilan edip, ulus oluşturma çabalarının temel taşı oldu.
Dört yüzyıllık Osmanlı idaresinde önemli ölçüde değişmiş olmasına rağmen Kosova, Sırp milliyetçileri için “Sırbistan’ın kalbi“, hatta “Sırbistan’ın Kudüs’ü” olarak benimsendi.
Kosovalı Arnavutlar, Yugoslav ve ardından Sırp egemenliği altında 20. yüzyılın başlarındaki sömürgeleştirme uygulamalarından 1990’lardaki etnik temizlik girişimlerine kadar çeşitli baskı biçimleri yaşadılar. 1999 savaşı sırasında nüfusunun yüzde 90’ı yerinden edildi. NATO kuvvetleri müdahale etmedi ve Sırp askerleri geri çekilmeye zorlamadı. Bunun sonucunda binlerce insan öldü.
Sonuç olarak Kosovalı seçkinler ABD yanlısı oldu. 2018 Gallup anketine göre Kosovalılar, ABD yanlısı tutumunu sürdürüyor. Buna göre Kosova’nın neredeyse yüzde 75’i mevcut ABD yönetimini destekliyor. Kosova’nın kamusal alanlarının çoğu ABD bayrakları ile donatılmış durumda ve eski Cumhurbaşkanı Bill Clinton ile Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın heykelleri Priştine’de sergileniyor.
FİLİSTİN ve KOSOVA İLİŞKİSİ
Kosovanlı politikacılar nadiren Filistin’den bahsediyorlar. Filistin ise Kosova’yı bir devlet olarak tanımayı reddediyor. Geçmişlerinde benzer bir mağduriyet yaşayan iki ülke arasındaki bu paradoksal düşmanlığın bir çok nedeni var.
İLİŞKİLERİN TARİHİ GELİŞİMİ NASIL GELİŞTİ?
Yugoslavya, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü (FKÖ) destekledi ve 1967 savaşından sonra İsrail’le bütün bağlarını kopardı. Bununla birlikte, Yugoslavya’nın 1990’larda dağılmasından sonra ortaya çıkan ülkeler kendilerini Batı liberal demokrasileri olarak yeniden markalaştırdılar ve Avrupa Birliği’nin entegrasyonu yolundaki İsrail yanlısı politikalarını kabul ettiler.
SIRBİSTAN’IN TUTUMU FİLİSTİN’İ DESTEKLER NİTELİKTE
Ancak, Slobodan Miloseviç yönetimindeki Sırbistan farklı bir yol izledi. Dağılan Yugoslavya’dan doğan devletleri arasında İsrail’de elçilik açan ilk ülke olmasına rağmen, Filistin’e yönelik sembolik jestler gerçekleştirdi. Sırbistan, Filistin’in Birleşmiş Milletler’e üye olmadan gözlemci olmasını sağlayan 2012’deki oylamada bölgede destek oyu veren tek ülke oldu.
FİLİSTİN, BUNUN KARŞILIĞINDA KOSOVA’YI TANIMADI
Sırbistan’ın uluslararası arenada Filistin’e verdiği desteğe cevaben, Filistin Otoritesi yalnızca teşekkür etmedi. Aynı zamanda Kosova’nın bağımsızlığını tanımayacağını söyledi. 2000 yılının Ocak ayında, (rejiminin Kosovalı Arnavutlara yönelik acımasız kampanyasından sadece birkaç ay sonra) Filistin, Miloseviç’i Beytüllahim’deki Hristiyan Ortodoks Noel kutlamalarına katılmaya davet etmişti.
Temmuz 2019’da, Filistin’in Sırbistan Büyükelçisi Mohamed Nabhan, Sırbistan’a uzun süredir devam eden desteğinden ötürü teşekkür etti ve Filistin’in Kosova’nın Interpol’a kabul edilmesine karşı çıkacağını söyledi.
Kosova bağımsızlığını ilan ettiğinde, kıdemli Filistinli yetkili Yaser Abed Rabbo şunları söyledi: “Kosova bizden daha iyi değil. Kosova’dan önce bile bağımsızlığı hak ediyoruz ve ABD ve Avrupa Birliği’nin bağımsızlığımız için destek vermesini istiyoruz.”
Kosova makamlarının Filistin’e karşı tutumu, hiç şüphesiz Filistin idaresinin Kosova’nın bağımsızlığına ilişkin küçümseyici yaklaşımından ve Sırbistan ile güçlü ilişkilerinden kaynaklanıyor.
İSRAİL KOSOVA’NIN DESTEĞİNE RAĞMEN BAĞIMSIZLIĞINI TANIMIYOR
Kosova’nın Filistin meselesindeki İsrail yanlısı duruşuna rağmen, İsrail ile ilişkileri büyük bir engelle karşı karşıya. Tel Aviv yönetimi, Kosova ile Filistin arasındaki benzerliklere dikkat ediyor. Kosova’nın tek taraflı bağımsızlığının tanımasının Filistinlilerin kurtuluş çabalarına yardımcı olacağından korkuyor.
İSRAİL SIRBİSTAN’IN BAĞIMSIZLIK SÜRECİNDE FARKLI BİR TUTUM SERGİLEMİŞTİ
Fakat İsrail, 1990’larda Sırbistan’ın yanında durdu. Dahası, İsrail’in Batı’nın Yugoslavya’ya uyguladığı silah ambargosunu kırdığı ve Sırplara silah sattığına dair bazı işaretler var.
SARAYBOSNA’YA DÜŞEN MERMİLER İSRAİL YAPIMIYDI
İsrailli profesör Yair Auron’a göre, Ağustos 1994’teki Saraybosna Katliamı olarak bilinen olayda, (68 kişinin öldüğü, 142 kişinin yaralandığı) Markale pazarına düşen mermilerin İsrail tarafından üretildiği konusunda “neredeyse hiç şüphe yok.”
İsrail insan hakları avukatı Eitay Mack, İsrail’in Sırp kuvvetlerine silah sağladığına ilişkin 2016 yılında savcılığa dilekçe vermişti.
Kosova’da savaş başladığında, İsrail açıkça Sırbistan’a karşı durmak konusunda tereddüt etti. Netanyahu, Sırbistan’ın katliamlarını kınadı. Dışişleri Bakanı Ariel Şaron, NATO’nun 1999’da Kosova’ya müdahalesini kınamıştı. İslamofobik söylemleri kullanarak Arnavutluk’un kendi kaderini tayinine itiraz etti.
O yıl İsrail seçimlerinde yaşadığı yenilgiden sonra Netanyahu, hükümetinin insani yardım gönderdiğini ve 200 civarında mülteciyi kabul ettiğini duyurdu.
İSRAİL, SIRBİSTAN’A GARANTİ VERDİ
Kosova’nın bağımsızlığından bir yıl sonra, İsrail’in Sırbistan’daki elçisi Arthur Koll, “İsrail’in Kosova’yı tanımayacağını, Sırp halkı ve hükümetinden İsrail’in tutumunu dostluk işareti olarak kabul etmesini” istedi.
İsrail’in 2014’te Gazze’ye yaptığı saldırganlığın ardından, Sırbistan’ın Miloseviç rejiminde görev yapan şu anki başkanı Aleksandar Vuciç, İsrail’i ziyaret etti ve Sırbistan’ın İsrail’le olan dostluğuyla “gurur duyduğunu” söyledi.
TEL AVİV’İN SIRBİSTAN’A DESTEĞİNE RAMEN KOSOVA’NIN ELİTLERİ İSRAİL YANLISI TUTUMU SÜRDÜRÜYOR
Öte yandan Filistinliler ve Kosovalı Arnavutlar arasında, kendilerine özgü benzer ulusal kurtuluş deneyimleri var ve bu durum dayanışma için sağlam bir zemin oluşturuyor.
Belki de yakında, Filistin-Kosova ilişkilerinin geleceğini belirleyecek olan liderlikler değil, halklar olacak.
Kaynak : timeturk
KÖŞE YAZARLARI
3 gün önceKÖŞE YAZARLARI
8 gün önceKÖŞE YAZARLARI
14 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
22 gün önceKÖŞE YAZARLARI
23 gün önce